Emin Pazarcı, CHP milletvekillerinin İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'yı engellemesini sert bir şekilde kınadı. Pazarcı, milletvekillerinin dokunulmazlık zırhını istismar ederek bir bakanın görevini yapmasını engellediğini söyledi. Meclis tarihinde görülmemiş bir "siyasi eşkıyalık" örneği sergilendiğini ifade eden Akşam gazetesi yazarı Pazarcı, bu durumun demokrasi açısından kabul edilemez olduğunu vurguladı. Emin Pazarcı, şunları kaydetti:

"Yıllarca Meclis Muhabirliği yaptım. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin son 35-40 yıllık çalışmaları sırasında Abdülrezzak Ceylan'ın kuliste bir başka milletvekili tarafından tabanca ile vurularak öldürülmesi dahil, pek çok olaya şahit oldum. Ama böyle organize bir siyasi eşkıyalık görmedim.
CHP'li milletvekilleri toplandılar, pankartlar hazırladılar. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın önünde set olup, Komisyon Toplantı Salonu'na girmesini engellemeye çalıştılar.
Tek kelime ile rezalet bu!
Dokunulmazlık zırhının arkasına sığınıp, milletvekillerine sağlanan bir hakkı istismar ettiler. Güç kullanarak, bir Bakan'ın işini yapmasını engellemeye çalıştılar. Kuvvet kullanarak, Türkiye'nin asayişinden sorumlu İçişleri Bakanı'nın yolunu kesip, TBMM tarihinde görülmemiş bir siyasi eşkıyalığa imza attılar.
Niye gitti oraya? Niçin oradaydı? Ne yapacaktı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya?
2025 Mali Yılı Bütçe Görüşmesi'ne katılacak, terörle mücadeleyi anlatacaktı. PKK ve FETÖ terör örgütleri ile yürütülen amansız mücadeleden söz edecekti. Çeteler ve uyuşturucu baronlarına yapılan operasyonları sıralayacaktı. Aile içi ve kadına yönelik şirkete karşı alınan tedbirleri ortaya koyacaktı. En önemlisi de CHP'nin şiddetle karşı çıktığı kayyum atamalarının ardındaki gerçekleri ifşa edecekti.
İşte bunları hazmedemediler. Susturmaya ve engellemeye çalıştılar. Kim bilir, belki de gerçeklerin ortaya çıkma ihtimalinden rahatsız oldular.
***
Şimdi soruyorum:
Seçmen sandık başına gidip, kendisini temsil edecek milletvekillerini niçin seçer? Pazı gücü kullanıp, güç sergilemesi, TBMM çalışmalarını engellemesi, pavyon fedaileri gibi kabadayılık yapmaları için mi?
Tabii ki değil.
Kimse kusura bakmasın, ama yapılan budur! CHP milletvekilleri, sergiledikleri tavırla, Meclis'te bir ilke imza atmışlardır. Sokakta sergiledikleri tavırları yüce bir çatının altına taşımışlardır.
Diyorlar ki:
"Bizim belediye meclis üyelerimiz ve bizler de Esenyurt Belediyesi'ne giremedik. İşte biz de böyle yaptık."
Giremezsiniz tabii. Orada yasaların gerektirdiği bir adım atılmış ve hukuki bir işlem yapılmıştır. Teröre ve teröriste destek olduğu gerekçesi ile eldeki deliller çerçevesinde Belediye Başkanı görevden alınmış, yerine kayyum atanmıştır. Altını kalın çizgilerle çizelim, terör bir insanlık suçudur. Yapamazsınız, terörü destekleyemezsiniz. Kayyumun çalışmasını engelleyemezsiniz. Dağ başı ya da teröristlerin üssü haline getirilen Kandil değil orası!
Ne yapılmasını istiyordunuz? Kandil'deki kirli yapının Esenyurt'a taşınmasını, teröristlerin belediyede cirit atmasını mı? Devletin terör ve teröristle mücadele etmemesini mi?
Hani, "özrü kabahatinden büyük" derler ya! CHP'li milletvekillerinin TBMM'de yaptıkları da aynen bu!
Hep yazıyorum, sürekli olarak söylüyorum: Bir yanda Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyeti silah zoru ile yıkmak için mücadele eden emperyalist destekli bir terör örgütü var. Diğer tarafta onun belini kırmak isteyen T.C. Devleti.
Ne yapıyor CHP? Kimin safında yer alıyor, Devletin mi teröristin mi? Kime ve neye hizmet ediyor? Artık vatandaşın bunu görmesi lazım!"