BUĞRA KARDAN  İSTANBUL

DEM’in rotasında ilerleyen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bir yandan kayyım üzerinden yeni bir ‘gezi’ provokasyonunun altyapısını oluşturmaya çalışırken, diğer yandan “Alevi inancını yok saymanıza izin vermeyeceğiz” diyerek etnik ve mezhepçi bir dille kaos ortamı hazırlıyor.

CHP’yi kontrol eden hatta Kandil’in kuklası DEM’in rotasına sokan bu mihraklar, terör örgütüne üye olmaktan 6 yıl 3 ay hapis cezası alan Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ve Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün görevden uzaklaştırılmasının akabinde provokasyona başladı.

DEM’li Konak ve CHP’li Sarıgül’ü müdafaa etmek için yarışan Ekrem İmamoğlu ile Özel, kayyım uygulamasına karşı direniş çağrısı yaptı. Fonlu medya da İmamoğlu ile Özel’den geri kalmadı ve muhalif unsurları bir araya gelip hükümete tepki vermeye davet etti.

Akla zarar haberler

Cumhuriyet, dün ilk sayfadan “Baskıyı artıracaklar” başlıklı skandal bir haber yayımlandı. Anılan haberde CHP kurmaylarına dayanılarak “Baskıların artacağı öngörülüyor. Muhalefet, saldırılara karşı bütün olmalı” ifadelerine yer verildi. Marjinal sol örgütlerin sesi Birgün de “Birleşmekten başka yol yok” manşetiyle çıktı. Akla zarar manşetin altında “Rejim baskıyı artırırken halkın iradesini gasp ediyor. Bu zorba rejime son vermek omuz omuza mücadele şart” cümleleri geçti.

AK Parti 27’nci Dönem Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, şunları kaydetti:

“Kayyım uygulaması önemli. Bu, sıradan bir uygulama değil. Bu, 2016’da KHK’yla başlamış ve 2018’de parlamentodan geçerek kanunlaşmış bir uygulama. Kayyım uygulaması yerindedir. Her kayyım kararının ardından sesleri çıkanlar, hükümet keyfi bir adım atıyormuş gibi intiba vermek suretiyle halkı galeyana getirmeye çalışmaktadırlar. Oysaki hükümet, halkın huzuru için kayyım ataması yoluna gidiyor. CHP’nin derdi başka. Derdi milleti kışkırtmak. Yalan ve dedikoduyla olmayanı olmuş gibi sunmak.

Nafile bir arayış daha

AK Parti 27’nci Dönem İstanbul Milletvekili Mehmet Metiner de, şunları söyledi: “CHP’nin kayyım uygulamasından yola koyularak belli başlı hamlelerde bulunuyor. Direnme, mücadele gibi kavramları kullanıyor. Burada gerilimi tırmandırma, sokaktan medet umma anlayışı var. CHP, Gezi’den bu yana sokaktan siyaset devşirmeyi amaçlıyor. DEM de silaha bel bağlıyor. Bu ikisi kayyım hususunu da büyük bir soruna döndürmeyi planlıyor ama boşuna. Sokak siyaseti için zemin uygun değil. Yeni bir Gezi denemesi olur mu? Olur ama milletin sokak siyasetine prim vermediği muhakkak. Kayyım atanarak bir kanunun gereği yerine getiriliyor. CHP, kanuna ve gereğine karşı ise neden Anayasa Mahkemesi’ne gitmiyor? Her şey önümüzde.