AKİT MENÜ

Yaşam

Yalnız yaşamın yükselişi: Sessiz Salgın Toplumu Tehdit Ediyor!

Modern toplumda hızla yayılan bir yaşam biçimi, sosyal yapıyı derinden sarsıyor: yalnızlık. Amerikalı sosyolog Eric Klinenberg’in Going Solo (Yalnız Yaşamak) adlı kitabı, bu değişimi detaylı şekilde inceliyor ve uyarıyor: Yalnız yaşamak, özgürlük gibi görünse de, birey ve toplum için ciddi tehditler içeriyor.

Haber Merkezi

Modern toplumda hızla yayılan bir yaşam biçimi, sosyal yapıyı derinden sarsıyor: yalnızlık. Amerikalı sosyolog Eric Klinenberg’in Going Solo (Yalnız Yaşamak) adlı kitabı, bu değişimi detaylı şekilde inceliyor ve uyarıyor: Yalnız yaşamak, özgürlük gibi görünse de, birey ve toplum için ciddi tehditler içeriyor.

ABD’de yalnız yaşayan yetişkinlerin oranı %28’i aştı. Gelişmiş ülkelerde bu oran daha da yüksek. Stockholm’de yaşayanların %60’ı tek başına hayatını sürdürüyor. Klinenberg’in verileri, yalnızlık eğiliminin başta ekonomik bağımsızlık gibi nedenlerle arttığını ortaya koysa da, kitabın satır aralarında bu durumun uzun vadeli etkilerinin düşündürücü olduğu açıkça görülüyor.

Yalnızlık, bireyi kırılgan hale getiriyor

Klinenberg, Going Solo kitabında, yalnız yaşayan bireylerin birçok açıdan savunmasız olduğunu gözler önüne seriyor. Acil bir sağlık sorununda yardım isteyememek, yaşlılıkta artan fiziksel ihtiyaçlara tek başına yanıt verememek, duygusal destekten yoksun olmak gibi problemler, yalnız bireylerin hayat kalitesini doğrudan etkiliyor.

Araştırmalar, yalnız yaşayan bireylerde depresyon, kaygı bozukluğu ve intihar riskinin daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yaşlılarda yalnızlık, ölüm riskini sigara içmek kadar artıran bir faktör olarak değerlendiriliyor. Klinenberg de kitabında bu gerçekleri örneklerle destekliyor: “Yalnız yaşayan bireyler, bir kalabalığın ortasında bile sosyal olarak izole olabiliyor.”

Toplum yapısı çözülüyor, dayanışma zayıflıyor

Yalnızlığın artması yalnızca bireyi değil, toplumu da derinden etkiliyor. Komşuluk ilişkileri azalıyor, mahalle dayanışması yok oluyor. Evli olmayan kadınlardan doğan çocukların oranı ABD’de %40’ı geçmiş durumda. Bu durum, hem aile yapısının çözülmesine hem de çocukların istikrarsız bir sosyal çevrede büyümesine yol açıyor.

Eric Klinenberg, yalnızlık olgusunun bireyin özgürleşmesi gibi sunulmasına karşı temkinli yaklaşılması gerektiğini vurguluyor. Yalnızlık, başlangıçta bilinçli bir tercih gibi görünse de, zamanla alışkanlığa dönüşüyor ve bireyin sosyal bağlarını zayıflatıyor. Bu da uzun vadede hem duygusal hem fiziksel sağlığı tehdit ediyor.

Yalnızlıkla mücadele artık bir halk sağlığı meselesi

Klinenberg’in kitabı, yalnızlığı bireysel bir yaşam tarzı olarak değil, toplumsal bir mesele olarak ele alıyor. Ona göre, sosyal politikaların yeniden düzenlenmesi, özellikle yaşlı ve yalnız bireylere yönelik destek programlarının artırılması gerekiyor. Devletlerin, yalnız yaşayanları toplumla yeniden bağ kuracak şekilde desteklemesi, artık bir tercih değil, zorunluluk haline geliyor.

Sonuç: Yalnızlık Özgürlük Değil, Sessiz Bir Tehdit Olabilir

Yalnız yaşam, modern çağın en büyük çelişkilerinden biri haline geldi. Dışarıdan özgürlük gibi görünen bu durum, derinlemesine incelendiğinde psikolojik, sosyal ve hatta fiziksel tehditler barındırıyor. Eric Klinenberg’in çalışmaları bu konuda net: Yalnızlık yayılıyor, ama bedeli ağır olabilir.

İslami Haber ”MİRAT”

Yorumlara Git

4 gündür haber alınamıyor! Devlet Başkanı kayboldu!

CHP’li kafası böyle bir şey Her şey yalan tek doğru benim

Türkiye ve Pakistan'dan petrol ve doğal gaz bombası

Afrika’da derin yara bıraktı! Karşınızda vicdansız Batı’nın köle haritası

CHP’li Maltepe Belediyesi'nde iş bırakma nedeniyle ilçede çöpler birikti Alıştılar çöpsüz duramıyorlar