AKİT MENÜ

Sağlık

Uzmanı açıkladı: Kızamık geri döndü! Vaka sayıları ciddi şekilde yükseldi

Son yıllarda kızamık vakaları dünya genelinde hızla yükseliyor. Çocukluk çağında genellikle ortaya çıkan Kızamık hakkında Uzmanlar, hastalığın aşısız çocuklar için büyük risk taşıdığını vurguluyor. Dr. Arda Zeytünlü, kızamığın solunum yoluyla bulaştığını ev ve çevrede saatlerce canlı kalabildiğini belirterek, koruyuculuğu yüzde 97 olan kızamık aşısının ihmal edilmemesi gerektiğini söyledi

Selma Savcı
Güncelleme Tarihi:

Son yıllarda dünya genelinde yeniden artış gösteren kızamık vakaları, özellikle aşısız çocuklar için büyük risk oluşturuyor. Çocukluk çağı hastalıklarından biri olan kızamık, son yıllarda yeniden etkisini artırmaya başladı.

KIZAMIK YÜKSEK BULAŞICI 

Dr. Zeytünlü, “Kızamık, Morbillivirus adlı bir virüsün neden olduğu oldukça bulaşıcı bir hastalıktır. Genellikle öksürme ve hapşırma yoluyla havadan yayılarak kişiden kişiye kolayca bulaşır. Kızamık virüsü, havada saatlerce canlı kalabilir ve bu nedenle aynı ortamda bulunan duyarlı kişilerin enfekte olma riski oldukça yüksektir. Virüs, enfekte kişinin solunum salgılarında bulunur ve bu salgılarla temas eden veya aynı havayı soluyan duyarlı kişilerde hastalığa yol açabilir” dedi.

Kızamığın belirtileri hakkında da bilgi veren Dr. Zeytünlü, “Kızamık, tipik olarak yüksek ateş, öksürük, burun akıntısı ve gözlerde kızarıklık gibi belirtilerle başlar. Bu ilk belirtilerden birkaç gün sonra ise karakteristik kırmızı döküntüler ortaya çıkar. Bu döküntüler genellikle yüzde, özellikle kulak arkasında ve saç çizgisinde başlar ve hızla gövdeye, kollara ve bacaklara yayılır. Başlangıçta küçük, kırmızı ve kabarık lekeler şeklinde olan döküntüler zamanla birleşerek daha geniş alanları kaplayabilir. Kızamık, her yaşta görülebilmekle birlikte, özellikle bağışıklık sistemi henüz tam olarak gelişmemiş olan bebekler ve küçük çocuklar için daha riskli olabilir. Kızamığın kendisi rahatsız edici olmasının yanı sıra, zatürre, orta kulak iltihabı, beyin iltihabı (ensefalit) gibi ciddi komplikasyonlara da yol açabilir. Nadir durumlarda ölümcül bile olabilir” diye konuştu.

AŞILAMANIN KORUYUCU GÜCÜ

Kızamıktan korunmanın en etkili yolunun aşı olduğunu belirten Dr. Zeytünlü şu ifadelere yer verdi; “Kızamık ve onun potansiyel ciddi sonuçlarından korunmanın en etkili ve güvenilir yolu aşılamadır. Kızamık aşısı, genellikle kabakulak ve kızamıkçık aşılarıyla birlikte kombine bir aşı olan KKK aşısı şeklinde uygulanır. KKK aşısı, canlı attenüe (zayıflatılmış) virüsleri içerir ve vücudun bu virüslere karşı bağışıklık yanıtı oluşturmasını sağlar. Aşılanan bireyler, gerçek virüsle karşılaştıklarında vücutları hızla antikor üreterek enfeksiyonun gelişmesini veya hastalığın hafif seyretmesini sağlar. Kızamık aşısının etkinliği oldukça yüksektir. İki doz KKK aşısı uygulanan bireylerde kızamığa karşı yaklaşık yüzde 97 oranında koruma sağlanır. Tek doz aşı ise yaklaşık yüzde 93 oranında koruma sağlar. Bu yüksek koruyuculuk oranı, aşılamanın bireysel sağlık üzerindeki doğrudan faydasını açıkça göstermektedir.”

