AKİT MENÜ

Gündem

Katliam yapmışım gibi götürdüler

28 Şubat sürecinde tutuklanan ve denetimli serbestlik kapsamında tahliye edilen Şengöz, “Evim polis tarafından basıldı. Bir sokağın komple polis arabalarıyla dolu bir vaziyette olduğu söyleniyordu. Komşularım büyük panik yaşadılar. Sanki işte 30-40 bin kişiyi öldürmüş ya da onun kanına girmiş katil gibi öyle bir itibarsızlaştırmaya itildim. Ailemle çok büyük sıkıntılar yaşadık” dedi.

Güncelleme Tarihi:

MALATYA - 28 Şubat sürecinde tutuklanan ve denetimli serbestlik kapsamında tahliye edilen Zekeriya Şengöz, o dönemde ve cezaevinde yaşadıklarını anlattı. Şengöz, yaptığı açıklamada, 28 Şubat sürecinde imam hatip okullarının kapatılması, başörtülü kız öğrencilerin okullarından uzaklaştırılmaları, Kur’an kurslarının kapatılması, meslek okullarına sınırlama getirilerek üniversiteye girmelerinin engellenmesi, tüm mütedeyyin insanların hak ve hukuklarının zayi olmasıyla ilgili normal tepkilerini gösterdiklerini söyledi.

Kendisinin imam hatip lisesi mezunu olduğunu ve 4 çocuğunun bu okullarda okuduğunu belirten Şengöz, “Kız çocuğum üniversite sınavlarına girecekti. Kendim götürdüm, imtihana girmesi için. Kapıda polislerle karşılaştık. Başörtülü olduğu için imtihana giremeyeceği yüzüne bizatihi söylendi. Bir baba olarak o genç kızımın çektiği ızdırap ve sıkıntı bana çok büyük acı verdi. Yani insanlığımdan utandım, kızıma karşı sorumluluk ve görevlerimi yerine getiremedim diye. İtibarsızlaştırıldığımı ve çocuğumun da halk karşısında suçlu duruma düşürüldüğünü, yani acısını yüreğimde hissederek yaşadım” diye konuştu.

Diğer bir çocuğunun katsayı meselesinden dolayı üniversiteye giremediğini, bir başka çocuğunu da başörtüsü nedeniyle Malezya’ya gönderdiklerini anlatan Şengöz, “En azından onun isteklerini, arzu ve taleplerini, onun dünyasının yıkılmamasını istiyordum. Şimdi düşünün benim gibi bu toplumda sayıları milyonlara varan insanlar bu mağduriyeti fiilen yaşadılar. Gençlik büyük sıkıntılara ve musibetlere maruz kaldı. Toplum neredeyse bölünme ve parçalanma noktasına getirildi” ifadesini kullandı.

O dönemde Malatya’da bulunan evinin polis tarafından basıldığını ve o günü hiç unutamadığını belirten Şengöz, “Evim polis tarafından basıldı, bereket kimse evde yoktu. Bir sokağın komple polis arabalarıyla dolu bir vaziyette olduğu söyleniyordu. Komşularım büyük panik yaşadılar. Sanki işte 30-40 bin kişiyi öldürmüş ya da onun kanına girmiş katil gibi öyle bir itibarsızlaştırmaya itildim. Ailemle çok büyük sıkıntılar yaşadık” dedi.

Gözaltına alındığında televizyonlardaki haber bültenlerinde “sanki çok büyük olayları yapmış ve yakalanmış” gibi yansıtıldığını savunan Şengöz, “İran’da eğitim gördüğümüz, tekrar ülkeye döndüğümüz, defaten İran’a gidip silahlı eğitim yaptığım yalanı sürekli halka yanlış böyle bilinçli vaziyette verilmiş haberler, yalan haberler sunuldu” diye konuştu.

Kendisinin teslim olduğu halde yakalandığı şeklinde haber yapıldığını anlatan Şengöz, yargılanma sürecinin başladığını ve haksız yere cezaevine gönderildiğini dile getirdi.

