Tarih
26 Nisan 1943: Hâfız (Hanende) Sâmi’nin vefatı
Onlar; yaşadıkları döneme çalışmalarıyla, eserleriyle damga vurup iz bırakarak gittiler. Bugün, Hâfız/Hanende Hâfız Sâmi’yi hayırla yâd ediyoruz.
Günümüzde Bulgaristan sınırları içerisinde bulunan Filibe’de doğdu. Babası Hacı Ali Rızâ Efendi, annesi Zâtiye Hanım’dır. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Filibe’nin Ruslar tarafından işgali üzerine ailesiyle birlikte İstanbul’a göç ederek Fatih’te Hâfızpaşa semtine yerleşti. Tezgâhçılar (veya Mehmed Atâ) Sıbyan Mektebi’nde okuduğu sırada on yaşlarında iken sesinin güzelliğiyle dikkati çekti. Sultan Selim Camii imamı reîsülkurrâ Hacı Hasan Efendi’nin yanında hıfzını tamamladı. Hasan Efendi’den kıraat, Yedi Emîrler türbedarı Hacı Kadri (Kadir) Efendi’den tashîh-i hurûf ve ta‘lîm-i Kur’ân dersleri aldı.
Ayrıca Eğinli Rahmi ve Hâfız İdris efendilerle hadis âlimi Demirhisarlı Hacı Abdüş Efendi’den medrese derslerini okudu ve otuz beş yaşında Abdüş Efendi’den icâzet aldı. 1893-1906 yılları arasında Halıcıoğlu Topçu Mektebi imamlığı görevinde bulundu. Vazifesinden istifa ederek hacca gitti. Hac dönüşü Şeyhülislâm Hüseyin Hüsnü Efendi kendisine hünkâr imamlığını teklif ettiyse de Sâmi Efendi kabul etmedi. Bir ara Galata Camii’nde imamlık yaptı, fakat bir sinir hastalığına yakalanması üzerine görevinden ayrılmak zorunda kaldı.
Hayatının bundan sonraki döneminde ancak bazı vesilelerle okumuştur. 1936 yılında Gülhâne Hastahanesi’ne yatırılıp tedavi edilmeye çalışıldı. Bir müddet iyileşir gibi olduysa da daha sonra hastalığı nüksetti. Ayrıca kulakları iyi işitmemeye başlayınca sıkıntıları daha da arttı. 26 Nisan 1943 tarihinde doktora giderken yolda öldü ve Edirnekapı’da şair Bâkî’nin mezarının yanına defnedildi. Soyadı kanunundan sonra Ünokur soyadını almışsa da daima Hâfız Sâmi olarak anıldı.
Hâfız Sâmi’nin ilk olarak on dört yaşında ramazanda Fâtih Camii’nde okumaya başladığı mukabeleleri, daha sonra uzun yıllar Beyazıt ve Yerebatan Camilerinde büyük kalabalıklar önünde devam etmiştir. Bilhassa 1900-1910 yılları arasında Fâtih Camii’nde hünkâr mahfilinin altında öğle ile ikindi arasında okuduğu mukabeleler meşhurdur.
Hicazkâr makamında ve sözleri Şeyh Esad Erbîlî’ye ait, “Tecellâ-yı cemâlinden habîbim nevbahâr âteş” mısraıyla başlayan eser ise onun en çok okuduğu kaside olarak bilinir.