AKİT MENÜ

Gündem

Oymak Akit’e konuştu! Sokak çağrıları kabul edilemez!

Hukuki Araştırmalar Derneği Genel Başkanı Av. Hasan Oymak, Ekrem İmamoğlu ve 106 kişi hakkında başlatılan soruşturmayla ilgili CHP’nin sokak çağrısıyla başlayan sokak olaylarına, “Soruşturma devam ederken sokağa çıkma ve sivil itaatsizlik çağrıları yapılması kabul edilemez. Savunmanın yapılacağı yer sokaklar değil, yargı makamlarıdır” diye konuştu.

Haber Merkezi

Akit’in bu haftaki konuğu, Türkiye’nin 81 ili ve 7 ülkeye yayılmış yapısıyla köklü hukuki sivil toplum kuruluşlarının başında gelen Hukuki Araştırmalar Derneği Genel Başkanı Avukat Hasan Oymak. Oymak, HUDER’in “Türkiye’nin Sivil Anayasa Yolculuğu” adlı yeni anayasa çalışmasına ilişkin son gelişmeleri paylaştı. HUDER’in yeni anayasa projesi, 4 Nisan’da Gaziantep’te gerçekleştirilecek Güneydoğu Anadolu Buluşması sonrasında Ankara’da TBMM’de yapılacak final programı ile tamamlanacak ve kamuoyuyla paylaşılacak. Projede elde edilen veriler TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tüm siyasi partiler ve bakanlıklara sunulacak.

SİVİL İTAATSİZLİK VE SOKAK ÇAĞRILARI KABUL EDİLEMEZ

Sayın Hasan Oymak, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 106 kişi hakkında başlatılan soruşturma nedeniyle CHP’nin sokak çağrısıyla Gezi olaylarına benzeri olaylar yaşıyoruz. Buna ilişkin görüşlerinizi alabilir miyiz?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının da aralarında bulunduğu kişiler hakkında uzun süredir yürütülen soruşturmaya istinaden, sosyal medya hesapları üzerinden sokak çağrıları, sivil itaatsizlik önerileri ve dezenformasyon yapılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Tarafsız ve bağımsız Cumhuriyet Savcıları ve mahkemeleri vasıtasıyla, suç işlendiğine dair iddiaları soruşturmak, gerekirse kovuşturmasını yapmak ve nihayetinde meseleyi açıklığa kavuşturmak, devletin hem görevi hem de millete karşı yükümlülüğüdür. Ortada son derece ciddi suçlamalar vardır ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bugün itibariye 106 kişi hakkında yürütülen soruşturma dosyalarında, yolsuzluk ve terör suçlamaları bulunduğunu, soruşturmanın Masak Raporları, vergi uzmanı raporları, tanık ifadeleri ve elde edilen diğer deliller üzerinden ilerlediğini açıklamıştır. Artık soruşturma ve kovuşturma aşamaları, Cumhuriyet Başsavcılığı, bağımsız ve tarafsız Türk yargısı, şüpheliler ve onların muhakkak yetkin avukatları tarafından yürütülecektir.

Suçluluğu kanıtlanıncaya kadar herkes masumdur

Şüphesiz, suçluluğu kanıtlanıncaya kadar herkes masumdur. Yine şüphe yok ki, hiç kimse layüsel değildir. Nihayetinde ortaya çıkacak olan karar, ya şüphelilerin aklanmasını sağlayacak, ya da devlete ve millete yöneltilmiş suçları bertaraf edecektir. Bu süreç, adaletin sağlıklı işlemesi, hak ihlallerinin önlenmesi ve masumiyet karinesi bakımından da son derece kıymetlidir. Ancak, soruşturma devam ederken, sosyal medya üzerinden ve önemli bir kısmı bot hesaplar vasıtasıyla sokağa çıkma ve sivil itaatsizlik çağrıları yapılması, darbe iddialarıyla dezenformasyon yapılması kesinlikle kabul edilemez. Savunmanın yapılacağı yer sokaklar değil, yargı makamlarıdır. Aksi davranışlar, hukuki süreci manipüle edecek, toplumun huzurunu bozacak ve bozgunculara fırsat verecektir. Herkes, Bağımsız Türk Yargısına güvenmeli, hukuk çerçevesinde davranmalı ve toplumu terörize etmekten kaçınmalıdır.

“OĞLUM NE EDERSENİZ EDİN, BİZİ GAVGA ETTİRMEYİN”

HUDER olarak “Türkiye’nin Sivil Anayasa Yolculuğu” projesini neden hayata geçirdiğinizi anlatır mısınız?

Sayın Cumhurbaşkanımız yeni anayasaya yönelik olarak: “Tüm siyasi partilere, tüm sivil topluma, akademi mensuplarına sesleniyorum: En ideal anayasa metnini bulmak için konuşalım, tartışalım, müzakere edelim” çağrısı yapmıştır. HUDER olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın bu çağrısı ve toplumsal sorumluluk çerçevesinde, milletimizin yeni anayasa konusundaki düşüncelerini ölçmek ve sürece katkı sunmak üzere, İçişleri Bakanlığı Sivil Toplum İlişkileri Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle “Türkiye’nin Sivil Anayasa Yolculuğu” projemizi hazırladık. Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER), Türkiye’nin 81 ili ve dünyanın 7 ülkesindeki şube ve temsilciliklerdeki başarılı ve yetkin meslektaşlarımızdan oluşan teşkilat yapısı ile toplumumuzun görüşlerini, hassasiyetlerini, taleplerini ölçme ve sürece katkıda bulunma imkânına sahiptir.

