Gündem
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan: Adayların kim olacağı yönündeki tartışmalar için erken
Akit’in bu haftaki konuğu Saadet Partisi’nin lideri Mahmut Arıkan. “Seçime 3 yıl gibi bir zaman var. Adayların kim olacağı yönündeki tartışmayı erken buluyoruz” diyen Arıkan, “Bir önceki seçimde Millet İttifakı, adayını bir türlü açıklamamakla eleştiriliyordu. Şimdi böyle bir ittifak olmasa da ittifakın en büyük partisi olan CHP’nin adayını erken açıklaması tartışılıyor. Bu CHP’nin iç meselesi, zamanlaması bizce manidar süreçler var. Belediyelerle ilgili devam eden hukuki süreç, diploma iptali gibi. Ayrıca olağanüstü kurultay kararı alındı” görüşünü dile getirdi.
“KARDEŞLİĞİMİZİ KORUYALIM, HUKUKU ÜSTÜN TUTALIM”
Sayın Genel Başkan, Ramazan Bayramına eriştiğimiz bu zaman diliminde, ne yazık ki dışarıda siyonist İsrail Gazze, Lübnan ve Suriye’de saldırılarını sürdürüyor. Bu da Müslümanların bayram sevincini gölgede bırakıyor. İçeride de CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve bazı ilçe belediye başkanlarının tutuklanmasıyla birlikte CHP yönetiminin çağrısıyla sokaklarda eylemler yaşanıyor. Böyle bir ortamda bayrama girdik. Vatandaşlarımız ve İslam alemi için ne gibi mesajlar vermek istersiniz?
Bayramlar; kardeşliğin, barışın ve dayanışmanın zirveye çıktığı zamanlardır. Ancak ne yazık ki bu bayrama da gönül huzuruyla giremedik. Gazze’de, Lübnan’da, Suriye’de İsrail’in zulmü devam ediyor. İçeride ise, birtakım adaletsizliklere, hukuksuzluklara, baskılara şahit oluyoruz. Biz hem Gazze’deki zulme karşı dimdik duruyor, hem de içeride hukukun siyasete alet edilmesine karşı çıkıyoruz. Bayram, bütün bu kırgınlıkların, adaletsizliklerin giderilmesi için bir fırsattır. Milletimize çağrımız nettir: Kardeşliğimizi koruyalım, hukuku üstün tutalım, ayrışmalara karşı birlik olalım. Bayramımız mübarek olsun. Rabbim bu ümmete izzetli bir gelecek, milletimize de huzurlu yarınlar nasip etsin.
HEM KALKINMA, HEM REFAH; HEM ADALET, HEM DEMOKRASİ
Saadet Partisi seçmeni sizden çok şey bekliyor. Tabana ve vatandaşlara nasıl bir SP vaat ediyorsunuz?
Malumunuz AK Parti yıllardır savunma sanayii başta olmak üzere yatırımlarla övünüyor. Bunu biz de çok önemli buluyoruz. Ama bu tek başına yetiyor mu? Hem savunma, hem kalkınma, hem de refah bir arada olmuyor mu? Birini gerçekleştirmek için, diğerinden vazgeçmek zorunda değiliz. Biz, hepsinin aynı anda gerçekleşebileceğini, bunun mümkün olduğunu söylüyoruz. Biz diyoruz ki: hem kalkınma, hem refah; hem adalet, hem demokrasi; hem savunma, hem de üretim. Siyaset dilinde çatışma ve gerilim değil sağduyu ve diyaloğu; iç politikada öfkeyi değil, merhamet ve adaleti vaat ediyoruz. Ekonomide, Milli, Güçlü, Süratli ve Yaygın Kalkınma teklif ediyoruz. Tüketen değil üreten ekonomi için gerekli alt yapı ve yatırımlara öncelik vereceğiz.
İKİ KIRMIZI ÇİZGİMİZ VAR: BİRİ GEÇİM, DİĞERİ GAZZE
CHP ısrarla erken seçim istiyor. SP olarak erken seçim istiyor musunuz? Türkiye hangi tarihte seçime gitmeli?
