HABER MERKEZİ

Göreve gelir gelmez yandaşlara kadro açmak için liyakatli personeli işten atan ve binlerce memura mobbing uygulayarak istifaya zorlayan CHP’li başkanların zorbalıkları gündemdeki yerini korurken, benzer bir skandal da Üsküdar Belediyesi’nde patlak verdi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla aday yapılan ve muhafazakar oyların bölünmesi ile başkan seçilen CHP’li Üsküdar Belediyesi Başkanı Sinem Dedetaş, , tüm personeli kucaklayacağını öne sürerken, 2012 yılından beri devlet memuru olarak görev yapan Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay’ı memuriyetten kesin ihraç için benzeri görülmemiş bir mobbinge imza attı. Görevli çok sayıda üst düzey yöneticiyi kızağa alan ve onlara yapacak işler vermeyerek, “bankamatik memuru” iftirası atılmasına zemin oluşturan Dedetaş, sırf kemalizme itiraz ettiği ve insan haklarına aykırı uygulamalara imza atan siyasilere eleştiri getirdiği için Kenan Alpay hakkında idari soruşturma başlattı. Devreye soktuğu paralı trollerle 13 yıldır görevini aksatmayan ve belediyede “sosyolog” olarak çalışan Kenan Alpay’ı hedef alan Dedetaş yönetimi, üst üste uyguladığı maaş kesme cezalarının ardından şimdi de ihraç amacıyla kirli bir senaryoyu uyguluyor.

“ASLA GERİ ADIM ATMAM”

Konserlerle, valslarla Üsküdar’ın manevi havasını kirleten, Üsküdar Meydanına Noel Çadırı açan ve son olarak Ramazan ayının ikinci gününde kadınlara erotik Twerk dansı eğitimi verdiren yönetim anlayışını değerlendiren Alpay, şunları dile getirdi: “2012’den bu yana Üsküdar Belediyesi’nde sosyolog olarak çalışıyorum. Kimsenin lütfu veya bağışı değil. Ayrıca, çalışmadığım için değil ‘Atatürk aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanununa’ aykırı fiillerde bulunduğum ve Türkiye’deki Esedçi çetelere karşı mücadele ettiğim gerekçesiyle baskı ve mobbinge maruz bırakılıyorum. Uzun yıllara sâri çalışma hayatımda memuriyet ile bağdaşmayacak hiçbir eylemde bulunmadım. Dolayısıyla asla geri adım atmam. Her türlü hukuki hakkımı sonuna kadar arayacağım.. Üsküdar Belediyesi tarafından düzenlenen disiplin soruşturmasıyla ilgili isnat edilen suçlamalar Atatürk’ün manevi şahsiyetini incitecek açıklamalarda bulunmak ve CHP lideri ile sözcülerini eleştiri sınırlarını aşarak değerlendirmek şeklindedir. Özellikle Özgür Özel’in İsrail yanlısı söylemlerini ve Hamas’ı terör örgütü olarak nitelendirmesini eleştirdiğim için bu suçlamalarla karşı karşıya kaldım. Ayrıca, CHP’li Ali Mahir Başarır’ın Yeni Şafak”ın yazarı gazeteci İsmail Kılıçarslan’a yönelik ‘Senin dilini keserim’ sözlerine de net tepki gösterdim. Mafya raconunun siyaset tarafından kullanılmasına itiraz ettim.

CHP yönetimi, Üsküdar Belediyesi’ni çok az bir farkla kazandıktan sonra belirli isimleri istifaya zorlayarak ya da kurumlar arası geçiş yoluyla ayrılmaya teşvik etti. Kadrolaşma çabası için böyle bir yol tercih ettiler. Bana yönelik ise soruşturma ise aralık ayında, çeşitli sosyal medya paylaşımlarımın taranmasıyla 8-9 sayfalık bir dosya oluşturularak başlatıldı. Beni Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk ederek memuriyetten ihraç etmeye çalışıyorlar.

Ancak bu süreç ne hukuki ne de etik açıdan bir temele dayanmaktadır. Son derece tutarsız ve laubaliler. Çünkü benimle ilgili disiplin sürecini yürüten kişi, maliye mezunu bir arkadaş. İkinci olarak daha önceki yıllarda Google tarama yoluyla parti kapatmaya alışık oldukları için herhalde bu sefer de birtakım linklerle kişiyi memuriyetten ihraç edebileceklerini düşünüyorlar. Üçüncü olarak biliyorsunuz Suriye’de uzun yıllar boyunca destekledikleri BAAS rejiminin çökmesidir. Dördüncüsü de mülteci düşmanlıklarını eleştirmem.

“ADAY OLURKEN KUCAKLAYACAKTI”

“Ayrıca şunu söylemek isterim. CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak öne çıkarmış olduğu Ekrem İmamoğlu’nun diplomasıyla ilgili iddialar var. Ben ise eğitimimi alıp mesleğimi hakkıyla yapan bir sosyoloğum. Buna rağmen ‘bankamatik memur’ diyerek bir psikolojik harekât düzenlediler. Murat Ongun bu işleri iyi bilen isimlerden birisi. Büyükşehir Belediyesi etrafında toparlanmış olan troller üzerinden ‘işte bakın AK Partililer ya da işte Akit gazetesi ya da muhafazakâr dindar medyada işte böyle belediyede haksız bir kazanç elde ediliyormuş’ diye bir hava oluşturmaya çalıştılar. Tabii bu oluşturmaya çalıştıkları hava bir balondur. Biz onu küçük bir iğneyle patlattık, patlatıyoruz. Son olarak Sinem Dedetaş, Üsküdar Belediyesi’ne başkanlığına aday olurken ‘kucaklamaktan, kardeşlikten, hukuktan, bir arada yaşamaktan’ bahsetmişti. Ama görüyorum ki kanunsuz, hukuksuz ve gayrimeşru bir icraata imza atmakta. Şunu söyleyebilirim; bu süreç mahkeme yoluyla devam edecek. Ve inşallah mahkemeler marifetiyle mahkûm, kamuoyu önünde mahcup oldukları günü hep birlikte inşallah göreceğiz”