Aktüel
CHP değişti mi? yenildi mi?
Hukukçu yazar Av. Ömer Faruk Uysal, 'CHP değişti mi? yenildi mi?' başlıklı bir yazı kaleme aldı.
İşte Av. Ömer Faruk Uysal'ın kaleme aldığı o yazı;
Elbette değişti. Yenildiği için değişti! Eskiden astığı astık, kestiği kestik, yarı-tanrı ebedi ve milli şeflere sahipti. Kimse bir dediklerini iki etmezdi, edemezdi. Onlar herşeyin en iyisini bilir ve yaparlardı. Birçoğu onlara adeta taprlardı.
Mesela eskiden CHP'nin, asla seçim kaybetmek gibi bir derdi, kaygısı, olmazdı. Çünkü serbest seçim yaptırmazdı. Hatta, seçimlere rakip olarak girmek şöyle dursun, Kazım Karabekir, Orbay, Cebesoy, Bele gibi harp kahramanı paşaların kurduğu, Terakkiperver Cumhuriyet Fıkrası dahi hemen kapatılırdı. Ebedi şefin kendi atatığı 8 mebus TCF'ye katıldılar diye oracıkta asılırdı. Karabekir ve diğer paşaları da mahkemeyi basan subaylar zor kurtarmıştı.
O da bir şey mi? Ebedi şef, nankör millet, hala nankör mü diye kontrol için, kendi sadık adamlarından oluşan Serbest Cumhuriyet Fıkrasını kurdu. Muvaza partisi olduğu açıkça bilindiği halde, CHP'den yine de iyidir diyen millet çakma CHP SCF'ye akın etti. İkinci partimiz, seçimlere katılmadan şöyle kenarda dursun da demediler. Hemen kapatıldı. Ah ne güzel günlerdi. Nankörlük ve hainlik edenleri büyük şef hemen yerdi.
1950'ye kadar tam 27 (30) yıl, hiçbir çatlak sesin çıkmadığı, ayrılık-gayrılığın olmadığı, huzurlu, güvenli, mutlu, bir Türkiye vardı! Atatürk Türkiyesi, boru değil. CHP'nin altı oku anayasa ilkesi, kaymakamlar ilçe, valiler CHP il başkanlarıydı. Sonra serbest seçim diye saçma sapan bir şey çıkıverdi. Huzur, güvenlik ve mutluluk geberdi!
1950'den itibaren tam 75; 1920'den beri 105 senedir, CHP serbest seçimleri kazanamıyor. Cumhuriyeti kuran veya Cumhuriyetin kurduğu bir devlet partisine bu yapılır mı? Erişilmez, kutsal, iktidarı kapılır mı?
CHP'li elitler, beyaz Türkler, memleketi sokakta mı buldular? Savaştılar, Devlet-i Aliye'ye'den zorla aldılar. Vatanı, hassolara, hüssolara, göbeğini kaşıyan bidon kafalılara, düşüklere, bırakacak değillerdi ya. Herşeyin bir çaresi vardı. Kendilerine Atatürk zabitleri diyenler ne güne duruyorlardı? On yılda bir darbe, olmadı muhtıra, olmadı postmodern darbe, olmadı kontrollü darbe! Türkiye boşuna mı Batı'yı seçti, hayran oldu? ABD-AB, İngiliz, abiler darbeleri desteklediler, teşvik ve kontrol ettiler. Emirlerini verdiler. ABD'nin "bizim çocukları", "our boys", oğlanlar, CHP ideolojisini defalarca, tekrar iktidar yaptılar! Yani zaten fiilen iktidardılar. Resmî ve şekli iktidarı da sağladılar.
Sonra Kasımpaşalı, İmam-Hatipli, bir delikanlı cüret etti, İBB başkanlığını kazandı. Üstüne üstlük, bir de Cumhuriyet ideologu Ziya Gökalp şiiri okumasın mı? Hemen haddi bildirildi, jet bir yargılama ve Yargıtay onamı'ndan sonra, zindana atıldı. O sıralarda kolayca darbe yapabilen zinde güçler pek zinde, hızlı ve bağımsız yargı izinde idiler. Şaka şaka. Cumhuriyet muhafızı silahlı kuvvetler gibi, silahsız kuvvetler'de vardı. Pek bağımsız yargı, sermaye (montajcı TÜSİAD), özgür ve özerk akademi (Doğramacı ve Kemal Gürüzün doğradıkları), (Ben-Hür) basın, vs. Hep silahsız kuvvetlerdi. Vatana pek hizmet ettiler!
