Gündem
İhanet neredeyse CHP de orada! Adalet değil vesayet istiyorlar
28 Şubat’ın siyasi ayağını temsil eden, Ergenekon’un avukatlığını üstlenen, 27 Mayıs muhtırasına alan açan, 15 Temmuz’da tankların önünden geçen CHP zihniyeti, şimdi de cunta heveslisi subaylar ve yolsuzluk soruşturması üzerinden yargıyı hedef alıyor. Güvenlik Uzmanı emekli Kıdemli Albay Mustafa Hacımustafaoğulları, vesayet ve darbe dönemlerine öykünen CHP’nin adalet değil, vesayet istediğini dile getirdi.
GÜNDEM SAPTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR
Güvenlik Uzmanı Ersan Ergür ise Akit’e yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Bugüne kadar ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ nidalarıyla, muhafazakâr ve mütedeyyin insanları hep saf dışı bıraktılar. Vesayet odakları, 28 Şubat süreci başta olmak üzere, irticai faaliyetler bahanesiyle subay ve astsubayların ordudan ilişiğinin kesilmesi ve atılma sürecini yönetmişlerdir. Dindar bir subayı ordudan uzaklaştırmanın parolası hep; ‘Mustafa Kemal’in Atatürkçülük ilke ve inkılaplarına aykırı tutum ve davranışları benimseme’ şeklinde olmuştur. Özellikle 15 Temmuz’dan sonra muhafazakâr kesim ülkede gerçekten milli iradeyi temsil eden, ülkesini vatanını seven, hiç çekinmeden tereddütsüz şehadete koşarak ülkesini koruyan mütedeyyin insanlar artık hem TSK’da hem bürokraside hem de sivil toplum kuruluşlarında görev almaya başlamışlardır. Tüm bunlara rağman kendilerini milletin, milli iradenin üzerinde adeta efendi olarak gören bu kesim paniktedir, o dönem kapanmıştır. Türkiye; dini değerleri, kültürel ve ahlaki yapısını, Türk örf adet ve geleneklerini benimseyen, ümmete umut ve ışık olan bir anlayışı gerçekleştirmek için adım atmaya başlamıştır. Suriye’de olanlar bunun bir tezahürüdür. Hatırlarsanız Kemalist yapı, dini değerleri çağdaşlaşmanın önündeki bir engel olarak algılamış, dini ve dindarlığın önüne geçecek her türlü yaklaşımı toplumsal ve kamusal hayatta dikte etmişti. Bunların hepsi gerçekten milli muhafazakar anlayışın Türkiye’de hakim olduğunun bir göstergesidir.
DERTLERİ MUSTAFA KEMAL DEĞİL
“Onların derdi Mustafa Kemal’in tartışmaya açılması değil, adını kullanıp kendisini milli iradenin üstünde gören anlayışın, bu ülkede iktidara gelemeyeceği ve bürokrasiyi tekrar ele geçiremeyeceğinin anlaşılmış olmasıdır. Milli Savunma Bakanımız belki Türkiye’de bir toplumsal çatışmanın önüne geçebilmek maksadıyla bu süreci uzatarak, bugünlerde süren barış sürecinin baltalanmaması, olumsuz yöne evrilmemesi için tedbir almış olabilir. Vesayet odaklarının bu açıdan Bakanlığın üzerinde etkisinin olacağını düşünmüyorum. Çünkü doğrudan doğruya Sayın Cumhurbaşkanımıza bağlı olan bir kurumdur. Cumhurbaşkanımızın iradesi, kılıç çekerek birilerine mesaj vermek isteyen bu insanlara karşı hukuki sürecin başlatılması yönünde olduğunu biliyoruz. Cumhurbaşkanımıza rağmen vesayete teslim olacak bir anlayışta olduğunu düşünmüyorum. Dolayısıyla disiplinsizlik yapan bu insanların TSK’dan ilişiği kesilmeli ve asla müsamaha gösterilmemelidir. Barış sürecinin başarıya ulaşılması için gündem saptırmaya yönelik bazı odakların faaliyetlerinin önüne geçilmesi gerekiyor.”
VESAYET İSTİYORLAR!
Güvenlik Uzmanı emekli Kıdemli Albay Mustafa Hacımustafaoğulları da, şunları dile getirdi: “Kılıç çeken teğmenlerin eylemi, disiplinsizliğin ötesinde siyasi iradeye yönelik darbe heveslerinin tezahürüdür. Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu muvacehesinde, toplu erat karşısında icra edilen bir başkaldırı ve bozgunculuktur. Eyleme katılanların tamamının TSK ile ilişiği kesilmelidir. Bunların hak ettiği cezayı almamaları, geleceğimizi tehlikeye atmak olacaktır. Teğmenliğinin ilk gününde bunu yapanların daha yüksek rütbe ve makamlara geldiğinde neler yapabilecekleri malumdur. Bunları savunan CHP ve diğer odaklar, vesayet ve darbe dönemlerine öykünmektedir. Dolayısıyla bu kesimler adalet değil, vesayet istiyorlar.”