AKİT MENÜ

Gündem

Vahdettin’in naaşı vatanına kavuşsun

Baas Rejiminin yıkılmasının ardından Suriye özgürleşirken, orada bulunan milli ve manevi değerlerimize yönelik atılacak adımlar da merak ediliyor. Esed’in saldırma ihtimali yüzünden, kabri yurt dışında bulunan tek Osmanlı padişahı olan Vahdettin Han’ın da mezarının Türkiye’ye taşınması fikri ortaya atıldı. Şam’ın ecdat toprağı olduğunu ve Vahdettin Han’ın kabrinin bir mühür olarak orada durması gerektiğini belirten Tarihçi Mustafa Armağan ise, “Devlet kurumlarının Şam’da bulunan Sultan Vahdettin Han’ın kabri için bir program düzenlemesi ve tanıtımı için çalışmalar yapması elzem bir konudur” dedi.

Haber Merkezi

Sebahattin Ayan  İstanbul

Baas Rejiminin yıkılmasının ardından Suriye özgürleşirken, orada bulunan milli ve manevi değerlerimize yönelik atılacak adımlar da merak ediliyor. 2011’de patlak veren krizin ardından yaşanan iç savaş sonrası iki ülke arasındaki ilişkiler askıya alınırken, Şam’da medfun bulunan hanedan üyelerinin kabri de gündem olmuştu. Esad rejiminin saldırma ihtimali yüzünden, kabri yurt dışında bulunan tek Osmanlı padişahı olan Sultan Vahdettin Han’ın da mezarının Türkiye’ye taşınması fikri ortaya altmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2012’de “İnşallah Emevi Camii’nde namaz kılacağız, Süleymaniye Külliyesi’nde dua edeceğiz” diyerek merhum Vahdettin Han’ın kabrine verdiği değeri ifade etmişti. Gazetemize konuşan hanedan üyeleri ve tarihçiler, Vahdettin Han’a öfke duyan ve ona saldırmayı alışkanlık haline getiren seküler azınlığa aldırmadan gereken devlet saygısının gösterilmesini istedi.

ATA TOPRAKLARINA DÖNSÜN

Osmanlı padişahlarından 2. Abdülhamid’in 4. kuşak torunu Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu, şunları dile getirdi: “Dikta rejimi Suriye’deki mücahidlerin ve devletimizin sayesinde son bulmuştur. Rabbim bu necip milletten razı olsun. Milyonlarca muhacir kardeşimizi bağrına bastı, ekmeğini bölüştü ve onlara kol kanat gerdi. Bu dünyaya Osmanlı medeniyet ve kültürünün hala yaşadığını ispat etti. Diğer dedelerimiz gibi son Osmanlı sultanı Mehmed Vahdettin Han’ın kabrinin atalarının topraklarına nakledilmesini arzu ediyoruz. Bu hususta ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızdan Allah razı olsun. Kendileri her zaman Osmanoğulları’nın yanında olmuştur. Bahsettiğiniz seküler azınlık, tarihi doğru bilmedikleri için Osmanlı’ya körü körüne düşmanlık besliyorlar. Bunların ciddiye alınacak durumları yoktur. Güneş balçıkla sıvanmaz. Hakikat eninde sonunda ortaya çıkacaktır. Şam bizimdir, Emevi Cami bizimdir. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi inşaAllah en yakın zamanda bizlerde Şam’ı ziyaret edeceğiz ve Emevi Camiinde namaz kılacağız. Süleymaniye Külliyesinde dedemiz Sultan Vahdettin Han’ın kabrinde dua edeceğiz.

OSMANOĞULLARI’NA İADE-İ İTİBAR

Bizler Osmanlı torunlarıyız. Ceddimiz önce millet demiştir. Tarih Sultan Vahdettin Han’ın ne sebeple yurtdışına gitmek zorunda olduğunu ortaya koymuştur. Görmek istemeyen kadar kör, duymak istemeyenden daha sağır yoktur. İşte bu zümrede aynen bunlar gibidir. Anadolu’daki milli mücadeleyi başlatan Sultan Vahdettin Handır. Bu artık tarihi belgelerle ispat edilmiş bir olaydır. Bizler devletimizi yöneten yetkililerden isteğimiz, milli ve manevi değerlerimize tarihi şahsiyetlerimize yönelik yapılan hakaret v.b. sözlerin ifade özgürlüğü kapsamından çıkarılması ve caydırıcı cezaların verilmesini talep ediyoruz. Duamız ve arzumuz Suriye’nin tekrar geçmişte olduğu gibi Türkiye’ye bağlanmasıdır. Rabbim o günleri görmeyi hepimize nasip etsin inşaAllah. Sözlerime son verirken şunu da ifade etmek istiyorum. Bizler haksızlığa uğramış Osmanlı’nın torunlarıyız ve Osmanoğulları’na iadeyi itibarın verilmesini talep ediyoruz. Rabbim vatanımızı milletimizi devletimizi muhafaza ve muzaffer eylesin.”

ŞAM’DAKİ MÜHRÜMÜZDÜR

Tarihçi Yazar Mustafa Armağan da şunları söyledi: “Nazım Hikmet’in de mezarının da getirilmesi düşünülüyor. Ben buna sıcak bakmıyorum. Orada kalmaları bizim için daha önemli. Nazım Hikmet’in hayatının son yılları orada geçti. Kendi iç dünyasıyla bir alakası var. Vahdettin Han yaklaşık 100 yıldır orada. Orada olmasının İmparatorluk coğrafyası açısından baktığımızda bir manası var. Bizim orada bir hakkımız bir devlet başkanımız orada medfun. O noktalarda çok mücbir bir sebep yoksa orada kalmasında bir sakıncası yok. Herkesi getirmenin bir manası yok. Gelse daha fazla hain denilmesinin önüne geçecek bir aksiyon olmaz. Önemli olan bizim buradan Vahdettin Han’ın hain olmadığını ortaya koyacak delillere devam etmemiz. Mücadelenin ilk kısmı Sultan Abdulhamid Han’da başarıldı. Biz bir İmparatorluğuz. Suriye’de bir varlığımızın olması gerekir ki camii de bizim eserimiz. Vahdettin Han’ın orada olması bizim gönül coğrafyamızı zihin coğrafyamızı belirleyen bir durumdur. Kabri getirilebilir ama bir mühür olarak orada kalması en uygun olanıdır. Orada kalması uygundur noktasına geliyorsak orada bir türbe yapılabilir. Hiç değilse bir koruma altına alınabilir. Orada tek hünkâr yatmıyor. Hanedan üyelerinden bazıları da medfun bulunuyor. Onlarda çok önemli Osmanlı hanedanı açısından. Osmanlı’nın padişah olarak İstanbul, Bursa ve Şam’da türbeleri var. Bu açıdan da çok önemli bir mevzu. Devlet kurumlarının Şam’da bulunan Vahdettin Han’ın kabri için bir program düzenlemesi ve tanıtımı için çalışmalar yapması elzem bir konudur.”

Yorumlara Git

Hükümete akılalmaz tuzak: Çelik üreticisi 'halkı zehirledi' ülke şaşkına döndü! Savcılar kararı ilan etti

İşgalciler Somaliland'in hamiliğine soyundu

Duyarlı STK’lardan operasyonlara destek: Madde bağımlığı bekaa sorunu haline geldi

CHP'nin İstanbul'daki kalesine grev kararı asıldı

Her anı rezalet! Aldattığı karısını, sevgilisi ile kız arkadaşına öldürtmüş!