Türkiye’nin odaklanması gereken tek gündemi ne seçimdir, ne adaylardır, ne muğlakta bırakılan süreçlerdir ne de kayyımlardır. Türkiye’nin asıl gündemi yüksek enflasyon, hayat pahalılığı ve yüksek faizdir. Yani geçimdir. Eğer milletimiz bir nebze olsun nefes alma imkânı bulacaksa “erken değil derhal seçim” diyoruz. Bu çağrımıza her seferinde iktidar, “seçimlerin zamanında yapılacağı” cevabını veriyor. Bakacağız süreç nasıl ilerleyecek. Hani kırmızı çizgi deniyor ya bizim de iki kırmızı çizgimiz var. Biri geçim, diğeri Gazze ve tüm mazlum İslam Coğrafyası. Biz bu iki kırmızı çizgimizin kaderini değiştirmek için her türlü seçime hazırız. Fakat öyle görünüyor ki, iktidar henüz bu seçim işine hazır değil. Ama seçimi sürekli gündemde tutarak, geçimin konuşulmasını önlemeye çalışıyor.
85 milyonun sahipleneceği sivil bir anayasa millete sunulmalı
Anayasa değişikliği konusuna nasıl yaklaşıyorsunuz? Mevcut anayasa değişmeli mi?
Şu an sanki en acil konuymuş gibi, yarın tüm sorunlarımızı çözecekmiş gibi anayasa tartışması yapılmasını doğru bulmuyoruz. Defaatle söyledik, yine söyleyelim: dili ve içeriğiyle bugünü ve yarını kucaklayan, en önemlisi 85 milyonun tamamının “İşte benim anayasam” diyerek sahipleneceği, baş tacı edeceği sivil bir anayasayı milletimizin takdirine sunmalıyız.
Ama keşke önce mevcut anayasaya riayet edilse de sonra eksiklerini tartışmaya başlasak. Son yıllarda adalete, hukukun üstünlüğüne verilen zarara baktığımızda; iktidarın samimiyetinden emin olamıyoruz.
Kutuplaşma, hamaset, milli ve manevî değerlere saldırı, kötü yönetim, adaletsizlik, gerçek ve sanal mafya, gençliğimizi ahlâken ve vicdanen esir almış dijital karanlık, kırsala kadar yaygınlaşan madde bağımlılığı bu şekilde devam ederken hangi anayasayı yaparsanız yapın, toplumsal barışı ve güvenliği sağlayamazsınız!
Mevcut anayasaya uymadan, iktisadi göstergeleri düzeltmeden, toplumu esir alan şiddete son vermeden; yeni anayasa üzerine konuşmak, havanda su dövmektir.
Şu aşamada aday konusu bizim gündemimizde değil
Seçime üç yıl gibi bir zaman varken CHP’nin Cumhurbaşkanı adayını belirlemesi ve hakkında yargı süreci devam eden Ekrem İmamoğlu’nun tek aday olarak katıldığı ön seçim sonrası CHP’nin adayı olarak gösterilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Seçime 3 yıl gibi bir zaman var. Adayların kim olacağı yönündeki tartışmayı tabii ki erken buluyoruz. Bir önceki seçimde Millet İttifakı, adayını bir türlü açıklamamakla eleştiriliyordu. Şimdi böyle bir ittifak olmasa da ittifakın en büyük partisi olan CHP’nin adayını erken açıklaması tartışılıyor. Bu CHP’nin iç meselesi, zamanlaması bizce manidar süreçler var. Belediyelerle ilgili devam eden hukuki süreç, diploma iptali gibi. Ayrıca olağanüstü kurultay kararı alındı. Olan-biteni anlamak için tüm bunları da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu tartışmalar için henüz erken olduğunu, Türkiye’de aday problemi değil, sistem problemi olduğunu, sistem düzelmediği müddetçe kim cumhurbaşkanı olursa olsun Türkiye’de işlerin düzelmeyeceğini düşünüyoruz. Her fırsatta bunu ifade etmeye çalışıyoruz. Biz kim aday olacak, kim olmayacak, kim olamayacak, kim hangi formülle olmazı olduracak bunlarla ilgilenmiyoruz şu aşamada. Zamanı geldiğinde her şey konuşulur, tartışılır.
