Tarih
12 Mart 1954: Mustafa Sabri Efendi’nin vefatı (Şeyhulİslâm)
Onlar; yaşadıkları döneme maddi manevi anlamda damga vurarak iz bırakıp gittiler. Bugün, Şeyhul İslâm Mustafa Sabri Efendi’yi hayırla yâd ediyoruz.
Sabri Efendi, Tokatlıdır. Kur’an-ı Kerim’i ezberledikten sonra, Kayseri ve İstanbul’da meşhur âlimlerden okuyup 22 yaşında icâzet aldı. Hocası Âsım Efendi’nin kızıyla evlendi. Fatih Câmii’nde ders okuttu.
Sultan Hamid kendisini Ramazan ayında sarayda yapılan Huzur Derslerinin mukarrirliğine tayin etti. Bu derslerin en genç âzâsı idi. Aynı zamanda padişahın kütüphanecisi oldu. Lisansüstü tedrisat yapan Süleymaniye Medresesi’nde müderris; ardından Silistre Müftüsü oldu. Gazetelerde yazılar yazdı. Meşrutiyet’ten sonra Tokat meb’usu seçildi.
Bu devirde Beyanü’l-Hak mecmuasını neşretti ve başyazılar yazdı. Karakterindeki muhalif damarın kabarmasıyla, zamanın ulemasının çoğu gibi İttihatçıları destekler ve Sultan Hamid’e yüz çevirir gözüktü. Meşrutiyet’e dinî sebeplerle inanmıştı.
Ancak birkaç ay içinde İttihatçıların içyüzünü ilk anlayanlardan biri oldu. İttihatçılar, belediye meclisinin seçilmiş âzâlarını dağıtıp; yerine kendi adamlarını getirince, onlara karşı amansız bir muhalefete girişti.
Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın kurucularındandır.
Sivri diliyle muhaliflerini yıldırdı. İttihatçıları cinayetle suçladı. 1938’de 150’liklerin affı üzerine memlekete dönmedi; “O beni affetti, ama ben onu affetmem” dedi.
Eserlerinde inkılap aleyhtarlığı açıkça görülmekle beraber, büyük âlimlerin sonuncularından biri olduğunda herkes müttefiktir. Son zamanlarını Kâhire’de sürgünde olan Şehzâde Şevket Efendi’nin evinde geçirdi.
1954’te Kâhire’de 86 yaşında vefat etti. Cenazesine, âlimler, siyasetçiler ve halktan çok kalabalık bir cemaat iştirak etti.