Buğra Kardan  İstanbul

Vaktiyle hükûmeti ortadan kaldırmaya teşebbüsten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Gezi hükümlüsü Osman Kavala’nın sorgusuz sualsiz serbest bırakılmasını savunan, 15 yaşından küçük olan kızların ve erkeklerin flört etmelerinin suç olmadığını öne süren Sözüer’in şimdi de bir hukukçuya yakışmayacak şekilde İmamoğlu’nu müdafaa etmeye soyunması tepki çekti. Sözüer, “1990 yılında idareciler bir hata yaptı diye onlar bakımından bugün bir dava açılması ve cezalandırma yapılması mümkün değildir” iddiasında bulundu. Profesör unvanını taşıyan, geçmişte İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığı görevini yürüten Sözüer’in kameralar karşısına geçerek İmamoğlu’nu aklamaya çalışmasını meslektaşları da kınadı.

Akit’e konuşan Avukat Mustafa Kemal Çiçek, şunları söyledi:

PROFESÖRE YAKIŞMIYOR

“Ben, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne ilk bine girdim. Öyle adı bilinmeyen üniversitelerden 80 öğrenciye kontenjan açılması gibi bir duruma da tanık olmadım. Bu bir ilk olup, usule musule uygun değil. İmamoğlu’nun müdafaa eden Prof. Dr. Adem Sözüer ve Avukat Mehmet Pehlivan’ın açıklamalarını dinledim. İki hukukçu, ‘Atı alan Üsküdar’ı geçmiş’ diyor. Bir nevi hukuksuzluğu, usulsüzlüğü kabul ediyor. Sözüer, ‘Belge melge var’ diyor. Bunları geçeceksin kardeşim. Sözüer de Pehlivan da İmamoğlu’nu aklayamadı. İki hukukçu, parayı alıp İmamoğlu lehine açıklama yaptı. Diğer ifadeyle ivazlı açıklamada bulundu. Ey Sözüer, ‘Sen ki ceza hukukçususun. Bir dönem İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı koltuğunda oturmuşsun. Yaptıkların sana yakışıyor mu’? Aradan yıllar geçmiş. Buna şüphe yo ama idarenin işlemi hukuka aykırı. Bunun müeyyidesi olmalı. Burada usulsüzlüğü yapan İstanbul Üniversitesi. Adeta danışıklı dövüş yapılmış. İmamoğlu, usulsüz şekilde aldığı diplomayla pek çok makam mevki kazanmış. Tartışmalara neden olan İÜ’nün suskunluğunu da anlamak mümkün değil, çıt yok. Burada senin üniversiten, fakültenin sorumluluğu var. 2020’de İstanbul Üniversitesi’nin CİMER başvurusu üzerine verdiği bir yanıt olduğunu görüyoruz ama bu da tatmin edici değil. Öyle 80 kişilik kontenjan olmaz. Biz de öğrenci olduk, okuduk. 3-4 kişilik kontenjan olur. 80 kişilik kontenjan açmak normal midir? İstanbul Üniversitesi’nin İngilizce İşletme bölümüne aldığı öğrenci kadar kontenjan açması anormaldir. Böyle bir şey olur mu? Öbür yandan o dönemde İşletme bölümüne çok rağbet var. Bir de İngilizce İşletme bölümünden söz ediyoruz ki ortada büyük pislikler olduğu şüphesiz. İşte Sözüer dahil İmamoğlu’nun müdafiileri ‘60 gün içinde başvurulmamış’ iddiasını dillendiriyorlar. O 60 günde vakayı kim duyup bilecek. Biz, yıllar sonra vakadan haberdar olduk. Ortada idarenin açık hatası, hileli işlem var ki hâl böyleyken zaman aşımı söz konusu olmaz. İşlem geri alınabilir.”