Gündem
Başörtüsü mücadelesi unutuldu mu? CHP'ye katılan Pınar Arslan'ın sözleri tartışmaya neden oldu!
AK Parti’nin başörtüsü serbestliğiyle milyonlarca kadına eğitim ve kamusal alanda haklarını geri kazandırmasının ardından, son dönemde CHP’ye katılan tesettürlü Pınar Arslan’ın açıklamaları dikkat çekti. Arslan, “AKP’den CHP'ye geçtim. Kim benim yanımdaysa ben onun yanındayım.” diyerek, geçmişte başörtüsü yasağını savunan bir partiyi tercih ettiğini belirtti. Bu açıklama, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
This browser does not support the video element.
AK Parti’nin başörtüsü serbestliğiyle milyonlarca kadına eğitim ve kamusal alanda haklarını geri kazandırmasının ardından, son dönemde CHP’ye katılan tesettürlü Pınar Arslan’ın açıklamaları dikkat çekti. Arslan, “AKP’den CHP'ye geçtim. Kim benim yanımdaysa ben onun yanındayım.” diyerek, geçmişte başörtüsü yasağını savunan bir partiyi tercih ettiğini belirtti.
Bu açıklama, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki AK Parti, Türkiye’de başörtüsü serbestliğini sağlayarak, milyonlarca kadının eğitim ve kamusal alandaki haklarını geri kazandırdı. 2000’li yılların başından itibaren başörtüsü yasağını kaldıran AK Parti, bu önemli adımla kadının toplumsal hayatın her alanında eşit haklara sahip olmasını sağladı. Bugün, başörtüsü takan kadınlar devlet dairelerinde, üniversitelerde ve diğer kamusal alanlarda özgürce yer alabiliyorlar.
Ancak, son dönemde CHP’ye katılan tesettürlü Pınar Arslan’ın açıklamaları, bu devrimci değişimin göz ardı edildiğini gösteriyor. Arslan, “AKP’den CHP'ye geçtim. Kim benim yanımdaysa ben onun yanındayım.” diyerek, başörtüsü serbestliği için büyük mücadele veren AK Parti'yi terk edip, geçmişte başörtüsünü yasaklayan ve buna karşı duran bir partiyi tercih ettiğini açıkladı.
Bu durum, 28 Şubat dönemindeki başörtüsü zulmünü unutmuş ve AK Parti'nin gerçekleştirdiği reformları görmezden gelmiş bir yaklaşımı yansıtıyor. CHP, yıllarca başörtüsü yasağının savunucusu olmuş ve kadınların kamusal alanda haklarını engellemişti. Şimdi, geçmişte kadınların özgürlüklerini elinden alan bir partiye katılan tesettürlü bir kadının, bu karanlık geçmişi göz ardı etmesi, bir çelişki oluşturuyor.
Sonuç olarak, AK Parti'nin başörtüsü serbestliğine verdiği mücadele, Türkiye’deki kadınların daha eşit bir toplumda yaşamalarını sağlarken, bu özgürlüğü inkar eden bir partiye katılmak, Pınar Arslan gibi kadınların kendi geçmişini unuttuğunu ve bu tarihi adımları görmezden geldiğini gösteriyor.