Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Meclis’te gazetecilerin Abdullah Öcalan’ın önümüzdeki dönemde gazeteciler ve siyasetçilerle daha rahat görüşebilmesine ilişkin DEM Parti’nin talebi doğrultusunda bir düzenleme yapılıp yapılmayacağına ilişkin sorusuna, “Cezaevlerinde hükümlülerin nasıl görüşeceklerine ilişkin bütün düzenlemeler bizim Ceza İnfaz ve Güvenlik Tedbirleri Hakkındaki Kanun’umuzda mevcuttur. Bu yasal çerçeve içerisinde yapılması gerekenler yapılabilir. Cezaevi şartlarıyla ilgili yapılması gerekenler kapsamında genel olarak İnfaz Kanunumuzda yapılabilecek hususlar var. Yine kanun gerektiren bir husus olursa zaten bunlar yürütmenin yetkisinde olan hususlar değil” şeklinde cevap verdi.

DEM Parti heyetinin, Adalet Bakanlığı’ndaki görüşme sonrası yaptıkları basın açıklamasında; cezaevi şartları, Cezaevi Gözlem Kurulları’nın kararları ve iyi hal uygulamalarıyla ilgili kararlarla ilgili uygulamayı gerektiren, bir kısmı yasal düzenleme gerektirmeyen hususlar olduğunu vurgulayan Tunç, “Bunlar idari uygulamalarla da çözülebilecek konular. Biz ceza adalet sistemiyle ilgili olarak denetimli serbestlik ve tutuklama hükümleriyle ilgili de konular var. Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği terör örgütü üyesi olmamakla beraber örgüt adına suç işleyenlerin, örgüt üyesi gibi cezalandırılacağına yönelik hükmü AYM iptal etmişti. Buna yönelik bir düzenleme yapılmıştı Meclis’te. O gerekçe doğrultusunda o maddeyle ilgili yeni bir düzenleme ihtiyacı var. O düzenlemeyle ilgili olarak da Meclis grubumuzda paylaştık. Meclis grubumuz diğer parti gruplarıyla görüşecektir. Meclis genel kurulunda da tüm partilerin katılımıyla bu paket şekillenecektir” ifadelerini kullandı.

SİLAH BIRAKAN TERÖRİSTLERLE İLGİLİ DÜZENLEME

Terörsüz Türkiye sürecinde silah bırakan teröristlerle ilgili nasıl bir düzenleme yapılacağına ilişkin soruya da Bakan Tunç, “Terörsüz Türkiye süreci ülkemiz için çok önemli. Terör örgütünün kendisini feshetmesi ve silah bırakması ülkemizin özellikle 40 yıldan fazladır gelişmesinin, kalkınmasının önündeki engel olan terör belasından kurtulmamız bakımından önem arz ediyor. Tabi bu sürece kolay gelinmedi. 40 yıldan fazla süre büyük bir mücadele gerçekleştirildi. Bu mücadelede şehitler verildi ve trilyonlarca dolar maddi kaybımız oldu. Bundan sonra terörsüz bir Türkiye’ye adım atmamız, ülkemizin geleceği ve çocuklarımızın emniyeti açısından çok önemli. Türkiye dünyada güçlü bir ülke olacaksa ve bu yüzyıla Türkiye damga vuracaksa, terörün olmadığı bir Türkiye ile vuracak. Bu konuda da birlik beraberliğimizi daha da güçlendirerek, iç cephemizi daha da kuvvetlendirerek yolumuza devam edeceğiz. Sayın Bahçeli’nin Ekim ayındaki grup konuşmasından sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın da koyduğu irade doğrultusunda çalışmalar yapıldı. Bahsettiğiniz yasal düzenlemelerle ilgili olarak DEM Parti bu süreçte Adalet Bakanlığımızı da ziyaret etti. Bir takım görüş alışverişinde bulunmuştuk. Burada özellikle bizim daha önceden de devam eden çalışmalarımız var. Yargı reformu kapsamında demokratikleşme adımları ve hukuk devleti ilkesini güçlendiren, temel hak ve özgürlükleri tahkim eden çok önemli ilerlemeler sağladı ülkemiz. Teröre zemin hazırlayan, istismar konusu olan bütün konuları ta 2002’de OHAL’in kaldırılmasından başlayarak çok önemli aşamalar kaydetti ülkemiz. Terörün istismar ettiği bütün alanları birer birer kaldırdık ve güvenlik güçlerimizin de kahramanca mücadelesiyle bu noktaya gelinmiş oldu” bilgisini aktardı.

YARGI REFORMU KAPSAMINDA YAPILACAK DÜZENLEMELER NELER?

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yargı reformu kapsamında yapılacak düzenlemelere ilişkin olarak şu bilgileri aktardı: “Önümüzdeki Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında, 23 Ocak’ta Sayın Cumhurbaşkanımız kamuoyuyla paylaşmıştı, orada beş amaçtan birisi ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılması. Hem soruşturma aşamasında hem dava aşaması, hem de infaz aşamasıyla ilgili yapılabilecekleri de bir genel çerçeve içerisinde Sayın Cumhurbaşkanımız kamuoyuyla paylaşmıştı. O doğrultuda yaptığımız hazırlıklar oldu. Özellikle hasta hükümlü ve tutukluların durumu. Cezaevlerinde hayatını yalnız başına idame ettiremeyecek derecede hasta olanlar var. Hasta hükümlü ve tutukluların rehabilitasyon tipi cezaevlerinde hem tedavileri yapılıyor hem infaz süreci işliyor. Beş yılın altındaki hapis sürelerinde bu uygulanıyor. Bu konudaki düzenleme Meclisimizde milletvekillerimiz bu süreyi ve uygulama alanını genişletebilir. Yine cezaevinde doğum yapan kadınlar üç yıldan az ceza almışsa konutta infaz durumu var. Bu süre çocuk okula başlayıncaya kadar uzatılabilir. 70 yaşın üstündeki hükümlülerle ilgili konutta infaz hakkı var. Burada yaş aralıklarını, ceza miktarları dikkate alınarak hem kadın hükümlülerimizin, suça sürüklenen çocuk hükümlüler ve yaşlılar, 65-75-80 yaş diye kategorilendirilerek aldıkları ceza miktarlarına ilişkin uygulamaları daha da genişletebiliriz. Kovid yasasıyla ilgili olarak 31 Temmuz 2023’ten önce işlenen suçların da kovid yasası kapsamına alınmasıyla ilgili bir talep var biliyorsunuz. Daha önce suç işleyenlerin yararlanamadığı için eşitlik ilkesi gereği böyle bir ihtiyacı bulunduğu biliniyor. Bunlar milletvekillerimiz tarafından konuşulacak hususlar. Komisyonlarda şekillenebilir. Yine mükerrir suçların koşullu salıvermeden yararlanabilmesine ilişkin hususlar var”