CHP, silahlı-silahsız bu kuvvetlerin desteğinden yavaş yavaş mahrum kalmaya başladı ve değişti. Öyle bir noktaya geldi ki, Dersimli Kemal namında bir yiğit, CHP olarak bizimde hatalarımız oldu, gelin helalleşelim dedi. İkna odaları bitmiştir, Dersimde anaları ağlatanların, anasısını ağlatacağız dedi! Şaka şaka, o'nu Dersimli yiğit değil, Kasımpaşalı delikanlı söyledi. Dersimli, beni iktidar yapın, helalleşelim, bu böyle gitmiyor, dedi. Helallik istenenler, biz ne alıyoruz deyince: sizi Kasımpaşalı'dan kurtarıyorum ya, daha ne olsun, dedi. CHP'de Dersimli'den başka kimse de helalleşelim demedi, dedirttiremedi. Peşinden, şaibeli, bol rüşvetli, bir kurultay ile onuru çiğnenerekten CHP'den hepten kovuldu. Hançerlenmesi yetmezmiş gibi. O Laz müteahhit ve Özel eczacısı yok mu? Gerçi kendisi de, Fetöcü bir seks kaseti komplosu ile ve aday değilim, sözünden sonra Atatürk'ün koltuğuna oturmuştu. Ama olsundu, ben yanlış yaptım diye, banada mı yanlış yapılsın? CHP'de komplolar bitmez. Demedi demeyin, Laz müteahhitin Özel eczacısı, müteahhidin reçetesini yırttı. Kendi reçetesini yazıyor. Birkaç ay içinde, müteahhitte, reçeteme zehir katmışlar, ben de sırtımdan hançerlendim derse şaşırmayın! Atatürk'ün koltuğuna kimler, ne kahramanlıklar yaparak oturuyorlar demi. Bu arada, ulu önder Cumhurbaşkanıydı ve koltuğunda bir Rizeli oturuyor. Selanikli eczacı ise, Selaniklinin koltuğuna Rizeli oturamaz, Trabzonlu'da oturmasın diye tedbirlerini alıyor!
Gerçi Atatürk ölmedi, kalbimizde yaşıyor. O öldükten sonra ülkesini yöneten tek lider! Peki o zaman niye seçim yapıyor, onca zahmet ve masraf ediyoruz? Ya seks kasetleri, hançerler, cep telefonları, dövizler, para kuleleri, Kiptaş evleri, sahte diplomalar, yolsuzluklar, hırsızlıklar, Muş'tan, Van'dan getirtilen baklavalar, börekler, Kandil ve Sincar'dan iyi yetişmiş personel! Ne lüzum var bunlara?
CHP'de sadece koltuğa oturanlar değil, oturtanlar da çok değişti. Ebedi ve milli şeflerinin zamanında hiç seçim yenilgisi ve üzüntüsü yaşamazlardı. Şimdi bir türlü sevinemiyorlar.
Eskiden milli şef veya ikinci Atatürk beklemezlerdi. Öldüklerinden ötürü epeydir bekliyorlar. İşte ikinci Atatürk diye heyecanlandıranlar da fos çıkıyor. Beyaz Türkler olarak zencilere jandarma dipçiği, aşağılama ve tahkiri o kadar yapamıyorlar. Rahatlıkla başörtüsü yasağı uygularken, başörtülü, hatta çarşaflı üyeler edindiler. Çoğu tiyatro çıkıyor ama olsun, en azından çabalıyorlar. Galiba göze batmasın diye olacak, minik bir tesettürlüyü (iki yüz bin tl maaşla MYK 'ya bile almak zorunda kaldılar.
Eskilerde takkeli, çarşaflı, tarikattan, cemaaten, Milli Görüşten, Süleymancılardan, Nurcu sanılan küçük bir guruptan, seçmenleri yoktu. Hepsi seçkin ve seçmeceydi. Artık ağız tadıyla rakı içmek bile zorlaştı. Hep bir kaç göç. Gerçi, Eczacıların en Özeli, Rakı fiyatlarını ucuzlatma sözü verdi. Olsun bir gün ekmek peyniri de ucuzlatacağız diyebilir. İçmeyi bileceksin kardeşim!Rakı Türkiyedir, Türkiye rakıdır! Bu slogan Yılmaz Özdil ve CHP'in yüz akıdır!
Eskiden başörtülüler Arabistan'a, mollalar İran'a derlerdi, şimdi politik muhafazakar bir tutumla' "Türkiye laiktir laik kalacak" diyorlar.