7 bölgede Yeni Anayasa Buluşmaları yapılıyor

Bu dönem itibariyle, tüm Türkiye çapında böyle bir çalışmayı yürüten tek hukuk sivil toplum kuruluşu olmaktan mutluyuz. Bu çerçevede, Türkiye’nin yedi bölgesinde belirlediğimiz illerde “Yeni Anayasa Buluşmaları” gerçekleştiriyoruz. Toplantılarımıza tüm STK’ları, her branştan akademisyenleri, her görüşten, her yaştan, her meslekten vatandaşlarımızı, davet ediyoruz. Bugüne kadar yaptığımız toplantılarda katılımcılar tarafından pek çok hususa dikkat çekildi: Mesela; adalet, eşitlik kavramlarına, adil gelir dağılımına dikkat çekildi, yargılamada makul süre beklentisi dile getirildi. Güven, huzur, sağlık, kaliteli eğitim hakkının önceliğine, aile kurumunun güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekildi. “İklim ve çevreye dair, yapay zekâya dair düzenlemeler barındıran yenilikçi bir anayasa olsun” diyenler oldu. “Ekonomi dünyası, eğitim dünyası, mühendisler, öğrenciler, ilahiyatçılar, akademisyenler, tıp dünyası, sanayiciler içinde olsun” dedi bazı vatandaşlarımız. Balkan Türkleri “biz bu anayasada ne şekilde yer alacağız?” diye sordu. Denizli’de karşılaştığım amcalar “Oğlum ne ederseniz edin, bizi gavga ettirmeyin, okulları güzel dutun, okullar güzel olursa her şey güzel olur” önerilerini ilettiler. Bu güne kadar, önceki dönem Kamu Başdenetçimiz Sayın Şeref Malkoç, Adalet Bakan Yardımcımız Sayın Zekeriya Birkan, önceki Sağlık Bakanımız Sayın Ahmet Demircan, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu, AK Parti İnsan Hakları Başkanı Prof. Dr. Basri Yalçın, Makedonya önceki Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Salih Murat, TİHEK Başkanı Sayın Prof. Dr. Muharrem Kılıç, Hukuk Fakültesi dekanlarımız, akademisyen hocalarımız, Türkiye Cumhuriyeti 27. Başbakanı Sayın Binali Yıldırım ve Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz’ın teşrifleriyle programlarımızı gerçekleştirdik. 4 Nisan’da Gaziantep’te gerçekleştireceğimiz Güneydoğu Anadolu Buluşması ve ardından Ankara’da yapacağımız final programı ile projemizi tamamlayacak ve elde ettiğimiz verileri tüm partilere, Bakanlıklara, Sayın TBMM Başkanımıza ve Sayın Cumhurbaşkanımıza takdim edeceğiz. Proje yolculuğu çerçevesinde geldiğimiz noktayı şu sözlerle özetleyebiliriz: “Konuşalım arkadaşlar, konuşursak anlaşırız.”

YENİ ANAYASA, MİLLETLE DEVLETİ BULUŞTURMALI VE KAYNAŞTIRMALIDIR

Yeni anayasa neden gereklidir ve nasıl olmalıdır?

Zamanın ruhuna uygun, topluma dinamizm katan, demokratik, özgürlükçü, Türkiye yüzyılına yakışır, toplum sözleşmesi niteliğinde, milli ve egemen bir anayasa yapmak elzemdir. Türk demokrasisi yeni ve sivil bir anayasa hazırlayarak darbe geleneği ile hesaplaşmasını tamamlamalıdır. Yeni anayasa, bireysel hak ve özgürlükleri esas alan çağdaş bir hukuk belgesi niteliğinde olmalıdır. Yeni anayasa, en zayıf insanın en kuvvetliden hakkını kolayca aldığı bir hukuk nizamını tesis etmelidir. Yeni anayasa, Türkiye’nin her ferdinin kendini asli unsuru olarak saydığı, Türk Milleti ve Türk vatandaşlığı yaklaşımının esas olduğu kapsayıcı bir metin olmalıdır. Yeni anayasa, bu topraklar üzerindeki ezeli ve ebedi kardeşliğimizi temsil eden, bir toplum sözleşmesi olmalıdır. Hasılı, yeni anayasa, milletle devleti buluşturmalı ve kaynaştırmalıdır. 2 bin yıllık devlet geleneğine, coğrafyasında bin yıllık hakimiyete, asırlık cumhuriyet ve demokrasi tecrübesine sahip Türkiye, bunu başarabilir, başarmalıdır.

“ANAYASAYI İLLE DE ASKER VE CUNTA YAPMALIDIR” ANLAYIŞI YANLIŞ!

