Rangers, İstanbul'a gelecek taraftarlarına Ramazan ayında halka açık alanlarda yemek yememeleri, sigara ve alkol tüketmemeleri, yüksek sesle müzik dinlememeleri konusunda uyarıda bulundu.

UEFA Avrupa Ligi’nde Fenerbahçe ile eşleşen Rangers, İstanbul’a seyahat edecek taraftarları için yayımladığı bildiride, Ramazan ayına özel tavsiyelerde bulundu.

Kulüp, taraftarlarına Türkiye'nin örf ve adetlerine saygılı olmaları çağrısında bulunarak, özellikle gündüz vakitlerinde halka açık yerlerde yemek yemekten, sigara ve içki içmekten kaçınmalarını tavsiye etti. Ayrıca, yüksek sesle müzik dinlememeleri, küfürlü konuşmamaları ve genel olarak kamuya açık alanlarda daha hassas davranmaları yönünde uyarılarda bulundu.

İskoçlardan sekülerlere örnek davranış

Bugün Türkiye'de, “laiklik” kisvesi altında Ramazan hassasiyetine her fırsatta dil uzatan, iftar saatinde restoranların doluluğuyla övünen, oruç tutanlara saygı duymayı bile "gericilik" sayan bir kesim var. Aynı insanlar, Batı’dan gelen en ufak bir "uygarlık" emaresine hayranlık duymaktan geri kalmazken, bir Avrupa kulübü taraftarlarını Müslüman bir ülkenin değerlerine saygı göstermeye davet edebiliyor. Rangers’ın yaptığı açıklama, Batı'nın en azından bir kısmında, farklı kültürlere saygının nasıl bir ahlaki duruş olarak görüldüğünü gösteriyor.

Oysa Türkiye’de her Ramazan, sokaklarda oruç tutanları aşağılayan, iftar saatlerinde alkol almayı özellikle vurgulayan, adeta halkın inançlarını tahkir etmekten haz duyan bir güruh peydah oluyor. Kendi ülkesinde dinine, inancına saygı bekleyen kesimler, iş Müslümanlara geldiğinde "burası özgür bir ülke, herkes istediğini yapar" diyerek saygısızlığı normalleştiriyor.