Cezaevinde de büyük zorluklar yaşadığını belirten Şengöz, tecrit edildiklerini ve bir odaya hapsedildiklerini savunarak, şöyle devam etti:
“Bir insanı öldürmemiş, herhangi bir vatandaşa zarar vermemiş, yağma yapmamış, yüz kızartıcı bir suçta bulunmamışsanız, size uygulanan böyle bir muameleye tabi olmanın toplumun vicdanında da kendi vicdanınızda da büyük yaralar açıyor. Ben işte bu mağduriyeti fiilen yaşadım. Ülkenin tahmin ediyorum beşte birine yakını, toplumun beşte biri bu mağduriyeti fiilen yaşamış ve böyle bir durumla karşı karşıya kalmış. Sıkıntıların en uç noktasında yüreği parçalayan noktada bir duruma getirilmiş.”

DARAĞACINDA SALLANDIRILARDI

28 Şubat döneminde belli çevrelerin marjinal grupları kullanarak yapmış oldukları Gezi eylemlerindeki gibi şiddete başvurmadıklarını aktaran Şengöz, “Öyle bir durum düşünün ki yapılmış olsaydı, Gezi olaylarındaki gibi marjinal grupların başkaldırısı, ayaklanması, hatta Başbakan’ın bürosuna kadar böyle ayaklanmayı sürdürmeleri polise ve halka bir kaos ortamının oluşturulması için korkunç baskının yapıldığı, bazı medya gruplarının desteklediği eylemleri düşünüyorum yapmış olsaydık, tahmin ediyorum 10-20 bine yakın insanı o 28 Şubat sürecinde, kesintisiz bir vaziyette bizi dar ağacında sallandırırlardı” şeklinde konuştu.

17 YIL SONRA B ABASINA KAVUŞABİLDİ

Zekeriya Şengöz acı günleri şöyle anlatıyor.

“Düşünün çocuklarım dışarıda, her biri bir tarafta okul ve benzeri şeylerle babasız bir şekilde büyüyorlar. Benim bir kız çocuğum var 16-17 yaşlarında. İşte 28 Şubat sürecinde doğdu, ben ondan uzak yaşadım, o benden uzak yaşadı. O, baba özlemi ve babalık duygusunu hissedemedi. Ben de ona bir evlat hissiyatını hissederek yaklaşımda bulunamadım. Çok duygulu bir vaziyette kimsenin görmediği bir ortamda bana sarılıp hüngür hüngür ağladı. İşte, yani düşünün ilk defa babasına sarılıyor ve ağlıyor, 17 yaşında. Sağ olsun bütün her şeyini muhafaza ederek, koruyarak lisede ve ortaokulda başarılı da bir talebe. Bu, insanda böyle uzun bir süre kapanmayacak yaralar açıyor.”

“BAŞBAKAN’A TEŞEKKÜR” 

Zekeriya Şengöz, cezaevinden çıktıktan sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisini aramasından ötürü çok mutlu olduğunu ifade etti.
O anda çok duygulandığını vurgulayan Şengöz, şöyle konuştu:

“Tabii ben 28 Şubat sürecinde bir mağduriyete uğramışım ve ülkenin Başbakanı da beni arıyor. Özgürlüğüme ve hürriyetime kavuştuğum birkaç saat içerisinde böyle bir arama gerçekleşti. Beni aradıklarında çok duygulandım tabii. Bir ülkenin Başbakanı, ülkesinin herhangi bir şehrinde, uzak bir şehrinde, bir ferdinin hem sevincine ortak oluyor hem onların acılarına, sancılarına ve mağduriyetlerine de ortak oluyor. Bu bende tabii güzel bir duygu, güzel bir his, güzel bir anı bırakıyor. Başbakana, bu noktada teşekkür ediyorum.

Yorumlara Git

Tatil planı yapanlar dikkat! O uçak şirketi ucuza bilet kampanyası başlattı

Acun Ilıcalı’dan skandal iddialara cevap Samandıra’da… Bir daha tekrarlanmayacak dedi ve…

Kararını duyurdu: Çileden çıktı ve bir daha diyerek sözleri söyledi...

Başkan Erdoğan duyurdu! Kredi notu 3 kuruluş tarafından artırılan tek ülke Türkiye oldu

24 Eylül 2024: Günün Âyet ve Hadisi