Altınordu ilçesinde berberlik yapan Dursun Gemici'yi diğer birçok berberden ayıran bir özelliği bulunuyor. Her gün işe takım elbise ve kravatla gelen Gemici, ilk bakışta iş insanı veya memuru andırıyor. Yaptığı işe ve müşterilere saygısını göstermek için bu şekilde giyindiğini belirten Gemici, "Bence bir insan ne iş yaparsa yapsın o işi severek yapmalı ve saygı duymalıdır. Bu kapsamda ben de elimden geldiğince kılık kıyafetime, saçıma sakalıma özen gösteriyorum. Bazen beni tanımayanlar ne iş yaptığımı öğrenince şaşırıyor. Dükkana ilk kez gelenler beni müşteri sanıyor ve ‘Usta nerede?’ diye soruyor. 'Usta benim' dediğimde ise şaşırıyorlar, çünkü takım elbise giyen, kravat takan berber görmeye alışık değiller. Her zaman güzel şeyler söylüyorlar ve beni takdir ettiklerini ifade ediyorlar. Böyle olunca, ben de hem kendimle hem de yaptığım işle gurur duyuyorum” dedi.

‘KIYAFET SEÇİMİ, ZEVK MESELESİDİR’

Nerede, ne iş yaptığının önemli olmadığını belirten Gemici, "Önemli olan şey düzgün giyinip, insanlara kibar davranmaktır. Çünkü nezaket kuralları bunu gerektirir. Ben herkese nazik, güler yüzlü davranırım. Şimdiye kadar böyle olmanın bir zararını görmedim. Karşınızdaki insana saygı gösterdiğinizi belli etmenin çeşitli yolları vardır. Bunlardan biri de güzel ve intizamlı giyinmektir. Ben böyle düşünüyorum ama kılık kıyafet, sonuç olarak zevk meselesidir ve 'Zevkler ve renkler tartışılmaz' derler. Herkes istediği ve sevdiği tarzda giyinmekte özgür" diye konuştu.

'ESKİDEN KRAVAT TAKMADAN SOKAĞA ÇIKILMAZDI'

Şu an herkesin çok farklı ve çeşitli tarzlarda giyindiğini belirten Gemici, "Eski filmlere baktığımızda insanların fonda bile hep takım elbise giydiğini ve çok güzel bir Türkçe konuştuğunu görüyoruz. O zamanlar bir daha gelir mi bilemeyiz ama bence çok güzel zamanlardı. O günleri çok özlediğim için böyle giyiniyorum” ifadelerini kullandı.