Doğru Yol Partisi'nde siyasete başlayan ve AK Parti kurucularından olan olan, yıllarca Milli Eğitim Bakanlığı yapan ama o dönemde bırakın başörtü yasağını kaldırmayı, İmam Hatiplerin orta kısmını bile açamayan, meslek lisesi mezunlarına üniversitede uygulanan katsayı zulmü için tek adım atamayan Hüseyin Çelik, "15 Temmuz yargısı giyotin gibi çalışıyor" diyerek, suç işleyenlerin avukatlığına soyundu.

CIA'nin kuklası olan FETÖ terör örgütünün Müslümanlara verdiği zarardan hiç bahsetmeyen Hüseyin Çelik, bu yapının ülkenin her yerine sızdığı gerçeği karşısında karşı atak geliştiren AK Parti iktidarına ise, "Mazlum idi, zalim oldu" suçlaması yaptı.

Hüseyin Çelik, 15 Temmuz'da hain darbe girişimine kalkışan FETÖ'cülerin acımasızlığı hakkında yorum yapmadan, 15 Temmuz sonrasında "FETÖ'cülerin devletten tasfiyesi hakkında, zulüm" nitelemesinde bulundu..

"Melek İpek cezaevindeyken Öcalan'ı serbest bırakmak kabul edilemez" diyerek, sanki Melek İpek Abdullah Öcalan ile birlikte 25 yıl önce cezaevine girmiş gibi algı oluşturan Çelik, Akın İpek'in yurtdışında kaçak yaşaması ile ilgili, İngiltere'de bile sayılı zenginler arasında adının geçmesinin arkasındaki FETÖ sermayesinin kirli yapısı ile ilgili tek kelime etmeden, "Şimdi 100 bin kişinin ölümünden, 100 bin kişinin hayatından sorumlu tutulan Abdullah Öcalan eğer çıkacaksa, Türkiye’de cezaevlerinde siyasi olarak bir tek Allah’ın kulunun kalmaması lazım. Şimdi siz 80 yaşında ve tekerlekli sandalyeye bağlı olan, en az 10 tane kronik hastalığı olan Melek İpek’i cezaevinde bırakacaksınız ama Abdullah Öcalan’ı serbest bırakacaksınız veya umut hakkı diye onu getireceksiniz. Bu yenilir, yutulur bir şey değil. Bu kabul edilemez." diye konuştu..

Çelik, Melek İpek'in oğlu Akın İpek için, "Oğlum üç günlüğüne Londra'ya gitti, toplantılara katılıp, dönecek" sözlerinin üzerinden 10 yıl geçtiği halde, dönmediği konusunda ise bir yorum yapmadı.