Savunmaya geçtiler. Gerçi genel başkanın gözdesi bir mebus, Eren Erdem; İran'la Türkiye savaşşa, İranı tutarım dedi. Molllaların Şii rejimini, Arap milliyetçisi, Baasçı Esadları da, Erdoğan'a karşı pek tuttular. CHP muhafazakarlığı, İran mollaları ve milliyetçiliği de Arap milliyetçiliğine evrildi. Olsun, CHP kendini yeniliyor. "Ali Tanrıdır" diyen Nusayriliğe bile hoşgörü gösteriyorlar. Hatta, ihtida etmeye veya dindar olmaya karar verseler, Arap Nusayriliği iyi bir seçenek olabilir! Hemen gülmeyin, CHP değişiyor. Bugün Suriyede Alevi katliamı var diyen, yarın Gazze'de Sünni katliamı var da diyebilir. Ama öncelikle soykırım bir tamamlansın, HAMAS da meşru, seçilmiş, Siyonist, otoriteye itaat etsin, "terörü" (!) bıraksın!
Ah ne günlerdi, Kürt Şeyh Said’i, Alevi Seyyid Rızayı, nicelerini, şapka takmayanları, başlarına çiviyle şapka takarak idam ederlerdi. Şapka istemezük diyen Rizelileri, İstiklal harbinde top atmamış Hamidiye (Abdülhamit) zırhlısıyla topa tutarlardı. (Abdülhamid de pek müstebid idi ama!) CHP gerçekten pek değişti. Şapka çağdaşlığı ve medeniyeti için, onca fedakarlıktan sonra, bizzat kendileri dahi şapka takmaz oldular. O kadar idam boşuna mı gitti. Devrim, devrim...
Eski CHP'li kadın profili, modern, Batılı, saçlar sarıya boyanmış, laikçi teyzelerdi. Şimdi çarşaflı teyzeler, CHP el ilanları dağıtıyorlar. Artık, genel başkanın dev posteri sadece CHP genel merkezinde değil, SP genel merkezinde de arz-ı endam ediyor. Atatürk'e gazi denirdi. Dersimli, Mücahit Kılıçdaroğlu oldu. Merhum Erbakandan sonra, İngilizle evli Kara molla oğlu'na değil de, Kılıçdar oğluna mücahid dendi. O'nun iktidarı "hukukun ve ahlakın iktidarı" olacaktı! Genel başkan yardımcıları söylediler. SP artık, sakallı hacı Temel amcanın değil, bıyıksız bir newcivanın genel başkanı olduğu bir parti. (Adını hatırlayamadım) CHP'nin yeni seçmenleri SP'liler, CHP hatırına, matruş bir başkan bulacaktı tabii. Ulu önder dahi, İstiklal harbiden sonra kaytan bıyıkları kesmiş, kalpak yerine fötr takmıştı. Milli Görüş, M. Kemalist değil'di ama Dersimli Kemal'ist oldu. Fakat o da şaibeli kurultay da kovuldu. Halbuki CHP, SP, YRP hep birlikte; Türkiyeci değil, İrancı, Baasçı, Sünni değil, Şii, Türk değil, Fars, Türkiyeci değil, İrancı, Nusayrici oldu. Hiç Suriye'de 62 yıldır Sünni katliamı var demediler. Beşşarın sarayında desteklerini sundular. Ama hep birlikte "Suriye'de Alevi katliamı var" diyorlar. Eğer katliam olacaksa, %90'nı teşkil eden Sünilere yapılmalı, Nusayrilere değil. (Adil, eşitlikçi bir yaklaşım!) Suriye İranındır. Rus'u, Amerikanı, Haşdi Şaabi'yi, PKK'yı, YPG'yi anladık da Türkiyenin ne işi var. Türkiye niye haddini aşıyor? Dersimli Kemal'istleri ve İrancı Millileri niye üzüyor. Suriyeli kardeşleri ülkelerine dönsün, hatta kovalım. Ancak zalim Nusayri, Baas rejimi de yerinde kalsın. Malum, Baas etnoseküler bir Arap Kemalizmidir. Beşşarla görüşülüp orta yol bulunsun!
Böyle bir slogan yoktu eskiden, "Mustafa Kemalin askerleriyiz" diye bağırılmazdı. İşbu türkü yeni çıktı. Saraçhane'de en çok "Hırsızıma dokunma!", "Ne mutlu Türk'üm diyene", "CHP uyuma hırsızına sahip çık!" ve en çok da, " Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganları atıldı. Bu sloganlar birbiriyle ne kadar uyumlu? Kemalistlikle, Türklükle, hırsızlığın ne alakası var? İş Bankası hisseleri vs.'yi mi kastediyorlar? Yine banka soyarken kar, ülke soyarken Atatürk maskesi mi? Adeta "CHP'nin adayı, ikinci Atatürk, diplomasız olsa ve hırsızlık yapsa da dokunulmazdır!
