Buğra Kardan  İstanbul

Yalan ve talan üssü CHP, ismi skandallarla anılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu yolsuzluk davalarından korumaya dönük zaman ayarlı bir operasyona imza attı. CHP’nin emanetçi lideri Özgür Özel, Beşiktaş ve Esenyurt belediyelerine yönelik yolsuzluk soruşturmasının İBB’ye sıçrama ihtimali kuvvetlenince isim vermeden İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı ilan etme yoluna gitti. “Adayımız belli” diyen Özel, isim zikretmezken, bir gazetecinin PM’de İmamoğlu’nun isminin ele alınıp alınmadığını sorusuna, “Ekrem Bey’in adı her toplantıda geçiyor” cevabını verdi. CHP’nin Cumhurbaşkanı adayının ismi saklı tutulurken, fondaş kalemler İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i tehdit eden İmamoğlu’na yönelik soruşturma ile cumhurbaşkanlığı yürüyüşünün başladığını dile getirdiler. Öte yandan, hem para kuleleri davasından hem de Beşiktaş ve Esenyurt belediyelerine yönelik yolsuzluk soruşturmasının İmamoğlu’na dayanmasından çekinen Özel’in İmamoğlu’nu alelacele aday yapmaya teşebbüs etmesi “Heybede bulunan turpun büyüğü İmamoğlu mu” sualini akla getirdi.

SİYASİ MANEVRALAR ENDİŞE VERİCİ

Dönen dolapları Akit’e değerlendiren Milli Beka Hareketi Başkanı Murat Şahin, şunları söyledi: “Esenyurt ve Beşiktaş skandalları Ekrem İmamoğlu’nun siyasi kariyerini sarsmaya devam ediyor. Bu krizleri bir fırsata çevirip Cumhurbaşkanı adaylığı için hazırlığı yaptığı öne sürülürken ‘Belediyenin aldığı borçlar şaibeli şekilde kullanılıyor mu, kullanılmıyor mu’ sorusuna cevap aranıyor. İddialardan biri ise borç alınan paraların adrese teslim ihalelerle özel şahıslara aktarılması. Ayrıca üniversite diplomasının YÖK tarafından incelenmesi, siyasi kariyeri için başka bir belirsizlik unsuru oluşturuyor. YÖK’ten yapılacak açıklama, muammaları daha da derinleştirecek gibi görünüyor. İmamoğlu’nun yargı üzerinde oluşturmaya çalıştığı baskı ve siyasi kurnazlık teşebbüsleri onun kendini Cumhurbaşkanı adayı olarak konumlandırma çabalarının bir parçası gibi gözüküyor. Bu siyasi manevralar, Türkiye’nin demokratik yapısında endişe verici bir gelişme olarak değerlendirilirken İmamoğlu’nun liderlik yetenekleri ve siyasi stratejileri sorgulanmaya devam ediyor. Öyle anlaşılıyor ki kamuoyu nezdinde oluşan tepkiler ve İmamoğlu’nun siyasi geleceği üzerindeki bu baskılar, Türkiye’nin siyasi gündemini belirleyecek önemli unsurlardan biri olacak. İmamoğlu’nu kurtarmaya soyunmayın, onu Cumhurbaşkanı adayı yaparak yargıdan kaçırma hatasına düşmeyin yoksa kaybedersiniz.”

KENDİNE ZIRH, KALKAN ARIYOR

Araştırmacı Mehmet Fırat ise şunları dile getirdi: “FETÖ’nün STV’sinden Laz müteahhitliğe ve oradan Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’na derken İBB’ye sıçrayan İmamoğlu’nun hikâyesi arkasında bir sürü şaibeyi, yolsuzluğu, usulsüzlüğü de peşinden sürükleyerek bu günlere geldi. Kendi seçmeni tarafından bile ‘tuvalet terliği’ olarak nitelendirilen, kullanışlı bir aparat olma özelliğinden dolayı herkes tarafından kucaktan kucağa dolaştırılan bir siyasi figürdür İmamoğlu! Aziz Nesin hayatta olsa ‘Zübük’ adlı kitabını ona ithaf ederdi. Beylikdüzü Belediyesi’ndeyken yaptığı yolsuzluklar bir şekilde kapatılan İmamoğlu’nun 2. dönem İBB Başkanı olması için ‘tam yol ileri’ sloganı kullanılmıştı. Bunun tam gaz yolsuzluk olduğunu kimse anlamamıştı. Şimdi iş öyle bir yere geldi ki hırsızlıklar ve yolsuzluklar çuvala sığmaz oldu. Bu kokuşmuşluğu ve CHP’yi tamamen saran bu organize durumu kurtarabilmek için İmamoğlu’na kahramanlık rolü verdiler. Onu öyle bir gazladılar ki; gerçekten kendini öyle görmeye başlamış bile olabilir! CHP’yi kullanma yoluna giderek Cumhurbaşkanlığı adaylığını zırh gibi görerek hakkında açılan hırsızlık, yolsuzluk soruşturmalarını ve kovuşturmalarını örtbas etme derdindedir. Ne yaparsa ya yapsın muvaffak olamayacaktır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na ve ailesine höykürmesinin sebebi de budur. İmamoğlu, belediyenin kendine verdiği imkânlarla gezip tozdu, yiyip içti, har vurup harman savurdu. Herhâlde kısa sürede en zengin kişilerden biri olma unvanına bu şekilde ermiş oldu. Her şeyi öyle fütursuzca yapıyordu ki! Derken bu sefer sert bir kayaya çarptı. Laz lobisi, koçbaşı, besleme medyası bile onu kurtaramayacak; yalandan cumhurbaşkanlığı koruması da! Ekrem Başkan siyasi bir mevtadır.”