Dünya
Küresel katiller savaşı Asya’ya taşıdı! Siyonist kuklası Pakistan’a saldırdı
Cammu Keşmir'de turistleri hedef alan terör saldırısını bahane eden Hindistan, siyonist ABD ve İsrail'in kışkırtmasıyla Pakistan'a saldırdı. Irkçı Narendra Modi yönetimindeki Hindistan, füze saldırılarıyla 26 kişiyi katletti, 46 kişiyi ise yaraladı. İki nükleer güç arasındaki savaşla dünya diken üstünde. Küresel dengelerin değiştiği bir dönemde yaşanan saldırının, Hindistan’dan başlayıp, İsrail üzerinden Avrupa’ya ulaşması hedeflenen IMEC ticaret yoluyla ilgili olduğuna dikkat çeken uzmanlar, iki ülke arasındaki savaşın ABD-Çin rekabetinin yanısıra, İslam ülkelerinin birliğini hedef aldığını belirttiler.
MUHAMMET KUTLU ANKARA
22 Nisan’da Hindistan’ın Cemmu Keşmir bölgesindeki Pahalgam’da bulunan turistik bir noktada gerçekleştirilen şüpheli terör saldırısında 26 sivilin hayatını kaybetmesiyle Hindistan-Pakistan arasında başlayan gerilim, Hindistan’ın Pakistan’a saldırısıyla sıcak savaşa dönüştü. Ancak siyonist ABD ve İsrail’in sürekli kışkırtarak tam destek verdiği Hindu faşisti Narendra Modi liderliğindeki Hindistan, önceki akşam Pakistan’ın Bahwalpur, Muzaffarabad ve Kotli bölgelerine füze saldırıları düzenleyerek iki nükleer güç arasında korkulan savaşı başlattı. Pakistan ordusundan yapılan açıklamada, Hindistan’ın gerçekleştirdiği saldırılarda ölü sayısının 26, yaralı sayısının 46’ya yükseldiği bildirildi. Hindistan saldırılarında siviller hedef alınırken, en az 2 cami ve 1 okul da zarar gördü. Pakistan Hava Kuvvetleri’nin (PAF), Hindistan Hava Kuvvetleri’ne (IAF) ait 5 jet ile 1 insansız hava aracını (İHA) düşürdüğü, ayrıca Pakistan tarafından gerçekleştirilen füze saldırısının iki ülke arasında fiili sınır görevi gören Kontrol Hattı’ndaki (LoC) bir Hint karargâhının yok ettiği duyuruldu.
“HEDEF, İSLAM ÜLKELERİ VE İSLAM BİRLİĞİ”
İki ülke arasında başlayan savaşı, bölgenin jeopolitik dengeleri üzerinden Akit’e değerlendiren Güvenlik Uzmanı Ersan Ergür, “Pakistan savunma sanayiinde ileri teknolojiye sahip olan Müslüman bir ülke. Aynı zamanda Pakistan Türkiye ile askeri ve savunma sanayi işbirliği içinde. Orta Asya’daki Türk cumhuriyetlerinin hemen güneyinde yer alan Pakistan ve Hindistan’ın savaştırılması, hem Afganistan’ı hem İran’ı hem de Asya’nın güneyindeki Endonezya, Malezya gibi Müslüman ülkelerin küresel siyonist çete tarafından domine edilmesinin yolunu açacaktır. Son dönemde bilindiği gibi Azerbaycan-Ermenistan savaşı bitti, Afganistan savaşı bitti.
Müslümanları meşgul eden bir savaş ve gerginlik kalmadı. Müslümanların barış ortamında kafasını kaldırıp birlikte ticaret yapmaya, ekonomik ilişkilerini güçlendirip siyasi olarak birlik içinde hareket etmeye başlamaları, savunma sanayi alanında işbirlikleri yapmaları siyonist emperyalistler tarafından istenmeyen bir durumdu. Özellikle Türk Devletleri Teşkilatı bu anlamda çok ciddi gelecek vaat eden bir konumda. Böyle bir ortamda Hindistan ile Pakistan’ın savaştırılması, elbette ki başta Türkiye olmak üzere bölgedeki tüm İslam ülkelerinin dengesini bozarak meşgul edip, İsrail’in Gazze’de, Suriye’deki saldırılarına, ABD’nin Körfez’de, Yemen’de yürüttüğü saldırgan politikalara sessiz kalmalarını sağlamalarına yönelik bir hamledir. İşte bu konjonktür, siyonist etkisindeki ABD, İngiltere ve AB ülkelerini, Hindistan’ı Pakistan’a saldırtmaya sevk etmiştir. Bunu daha önce ABD’nin Irak işgalinden önce görmüştük. Hedef, her zaman olduğu gibi İslam ülkeleri ve İslam birliğidir” diye konuştu.
“İMEC TİCARET YOLU GERİLİMDE ÖNEMLİ ETKEN”
Akit’e değerlendirmede bulunan Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe de, “İki ülke arasındaki problemler İndus sularının paylaşımı, Keşmir bölgesinin kontrol edilmesi gibi pratikte görülen hususlar olmasına rağmen bu sorunların jeopolitik gelişmelerden ayrı okunması mümkün değildir. Dünya jeopolitiğinin hidrokarbon enerjiden kritik mineral jeopolitiğine geçmek üzere olduğu bugünlerde bu gerilimi de bu çerçevede düşünmek gerekiyor. Bölgede yeni ama eskiye dayanan bir cepheleşme hazırlığı olduğunu düşünüyorum. Bir tarafta Çin, Rusya, Kuzey Kore, Pakistan, İran şekillenirken diğer tarafta ABD, Japonya, Güney Kore, Avustralya, Yeni Zelanda ve Hindistan şekilleniyor. ABD, Asya-Pasifik politikasını (Kritik Mineral Jeopolitiği) oluştururken Hindistan dışındaki ekonomik yönden oldukça güçlü ülkeleri yanında tutmayı başardı. NATO Genel Sekreteri Rutte Nisan 2025 tarihinde yaptığı Japonya ziyareti kapsamında 9 Nisan 2025 tarihindeki açıklamasında ‘Japonya’yı NATO’nun en değerli ortaklarından biri’ olarak nitelendirdi. ABD, bu ülkeler dışında Çin’in devasa demografik yapısına karşı dengeleyici demografik etken olarak Hindistan’ı yanında görmenin çabasında. Hindistan hem demografik açıdan hem de askeri açıdan Çin’e karşı ABD için paha biçilmez kaftan. Geçtiğimiz yıllarda Hindistan’da düzenlenen G20 Zirvesinde önerilen IMEC Ticaret yolunun Hindistan’dan başlaması ve İsrail’den Avrupa’ya uzanması gerilimde önemli etkendir ve bugünkü gelişmelerin rastlantı olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla ABD’li siyasiler taraflara itidal çağrısı yapsa da arka planda daha önceden oluşturdukları politikalarını uygulamaya başladılar. Pakistan’ın nükleer silaha sahip olması ve ABD bloku karşısında yer alması istenmeyen bir durum olacağı için bu cepheleşmede saf dışı bırakılmak istenmektedir” görüşünü kaydetti.