CHP eskiden, hırsızlıkla suçlar, "hırsız vaar" diye bağırırdı. Savunmaya geçtiler. Hırsızlıkla suçlanıp, hırsızıma dokunma pozisyonundalar. Hırsızıma niye dokunulamaz? Çünkü hırsız, basit ve teknik sorulara, basit ve teknik cevaplar veremiyor! Çaldın mı? sualine, "Bana bakan, Atatürk'ü, Türk bayrağını ve Cumhuriyeti görür. Görmeyenin de alnını karışlarım!" Ertesi gün Haraçhane medyası, Trabzonlu' tarihi bir savunma yaptı, manşetleriyle çıkıyor. Şimdi Atatürk'e, Türk bayrağına ve Cumhuriyete kim dokunabilir ki? Hırsızıma dokunma kampanyası tam da budur. Tabii kısa bir zaman için. Yakında Özel bir strateji ortaya çıkacak. Kardeşim, "hırsızım, benim hırsızım" ile ne kadar gidilebilir? Ölenle ölünmüyor, hayat devam ediyor. Diplomasız hırsızdan bir kahraman, (Cumhurbaşkanı)çıkarmak ve öylece devam etmek kolay mı?
CHP, Türkiye sosyolojisine, kadim değerlerine, (defalarca) yenildi. Askeri, yargısal, bürokratik, komprador burjuvazi, emperyalist dış destek vesayetleri de eskisi kadar etkili değil. Mütegallip zart-zurt psikoloji yerine, mağlupların tevazusu, ister istemez boy göstermek zorunda. Olimpos dağından, halka inmek ve rızasını almak zorunda. Yani en azından mış gibi yapıyorlar. Eskisi gibi anaları ağlatma, dayatma, imkanı yok. Alevi ve Kürt inkar, asimilasyon ve katliamlarından, Alevi partisine ve DEM ile, hatta milli görüşle ortaklığa kadar geldiler. Hiç yoktan iyidir! Laisist-Kemalist taban hiçbir şekilde yeterli olmuyor. Ancak şu var ki, ötekiler, zenciler, parti ve başkanlarının telkinlerine rağmen, göstermelik, konjonktürel, durumu sahih bulupta ikna olmuyorlar. Sosyalist profesör Baskın Oran'ın "CHP değişmez, değişirse CHP olmaz" tespitine katılıyorlar. CHP Türkiyeye'ye, başkası olma kendin ol yerine, kendin olma başkası (Batılı) ol'u dayatıyordu. Türkiye ise ona, kendin olma başkası ol'u dayatıyor. İdeolojik ilkeleri ile millet arasında, iki arada bir derede kaldılar. Revizyonist oportünizm de sırıtıyor. Eskisi kalsa iktidarsız, yenisi olsa ideolojisiz kalıyor. Geleneksel Kemalist taban da, tedirgin! Sabrediyor ama üzülüyor. Erdoğan ve Akparti düşmanlığı uğruna, şimdilik herşeye katlanıyor.
Eskilerde, Dersimli Gandhinin dedesi Seyyid Rıza, Şeyh Said, tüm mürtecileri, İngiliz şapkası takmayanları, İngilizlerin adamı diye gömerlerdi. Şimdilerde, İngiliz şapkası (pardon hükümeti) bizi desteklemiyor, kendimizi terkedilmiş hissediyoruz diyen bir Selanikli! Zaten sarı Saltuk (pardon Trampa) lise diplomalı Trabzonluyu, Rizeliye hediye etti diyorlar. Ben anlamadım, Trabzonlu, Trampanın Özel eşyası mı ki, hediye ediyor. Tam öyle değil canım. Rizeli, Trampa'dan, Trabzonluya operasyon için izin istemiş ve almış! Gene anlamadım, Laz Müteahhit Trampanın nesi oluyorda ondan izin alınıyor. Adamınızı yargılayacağız da izin var mı diye mi soruluyor? İkinci Joe Biden (baydın ama) vakası mı? Yani Biden Gandhici de, Trampa Lazcı mı? Bir karar verin ama, İngiliz mandası mı, yoksa Amerikan mandası mı? Ne yapsak, manda yoğurdu mu yesek?
CHP eski CHP değil, değişti, çook değişti. Tek parti dönemi ne güzeldi! Şu serbest seçimler herşeyi bozdu. CHP'li Anayasa profesörü Mümtaz Soysal haksız mı? Demokrasi, (Atatürk)Cumhuriyetini bozuyor!