yeniakit.com.tr 

Harp Okulları mezuniyet töreninde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından sonra komutanlarının sözünü dinlemeyip korsan metin okuyan, ardından hükümete kılıç sallayıp siyasi slogan atan teğmenler, TSK’dan ihraç edildi. Kamuoyunda büyük beğeni toplayan ihraç kararı, provokatörler için ise geçim kaynağı oldu.

28 Şubat sürecinde Sultanbeyli’deki Mustafa Kemal heykeli skandalıyla tanınan bir diğer cunta heveslisi Doğu Silahçıoğlu, Cumhuriyet gazetesinde bir yazı kaleme aldı. Postmodern darbe sürecinde yaptığı İslam karşıtı konuşmalarla büyük tepkilere neden olan, mütedeyyin insanların yaşadığı ilçede insanları kışkırtmak için birçok eyleme kalkışan Emekli Tümgeneral Silahçıoğlu, yıllar sonra yine darbe iması yaptığı skandal yazısıyla büyük tepki çekti.

Mezuniyet töreninde teğmenlerin yaptığı kılıç şovunun bir ayaklanma olduğu genel kabul görürken, Silahçıoğlu bu eylemin tüm Türkiye’ye yayılacağını savundu. Mütedeyyin insanlara ve AK Parti iktidarına karşı adeta kin kustuğu yazısında Silahçıoğlu, “Teğmenlerin ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz!’ haykırışları ve kutlama için çattıkları kılıçların şakırtıları ülkenin dört bir yanında yine yükselecektir!” diyerek milleti tehdit etti.

MÜSLÜMANLARIN KORKTUĞUNU İDDİA ETTİ

Yazısında Müslümanları defalarca hedef alan provokatör, “Bu inançlı ses, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni bir din devletine dönüştürmek isteyen siyasal İslamcı karşıdevrim yanlılarında büyük endişe yarattı” ifadelerini kullandı. Aynı zamanda teğmenlerin, “İslamcı karşıdevrimin, Türkiye’nin laik devlet yapısını yok etmeye yönelik adımları önünde birer engel” olduğunu savundu.

HÜKÜMET SİSTEMİNİ DEĞİŞTİRECEKLERMİŞ

Teğmenleri savunduğu yazısında Silahçıoğlu, “şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatin söyler” dedirten bir itirafta da bulundu. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye bağıran teğmenler hakkında konuşurken Silahçıoğlu, “Tek kişi yönetimindeki denetimsiz başkanlık sisteminin demokratik yöntemlerle sona erdirilmesi sonrasında oluşacak, adaletin var olduğu, hak ve hukukun korunduğu, yürütme ve yasama faaliyetinin denetlendiği parlamenter sistem ile yönetilecek Türkiye’de, Atatürk’ün askeri olmaktan gurur duyan ve bunu haykıran teğmenler ile onların sıralı komutanları, geçmişte ellerinden alınan tüm haklarına yeniden kavuşacak ve her biri omuzlarında yeni yıldızlar taşıyan kahraman subaylar olarak anılacaklardır” ifadelerini kullandı.

“KILIÇLAR TÜM TÜRKİYE’DE ŞAKAYACAK”

Yazısının sonunda ağzındaki baklayı çıkaran Silahçıoğlu, tüm milleti alenen tehdit ederek darbe imasında bulundu ve şunları yazdı:

“‘Kanla, irfanla kurduk biz bu cumhuriyeti. Cehennemler kudursa ölmez nigahbanıyız’ Diyerek yola çıkan teğmenlerin, ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz!’ haykırışları ve kutlama için çattıkları kılıçların şakırtıları ülkenin dört bir yanında yine yükselecektir!”

DOĞU SİLAHÇIOĞLU’NU TANIYALIM!..

28 Şubat döneminde Sultanbeyli'ye yapılan Atatürk heykeliyle gündeme gelen eski Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Nabi Koçak, o dönemde yaşananları anlatmıştı. 28 Şubat döneminde Pendik'te 200 dönümlük ormanlık alandaki ağaçların kesildiğini ve arsanın parsellenip satılacağı bilgisinin kendisine orman şefi tarafından iletildiğini, bu durumun önüne geçmek için ormanlık alanı mezarlık olarak belediye tarafından aldıklarını anlatan Koçak, bu olaydan sonra Sultanbeyli'nin hedefe konulduğunu vurgulamıştı.

Darbe sürecinin bir sene önce Sultanbeyli'de başlatıldığını, Maltepe'deki 2. Zırhlı Tugay Komutanı Adnan Tanrıverdi ile iyi bir şekilde anlaştıklarını, Tanrıverdi'nin görevinin bitmesine daha bir sene varken Tuğgeneral Doğu Silahçıoğlu'nun kasıtlı olarak 2. Zırhlı Tugay Komutanı yapıldığını vurgulayan Koçak, komutanlığın Maltepe'de olmasına rağmen Silahçıoğlu'nun bütün resmi bayramlarda Sultanbeyli'ye geldiğini, halkın dini duygularını tahrik edici bir konuşma metnini İlçe Milli Eğitim Müdürüne okuttuğunu anlatmıştı.

HEYKELE ZARAR GELMEMESİ İÇİN NÖBET TUTTULAR

Askerlerin gerçek mermilerle nöbet tuttuğunu ve herhangi bir sorun olması durumunda ortalığın karışmasının hedeflendiğini kaydeden Koçak, konuşma metniyle ilgili hem adliyeye hem de askeri mahkemeye suç duyurusunda bulunduğunu ama bir sonuç alamadığını ifade etmişti.