ABD Hükümet Verimliliği Departmanı (DOGE) Başkanı ünlü milyarder Elon Musk'ın, ülkenin altın rezervlerinin yaklaşık yüzde 60'ının depolandığı Hazine Bakanlığı'na bağlı 'askeri üs' bölgesi Fort Knox'daki rezervleri gözleriyle görme isteği aylardır bir karşılık bulmadı.

Musk, sahibi olduğu sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda “Fort Knox’ta altın arayışı” ifadelerini kullanarak Utah Senatörü Mike Lee'nin, Kentucky'de bulunan üsse girişinin engellendiğine dair paylaşımını alıntılamış ve “Fort

Knox'tan altın çalınmadığını kim teyit ediyor? Belki vardır, belki de yoktur. O altın Amerikan halkına ait. Hala orada olup olmadığını bilmek istiyoruz” ifadelerini kullanmıştı.

Elon Musk'ın geçtiğimiz Şubat ayında gündeme getirdiği istek, Amerika'daki asıl karar verici derin yapı tarafından cevap bile verilmeye değer görülmeyerek reddedilmiş gibi gözüküyor.

İnsanlık tarihinde en köklü ticari değişim aracı (para birimi) ve takı hammaddesi olarak bilinen altın, elektrik, sanayi ve teknolojinin gelişimi ile birlikte önemli ve vazgeçilemez bir endüstriyel materyal olarak da ön plana çıkmış oldu.

Geçtiğimiz yüzyılda Fransa'nın ABD'deki emanet altınlarını geri çağırması ile çöken altına dayalı para sistemi yerini dolara dayalı itibari sisteme bırakırken altının gerçek kıymeti de baskılanmış ve dikkatlerden uzaklaştırılmış oldu.

İşte finans sihirbazlarının sahne aldığı bu sahte süreçte değişik depo ve bankalarda saklandığı söylenen altın rezervleri üzerinde de sayısız spekülasyonlar üretildi.

O kadar ki bugün dünya üzerinde hemen hemen hiçbir merkez bankası, özel banka, şirket veya deponun beyan ettiği gerçek altın rezervine fiziken sahip olmadığı iddiaları bile rahatça dillendirilebiliyor ve bu resmi makamlar tarafından yalanlanamıyor.

Bu iddiaların doğru olması durumunda dünya genelinde varlığı iddia edilen söz konusu binlerce ton kayıp altının nerede olduğu büyük bir soru işareti.

Rezervlerin devletler, bankalar veya şirketler tarafından resmi veya gayriresmi olarak rehine verilmesi, swap yoluyla el değiştirmesi veya bir şekilde çalınması ilk sıralanabilecek ihtimaller..

Komplo teorisi olarak nitelendirilebilecek başka ihtimaller de sözkonusu..

Mesela resmi beyanların çok üstünde altın stoğuna sahip olduğu değerlendirilen Vatikan ve Patrikhane benzeri yapıların dünya genelindeki altınları kendilerinde toplama gayretleri bunlardan sadece biri..

En çarpıcı teori ise altın rezervlerinin ciddi oranlarda yüksek teknoloji ürünlerde geri dönüşümü mümkün olmayacak şekilde kullanılarak eksiltildiği yönündeki görüş. Özellikle birtakım uzay araçları ve uyduların elektronik aksamında yüzde 16 gibi yüksek oranlarda altın kullanımının zorunlu olduğunu kaydeden uzmanlar bu altının nereden geldiği noktasında ise hiçbir sorgulama ihtiyacı duymuyorlar.

Dünyada altın gibi doğal kaynakların kısıtlı olduğunu kaydeden kimi uzmanlar ise gelecek nesiller de düşünülerek madenlerin israf edilmemesi ve uzay boşluğuna ve kara deliklere saçılmaması çağrısında bulunuyorlar.

 

{galleryalbum id:113279 slug:'merkez-bankasindan-carpici-analiz-altini-olanlar-bunlara-hucum-etmis'}

{galleryalbum id:112279 slug:'altinda-yukselis-sinyali-uzman-isimden-kritik-merkez-bankasi-uyarisi'}

{galleryalbum id:111980 slug:'merkez-bankalari-donum-noktasinda'}