Bizce kim aday olacak tartışmasından önce, nasıl bir sistemle, nasıl bir anlayışla yönetileceğimiz sorusuna odaklanmak gerekir. Aksi halde isimler değişir, ama sorunlar aynı kalır.
Saadet Partisi’ni yeniden iktidar alternatiflerinden biri hâline getireceğiz
Partinizin oyları siz yönetimi devraldıktan sonra hareketlendi. Anketlerde nasıl bir eğilim görülüyor?
Evet, son dönemde yapılan anketlerde partimizin oylarında yukarı yönlü bir hareketlenme olduğu görülüyor. Bu, bizim açımızdan sevindirici ama bir o kadar da sorumluluk yükleyen bir gelişme. Milletimiz Saadet Partisi’nin sadece eleştiren değil; çözüm üreten, yol gösteren ve ilkeli duruşuyla fark oluşturan bir siyasi çizgi ortaya koyduğunu görüyor.
Bizim dilimiz kutuplaştıran değil; birleştiren bir dil. Biz oy için değil, hak için konuşuyoruz. Ve bu yaklaşımın toplumda karşılık bulmaya başladığını memnuniyetle gözlemliyoruz. Ama şunu da açık yüreklilikle ifade edeyim: Bizim hedefimiz anketlerde birkaç puan daha fazla görünmek değil; bu ülkenin adaletini, ekonomisini, ahlakını ve geleceğini ayağa kaldırmaktır. Milletimizin teveccühü arttıkça, sorumluluğumuz da artıyor.
Allah’ın izniyle bu güvene layık olacak, Saadet Partisi’ni yeniden iktidar alternatiflerinden biri hâline getireceğiz.
Ortak değerlere sahip olduğumuz her partiyle iş birliği yapmaya açığız
Son seçimler öncesi oluşan “Altılı masa” gibi oluşumlara önümüzdeki seçimler için sıcak bakar mısınız? İttifak yapacaksanız hangi partilerle yapmayı düşünürsünüz?
Türkiye’de mevcut seçim sistemi, siyasi partileri doğal olarak ittifak yapmaya yönlendiriyor. 50+1 şartının bulunduğu bu sistemde, herhangi bir partinin tek başına iktidara gelmesi oldukça zor. Bu nedenle, ittifaklar hem gerekli hem de gerçekçidir. İttifaklar konusunda ise şunu net olarak ifade etmek isterim: Ortak değerlere sahip olduğumuz her partiyle iş birliği yapmaya açığız.
Bu, siyasi hedefler doğrultusunda ilkelerimizi koruyarak yapılabilecek bir birlikteliktir. Ancak bugün için, hangi partiyle nasıl bir ittifak yapılacağına dair konuşmalar yapmayı erken ve sağlıksız buluyorum.
Türkiye’nin gündeminde çok daha önemli meseleler vardır 14 Mayıs seçimlerinde Altılı Masa deneyimi, farklı dünya görüşlerine sahip partilerin ülke menfaatleri için bir araya gelebileceğini göstermesi açısından çok kıymetliydi. Ancak bu yeterli olmadı.
Muhalefet bloğu yaklaşık %48 oy aldı. 2014, 2018 ve 2023 seçimlerine baktığımızda benzer sonuçlarla karşılaşıyoruz. Bu tabloyu %50+1’e taşıyacak yeni siyaset anlayışını önümüzdeki dönemde toplumla paylaşacağız. Amacımız, daha kapsayıcı, ilkeli ve etkili bir muhalefetle halkımızın desteğini almaktır.