Gündem
TÜSİAD’ın vesayet özlemi depreşti! Baronlar ihanet peşinde
28 Şubat sürecinin ekonomi ayağını oluşturan ve 5’li çetenin arasında yer alan TÜSİAD hâlâ 90’lı yılların karanlık günlerinde yaşıyor. Kendilerine işadamı süsü veren vesayet özlemiyle yanıp tutuşan TÜSİAD’ın oligarkları yine haddi aştı.
HABER MERKEZİ
Darbe dönemlerinin ekonomi ayağı oluşturan TÜSİAD hâlâ 90’lı yılların karanlık günlerinde yaşıyor. Yerli üretim değil montaj, orijinallik değil yan sanayi, alın teri değil faiz merkezli faaliyetleriyle kendilerine işadamı süsü veren ve vesayet özlemiyle yanıp tutuşan TÜSİAD’ın oligarkları bir kez daha haddi aştı. Milli iradeyi ayaklar altına almayı alışkanlık haline getiren para baronları adına konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, TSK’dan ihraç edilen postalcı teğmenlerden faşist Ümit Özdağ’ın tutuklanmasına, CHP’li belediyelere yönelik yolsuzluk operasyonlarından Ekrem İmamoğlu’nun ihaleye fesat karıştırma davasına ve tetikçi gazetecilere kadar buram buram vesayet kokan bir açıklama yaptı.
CHP/DEM BÜLTENİ GİBİ AÇIKLAMA
Ekonomik meseleleri konuşmak yerine, eski Türkiye’den kalma cümlelerle hükümeti hedef alan Turan’ın skandal ifadeleri şöyle:
Gündem çok ağır. Hangi birisini sayayım... Depremlerde, yangınlarda, iş kazalarında çok sayıda vatandaşımızı kaybediyoruz. Demek ki hata, suiistimal ve kayırmacılık çok yaygın.
Eleştirel ifadelere ve habercilik faaliyetlere soruşturma çok sıklaştı. 10 sene önceki olaylara şimdi yeni soruşturmalar açılıyor. Tutuklu milletvekillerine, siyasi parti liderlerine ve belediye başkanlarına sürekli yenileri ekleniyor.
Disiplinsizlik suçuyla teğmenler hakkında ihraç kararı alınıyor. Fakat deprem, yangın, taciz, kadın cinayeti ve iş kazası gibi kamuoyunda infial oluşturan olaylarda ya failler bulunmuyor ya da kısa sürede serbest bırakılıyor.
Kamuoyunda suç ve ceza arasında orantısızlık kanaati oluşuyor. İster seçimle, ister atama ile gelen kamu görevlilerinin görevlerinden alınmasının yeni örneklerine şahit oluyoruz. Kamu görevlilerinin Devlet Denetleme Kurulu tarafından görevden alınması ve TMSF’nin şirketlere kayyım olarak atanması mümkün oluyor.
Yolsuzluk, dolandırıcılık, kara borsa haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak galiba artık şirket kurmaktan daha kolay.
Kadın cinayetlerinin de çocuk tacizlerinin de sonu gelmiyor. Nedir bu tırmanma? Biz niye bu hale geldik? Hangisini ele alsak aylarca konuşmamız gerekir. Tüm bu sorunların arkasında hukuka olan güvenin sarsılması var.
28 Şubat sürecinin 5’li çetesinden biri olan ve AK Parti iktidarına yönelik sert muhalefetiyle bilinen TÜSİAD tarafından yapılan laiklik soslu açıklamaya tepki gösteren HAKDER Başkanı Avukat Bülent Demir, “Türkiye’de vesayetin geride kaldığını ve milli iradeyi hedef alan bu sözler nedeniyle TÜSİAD başkanı hakkında hukuki adımlar atacaklarını” açıkladı.
TÜSİAD’ın açıklamasına siyasilerden de tepkiler geldi. İşte o açıklamalar:
TÜRKİYE ESKİ TÜRKİYE DEĞİL
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: “Sivil toplum kuruluşlarının görüş açıklaması elbette demokratik bir hak olmakla birlikte, yargıyı ve siyaseti yönlendirme çabaları, demokrasinin ruhuna ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır. Demokrasi sadece belli çevrelerin değil, topyekûn milletin ve devletin ortak emanetidir. Türkiye, eski Türkiye değildir.
Ayrıcalıklı kesimlerin yön verdiği Türkiye’nin artık geride kaldığını anlamayanlar şunu bilmelidir ki; hiç kimse veya hiçbir kuruluş, kendisini milletin iradesinin ve hukukun üstünde göremez. Hukuk düzenine yönelik her türlü müdahale girişimine karşı, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hukuk çerçevesinde en güçlü şekilde karşılık vereceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın.”
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Ömer Çelik: “Geçmişlerinde askeri vesayete ve yargı vesayetine verdikleri destek hafızalardan silinmemiştir. Ayrıca kendi geçmişlerinde alenen meşru hükümeti hedef alma ve görevden gönderme faaliyetleri manşetlerde yer bulmuştur. Bu nedenlerle TÜSİAD yönetiminin, bu ülkede demokrasi mücadelesi verenlerin ‘güven bunalımı’ deyince ilk aklına gelenlerden birinin neden TÜSİAD’ın yaklaşımları olduğu ile yüzleşmelidir. TÜSİAD, demokrasi konusundaki kötü sicilini geride bırakmak için çaba göstermelidir. AK Parti olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kendisini siyasetin üzerinde gören hiçbir girişime izin vermeyiz. Siyasetin demokratik alanını korumak için eskisinden daha kararlıyız.”
AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin: “TÜSİAD bulanık suda balık avladığı günleri özlemiş. Vesayet özlemleri depreşmiş. Yine siyasi mühendislik faaliyetlerine başlamışlar. Ağzınızdaki baklayı çıkarın, mert olun. Mücadele ise mücadele; hodri meydan. CHP’nin önseçimine katılmayı da unutmayın.”