Akşam Gazetesi yazarı Hüseyin Besli, Suriye Devrimi’ne Türkiye’nin verdiği desteği, Necip Fazıl Kısakürek’in gençlik idealleriyle ilişkilendirerek değerlendirdi.

İşte Hüseyin Besli'nin "Peki, siz bu senaryoya ne diyorsunuz?" başlıklı yazısı...

Hâlâ birileri -başlangıçta daha çoktu.- Suriye Devriminin arkasında Siyonistler/Siyonist akıl vardır... deyip duruyor.

Geçtiğimiz günlerde, Necip Fazıl Kısakürek ödül töreninde yaptığı konuşmada Sayın Cumhurbaşkanı, üstattan "'Kim var' diye seslenilince, sağına soluna bakınmadan fert fert 'Ben varım!' cevabını verici gençlik" sözünü naklediyordu.

Demem o ki;

Suriye Devrimi; Necip Fazıl'ın özlemine/arzusuna cevap verebilmek sadedinde, Erdoğan liderliğinde; sağına soluna bakmadan, yardım edecek başkaları da var mı demeden, birileri olup bitenden rahatsız olup bize karşı garez besleyip, çelmelemeye kalkışır mı diye düşünmeden; Suriyeli mücahitlere ve Suriye halkına omuz veren, destek olan, yardım eden, yol gösteren Türkiye sayesinde gerçekleşmiştir...

Siz ne dersiniz?

2

Bazı mahfillerde Türkiye ve Suriye'nin birleşmesinden veya Suriye'de Türkiye'ye benzeri bir sistem kurulmasından söz ediliyor.

Biz ise; Türkiye hem kuruluş aşamasından beri taşıdığı bazı nakısalar, hem yüz yıllık geçmişin/yaşanmışlığın kaçınılmaz tortuları nedeniyle;

Suriyeli devrimciler, kendilerine has, özgün, inancı dışlamayan, insan onuruna saygılı, komşularıyla dost, dünya ile barışık yeni bir sistem kurmalıdır... diyoruz.

Siz ne dersiniz?

3

Biz deriz ki; çok acı ama; İsrail'in Gazze'de yaptığı katliam/soykırım ile İsrail devletinin ömrü arasında ters bir orantı vardır...

Siz ne dersiniz?

4

Şöyle iddialar var;

Suriye Milli Ordusu SMO'yu, ÖSO'yu Türkiye Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetler mensupları, HTŞ'yi ise MİT elemanları yetiştirmiştir, bu fark sahada da görülmektedir...

Siz ne dersiniz?

5

Daha geçenlerde, bir lise öğrencisi, bir bilim fuarında, sıfırdan yaptığı bir drone'u uçuruyor ve ben de bir Selçuk Bayraktar olmak istiyorum... diyordu.

İnşallah dileği gerçekleşir, lakin o bir kenarda dursun...

Varsayalım ki o genç yaptığı aletin imkanlarını bilerek ve ona güvenerek, gençlik ve mucit olma coşkusuyla insansız hava aracını havalandırsa ve sonra o drone gidip İsrail Parlamento binasının tepesine düşse; sonra sonra; Teknofest'ten bildiğimiz daha yüzlerce hatta binlerce genç birbirlerinden etkilenip her biri harekete geçip ellerindeki alet-edevatla İsrail'e saldırsa...

Bu senaryoya ne dersiniz?

6

7 Eylül 2023'ten önce, dünya sistemi, hassaten bölge bağlamında 'antisemitizm' ve 'İslamofobi' diye iki kavramın açtığı dere yatağında akıp gidiyordu.

7 Eylül sonrası İsrail soykırımından ve Suriye Devrimi'nden sonra artık bölgede 'adilgüçtürkiye' nidası yükselecektir... deriz.

Siz ne dersiniz?...