Türkiye'de birçok şaibeli faaliyet yürüten yabancı madencilik firmalarının, trilyon dolarlık Siyonist fonlar tarafından desteklendiği ve hem "yabancı yatırımcı" teşviklerinden hem de "yerli sermaye" teşviklerinden yararlanarak rekabet kurallarını hiçe saydığı ortaya çıktı. Bu durum, ülke ekonomisinde ciddi adaletsizliklere yol açtığı iddia ediliyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın geçtiğimiz hafta imzaladığı kararnameyle ülkeye 5 milyon Dolar getireceklere vatandaşlık verileceğini duyurması büyük yankı uyandırdı. Ancak aynı kararnamede yer alan 1 milyar doların üzerindeki tüm yabancı yatırımların sıkı bir inceleme altında tutulacağı bilgisi dikkatlerden kaçtı.

Yeni ABD yönetimi, stratejik endüstri tesisleri için kritik önemdeki madenleri de içeren birçok hammadde için ciddi - giriş çıkış kısıtlamaları ve ağır gümrük vergileri getirirken Türkiye ise bu noktada maalesef bir "yolgeçen hanı" görüntüsü vermeye devam ediyor.

Ülkenin altını üstüne getiren, tarım arazilerini delik deşik edip binlerce ağacı kesen, akarsuları ve çevreyi katleden, işleri bitince de çalıştıkları arazileri rehabilite etmeden defolup giden, bu da yetmezmiş gibi üstüne uluslararası tahkimde Türkiye aleyhine milyon dolarlık davalar açan Siyonist destekli uluslararası madencilik firmalarının bir oyunu daha ortaya çıktı.

HEM "YERLİ" HEM "YABANCI" NASIL OLUNUYOR?

Yabancı Sermayeyi Teşvik mevzuatı kapsamında "altyapısı hazırlanmış arsa", "bina tahsis edilmesi", "devlet dairelerinde kırtasiyeciliğin azaltılması", "izin keyfiyetinin kaldırılması", "özel vergi muafiyetinin tanınması" gibi birçok imtiyaza sahip olan yabancı maden firmalarının, bir yandan da Türkiye'de kurdukları şirketleri aracılığıyla kendilerini "yerli sermaye" olarak lanse ettikleri ve bu kapsamda da birçok avantajdan yararlandıkları ortaya çıktı.

"REKABET KURULU YABANCI MADENCİLERİ MERCEK ALTINA ALSIN"

Trilyon dolarlık Siyonist fonların gücünü arkalarına alan veya bir başka yorumla bizzat bu fonların malı olan yabancı madencilik firmalarının bir de Türkiye'de hem "yabancı yatırımcı" teşviklerinden hem de "yerli sermaye" teşviklerinden yararlanmasının en basitinden rekabet kurallarını açıkça ihlali anlamına geldiğini söyleyen yerli madenciler, "Biz iflasın eşiğine gelmiş, çalışanlarımıza maaş ödeyemezken bir tane yabancı maden firmasının battığını veya zarar ettiğini duydunuz mu?" cümlesiyle isyanlarını dile getiriyorlar.

Belge altı:

Uşak-Merkez, Edirne-Enez ve Ordu-Ünye başta olmak üzere Türkiye'nin birçok şehrinde vahşi madencilik faaliyetlerinde bulunan Siyonistlerce fonlanan ABD'li Minerals Technologies grubunun Türkiye'de kurduğu şirketlerin de (Mesela AMCOL) çok da ihtiyaçları varmış gibi "Yerli Sermaye" teşviklerinden de yararlandırıldığı ortaya çıktı.