TOPLUM BAĞIŞIKLIĞI VE AŞI ORANI

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) önerilerine değinen Dr. Zeytünlü, “Kızamık aşısının önemi sadece bireysel korunmayla sınırlı değildir. Yüksek aşılama oranları, toplum bağışıklığı olarak adlandırılan bir durumu yaratır. Toplum bağışıklığı sayesinde, aşı olamayan veya aşının henüz etkili olmadığı çok küçük bebekler gibi hassas gruplar da dolaylı olarak korunmuş olur. Bir toplumda yeterli sayıda insan aşılandığında, hastalık yayılmakta zorlanır ve salgınların önüne geçilir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve diğer sağlık otoriteleri, kızamık salgınlarını önlemek için toplumda en az yüzde 95 oranında KKK aşılamasının sağlanmasının kritik olduğunu vurgulamaktadır. Bu oranın altında kalan aşılama oranları, salgın riskini önemli ölçüde artırır ve özellikle savunmasız gruplar için ciddi sonuçlar doğurabilir” dedi.

AŞI KARŞITLIĞINA DİKKAT ÇEKTİ

Son dönemde aşı karşıtlığı hareketlerinin etkisiyle aşılanma oranlarında düşüş yaşandığını belirten Dr. Zeytünlü, “Son dönemde kızamık vakalarında bir artış göze çarpmaktadır. Artışın en önemli nedenlerinden biri, küresel düzeyde ve ülkemizde aşılama oranlarındaki düşüştür. Aşı karşıtlığı hareketleri, yanlış bilgilendirme ve aşıya erişimdeki zorluklar gibi çeşitli faktörler, ebeveynlerin çocuklarını aşılama konusunda tereddüt etmelerine veya aşılamayı tamamen reddetmelerine yol açabilmektedir. Bunun sonucunda, aşılanmamış veya eksik aşılı bireylerin sayısı artmakta ve bu durum, kızamık gibi yüksek bulaşıcı hastalıkların kolayca yayılması için uygun bir ortam yaratmaktadır” diye konuştu.

HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR

Kızamık gibi önlenebilir bir hastalıkla mücadelede en önemli adımın aşılamanın artırılması olduğunu söyleyen Dr. Zeytünlü şöyle konuştu; “Son dönemde gözlemlenen kızamık vakalarındaki artış, bu hastalığın ciddiyetini ve aşılamanın hayati önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Kızamık, önlenebilir bir hastalıktır ve en etkili korunma yöntemi güvenli ve etkili olan kızamık aşısıdır. Bu nedenle, kızamıkla mücadelede en kritik adım, toplumda aşılama oranlarının yükseltilmesidir. Unutulmamalıdır ki, kızamık aşısı güvenli ve etkilidir. Bilimsel çalışmalar, aşının ciddi yan etkilerinin son derece nadir olduğunu göstermektedir. Kızamıktan korunmak ve sağlıklı bir toplum oluşturmak için tüm çocukların ve uygun olan yetişkinlerin kızamık aşısı olması hayati önem taşımaktadır. Yanlış bilgilere itibar etmemek, bilimsel kanıtlara dayalı sağlık kararları almak ve aşılamayı yaygınlaştırmak, kızamıkla mücadelede hepimizin sorumluluğudur.”

 

Yorumlara Git

CHP’nin Stockholm tartışması büyüdü! Özgür Özel’in sözleri ters tepti, eleştiriler ok gibi döndü!

İsrailli şerefsiz havalimanını karıştırdı! 200'den fazla çocuğun görüntüleri telefonundan çıktı

Türkiye ne durumda? 19 ülke katılımlı SAFE konusunda resmi açıklama geldi!

Kabatiye'de sokağa çıkmak yasaklandı, evler askeri karakol oldu Adım adım işgal

Topçu’dan İsrail’e sert uyarı! Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğü için kararlı duruşunu gösterdi!