Muhammed Doğan, “Keşfü’l Envar” ve “Rumuzu’l Kur’an” olmak üzere iki külliyat kaleme almıştır. Bu külliyatların toplamı yaklaşık 80 ciltten oluşmaktadır.

Keşfü’l Envar ve Risale-i Nur Müdafaası

“Keşfü’l Envar” külliyatı, Risale-i Nur’un şerh ve izahlarından oluşur. Risale-i Nur’un bazı ifadelerinin yanlış tevillere maruz bırakılmasını önlemek amacıyla kaleme alınmış, bu eserler üzerine yapılan tahrifat ve yanlış yorumları ilmî çerçevede düzeltmeye yönelik hazırlanmıştır.

Rumuzu’l Kur’an ve Fikri Mücadele

“Rumuzu’l Kur’an” külliyatı ise iki ana bölümden oluşur: Birinci bölüm: Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin bazı ifadelerinin FETÖ ve onun etrafındaki bir grup tarafından tahrif edilmesine karşı ilmî bir müdafaa niteliğindedir. İkinci bölüm: Özellikle FETÖ lideri Fethullah Gülen’in ve müsteşriklerin (oryantalistlerin) ayetleri tahrif ederek verdikleri ters manaları, kitap, sünnet, icma ve kıyas çerçevesinde İslam ulemasının eserleri ışığında izah eder.

Muhammed Doğan, FETÖ’nün ve diğer sapkın fikirlerin fikrî altyapısını çürütmeye yönelik çalışmalar yaptığı için hedef haline gelmiştir.

Tahşiye Kumpası ve FETÖ’nün İftiraları

Fethullah Gülen, 2009 yılında Herkul.org üzerinden yaptığı konuşmada, doğrudan Muhammed Doğan ve eserlerinin yayınlandığı Tahşiye Yayınları’nı hedef göstermiştir. Bu konuşmadan kısa bir süre sonra, 2010 yılında “Tahşiye Kumpası” adı verilen operasyonla Muhammed Doğan ve 127 arkadaşı tutuklanmış ve 17 ay hapis yatmıştır.

Ancak 2014 yılında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti FETÖ’nün Tahşiye Kumpası’nı deşifre ederek operasyon başlatmış, bu kumpasta yer alan bazı polis, savcı ve medya mensuplarını tutuklamıştır. Bu operasyon, FETÖ’nün çöküş sürecindeki en kritik hamlelerden biri olmuştur.

FETÖ’nün 15 Temmuz Sonrası Yeniden Tahşiye’yi Gündeme Getirmesi

15     emmuz 2016 darbe girişiminin hemen ardından, Fethullah Gülen 17 Temmuz 2016’da Tahşiye konusuna yeniden değinmiş ve bu yapıyı tekrar hedef almıştır. Bunun sebebi, FETÖ gibi örgütlerin en büyük gücünün fikrî altyapıları olması ve bu altyapının çökertilmesinin örgütün sonunu getirmesi gerçeğidir. Molla Muhammed Doğan, FETÖ’nün bu fikrî altyapısını ilmî olarak çökerttiği için hedef alınmıştır.

Günümüzde Muhammed Doğan’a Yönelik Saldırılar ve Tehditler

Bugün hâlâ FETÖ’nün medya ve sosyal medya uzantıları, KÖZ üzerinden Muhammed Doğan’a yönelik kumpaslar ve tehditler organize etmektedir. Bunun yanı sıra, Risale-i Nur camiası içinde bazı gruplar tarafından da itibarsızlaştırma çabaları devam etmektedir.

İlmî Mücadele ve Zekât ile Cihat Eserleri

Muhammed Doğan’ın ilmî mücadelesi sadece FETÖ ile sınırlı değildir. Yazdığı Zekât kitabıyla, FETÖ ve benzeri yapıların Müslümanların saf duygularını istismar ederek topladığı gayrimeşru gelirleri ilmî olarak çürütmüş ve bu yapıların gelir kaynaklarını kesmiştir.

Aynı zamanda, cihat ile ilgili yazdığı eserlerde ise, İslam’ın meşru müdafaa anlayışını ve devlet eliyle yürütülen cihadın meşruiyetini izah etmiştir. Devlet eliyle cihadın inkâr edilmek istendiği bir dönemde, Muhammed Doğan, ilmî delillerle bu düşünceye karşı mücadele etmiş ve İslam’ın temel kavramlarının tahrif edilmesine engel olmaya çalışmıştır.

Sonuç:

Muhammed Doğan, ömrünü Risale-i Nur’un korunmasına, İslamî hakikatlerin tahrif edilmesini önlemeye ve sapkın akımlara karşı ilmî mücadeleye adamış bir ilim adamıdır. FETÖ başta olmak üzere din istismarıyla kurulan yapılanmaların fikrî temellerini ilmî olarak çökertmiş, bu yüzden hem bu örgütlerin hem de onların uzantılarının hedefi hâline gelmiştir.

Bugün de mücadelesine ilmî ve fikrî alanda devam etmekte ve Risale-i Nur’un hakikatlerini asli hüviyetiyle muhafaza etmektedir.