Gündem
Polisleri böyle aşağıladı! Boğaziçi provokatörünün babasındaki kibre ve şımarıklığa bakın
Boğaziçi Üniversitesi’nde geçtiğimiz gün yaşanan çirkin bir provokasyonun ardından kamuoyu bir kez daha “bunlar çocuk mu, maşaların piyonları mı?” sorusunu sormaya başladı. İslam Araştırmaları Kulübü’nün düzenlediği ve yazar Nureddin Yıldız’ın konuşmacı olarak davet edildiği etkinlikte yaşanan yumurtalı saldırı sonrası gözaltına alınan provokatör öğrencinin babası da en az oğlu kadar hadsiz ve pervasız bir tutum sergiledi. Baba, ‘Onları sorguya çekenler ne tür bir soru sorabilir ki? Bu çocukların sahip olduğu vasıflara sahip olmayan kimselerin ne tür suçlama yapmaları mümkün ki?” diyerek polisleri aşağıladı.
This browser does not support the video element.
Oğlunun kürsüye yumurta fırlatmasını “ifade özgürlüğü” diye savunan baba, olayın ciddiyetini görmezden gelirken güvenlik güçlerini de aşağılamaktan geri durmadı. Üniversiteyi dereceyle kazandığını söylediği çocuğunun, adeta “dokunulmaz” ilan edilmesini isteyen baba, polisleri “eziyet etmekle” suçladı.
Ancak işin en düşündürücü kısmı, baba şahsın Nureddin Yıldız‘a "meczup" diyerek hakaret etmesi oldu. Oğlunun yumurta fırlatmasını ise, skandal bir şekilde “hakları” olarak savundu. Bu akıl almaz çıkış, bazı kesimlerin fikir özgürlüğü kisvesi altında her türlü ahlaki ve hukuki sınırı çiğnemeyi ne denli meşru gördüğünü ortaya koydu.
Boğaziçi Üniversitesi’ni bir süredir ideolojik hesaplaşma sahasına çevirmeye çalışan bazı çevrelerin, gençleri tahrik ederek bu tür çirkin eylemlere sürüklemesi yetmezmiş gibi, ailelerin de bu şımarıklığı besleyen açıklamalar yapması toplum vicdanını derinden yaralıyor.
Devletin polisi, kamu düzenini sağlamak için görev yaparken, görevini icra eden memurlar bu şekilde yaftalanamaz! Ne yumurta atan öğrenci masum bir “genç”tir, ne de onu savunmaya çalışan baba sadece bir “veli”dir. Bu tutumun adı, alenen had bilmezliktir.
Boğaziçi provokatörünün bu kibirli ve saldırgan tavrı, yalnızca bir kişinin değil, ideolojik bir yapının yansımasıdır. Hukuk karşısında her bireyin sorumlu olduğunu hatırlatıyor; devletin kolluk kuvvetlerine iftira atanların da gerekli cevabı alacağına inanıyoruz.
İstanbul valisi Gül: Protestocuların fiziki müdahalesi sonucu 13 polisimiz, yaklaşık 5 metre derinliğindeki inşaat çukuruna düşerek yaralandı. Olayla ilgili 97 kişi gözaltına alındı." ifadelerini kullanmıştı.