1982 Anayasası’ndan bir türlü kurtulamayınca toplumda “Anayasayı darbe dönemlerinde cuntalar yapar” anlayışı oluştu sanki. Buna ne dersiniz?

Türkiye’de askeri müdahaleler ve olağanüstü rejimlerin, darbelerin, cuntaların, anayasaları belirlediği dönem kapanmıştır. Demokratik meşruiyete sahip bir anayasanın oluşturulması, olağanüstü rejimler veya siyasi kriz dönemleriyle ilişkilendirilemez. Anayasa yapımının, ancak darbe, iç savaş ya da devrim gibi istisnai süreçlerde mümkün olduğu yönündeki iddialar, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı gibi demokratik anayasa yapım süreçlerine de aykırıdır.

Yeni anayasa, hukuk devleti ilkesine uygun olarak ve halkın iradesi doğrultusunda, Türkiye Büyük Millet Meclisinde seçilmiş temsilciler vasıtasıyla hazırlanmalıdır. Mevcut TBMM’nin anayasa yapabilmesinin en önemli emsali 1924 Anayasası’dır. TBMM bu bağlamda, anayasa yapabilir. Zira demokrasilerde sandığın, siyasetin, egemenliğin ve dolayısıyla asli kurucu iktidarın sahibi millettir ve millet yeni anayasa yapma hak ve kudretine sahiptir.

1982 ANAYASASI ADETA YAMALI BOHÇAYA DÖNDÜ

Neredeyse kimsenin istemediği, ancak bir türlü yerine yenisi yapılamayan 1982 Anayasası ile ilgili bilgi verebilir misiniz?

1982 Anayasasının temelleri de acı hikâyelerle dolu. 12 Eylül Askeri Darbesi sonrasında, Sıkıyönetim askeri mahkemelerinde; adil olmaktan uzak yargılama süreçleri; aylarca süren gözaltı ve işkence seansları; “bir sağdan bir soldan’’ diyerek idam edilen onlarca kişi; işkenceyle öldürülenler; idamından sonra suçla ilgisi olmadığı ortaya çıkan mazlumlar; maalesef bu acı hikâyelerin kahramanları olarak tarihte yerlerini aldılar. Bu yüzdendir ki, bugün 43 yaşında olan 1982 Anayasası daha beş yaşında iken, yani 1987 yılından itibaren değiştirilmeye yönelik çalışmaların muhatabı oldu ve o günden bu yana da tartışılmaya devam ediyor. 37 yıldan bu yana darbe anayasasından kurtulmak ve sivil bir anayasaya sahip olmak amacıyla siyasal iktidarlar tarafından, pek çok taslak hazırlandı, komisyonlar kuruldu, çalıştaylar düzenlendi, TBMM başkanları Köksal Toptan, Cemil Çiçek, İsmail Kahraman tarafından çağrılar yapıldı. Ancak tam anlamıyla mutabakat sağlanamadığı için, sadece bazı maddelerde değişiklik yapmakla yetinildi.

YAPILAN BAZI DEĞİŞİKLİKLER

- 2004 değişikliği ile ölüm cezasının kaldırılması,
- 2007’de Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin kabul edildiği referandum,
- 2010’da darbecilerin yargılanmasının önünü açan, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı getiren ve Hâkimler Savcılar Kurulunun yapısını değiştiren referandum
- 2017’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesinin ve milletvekili seçilme yaşının 18’e indirilmesinin kabul edildiği referandum. En önemli değişiklikler olarak öne çıktı.

1982 Anayasasında bugüne kadar, 23 seferde 184 değişiklik yapıldı, adeta yamalı bohçaya döndü. Ancak tüm bu değişiklikler, yeni bir anayasa yapılma ihtiyacını ortadan kaldıramadı. Üstelik bugüne kadar yapılan değişiklikler sonucunda, başlangıçtaki sistematiği bozulmuş, dil ve kavram uyumu zayıflamış, kurumsal bütünlüğü kaybolmuş bir metin haline geldi. Bugün anayasamız, Yürürlükteki yasalarla uyumsuz ve çelişkili ifadeler barındırmaktadır. Mesela hâlâ müsteşarlık makamından, ilkokuldan bahsetmektedir. Mevcut durumu şöyle örneklendirebiliriz: Teknik olarak üzerimizde bir elbise var, ama paçalarında, belinde, düğmelerinde, yamalarında o kadar büyük uyumsuzluk var ki, ne kendimizi şık hissedebiliyoruz, ne de başlangıcındaki acı hikâyeler nedeniyle huzur bulabiliyoruz.

 

Yorumlara Git

Bayrağa uzanan provokasyon gerilimi artırdı! Lefkoşa’dan sert tepki geldi!

Beyoğlu'ndaki metro kazasında düğüm çözüldü! Soruşturmada sıcak gelişme

İsrail'den Gazze'ye saldırı: 1 Filistinli hayatını kaybetti! Gazze’deki Ateşkese'e rağmen yine öldürüyor!

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, Yunanistan arasında doğalgaz anlaşması için niyet mektubu imzaladı

İsrail’den Gazze hattında gerilim! Genelkurmay Başkanı uyarıda bulundu