Gündem
Alçakça iftiranın 19. Yılı! Fetö’nün yönlendirilmesiyle işlenen cinayetler Vakit Gazetesi’nin üzerine atıldı
Görevli olduğu subay çocuklarının anaokulunda öğretmenlik yapan Aytaç Kılınç’ın, özel hayatında başörtü taktığı için ayrımcılığa maruz bırakan Danıştay 2. Dairesinin 8 Şubat 2006’da verdiği skandal kararı fırsat bilerek, Türkiye’yi karıştırmak isteyen karanlık odakların kanlı Danıştay saldırısının üzerinden tam 19 yıl geçti. Sır hala aydınlanmadı
ÖZEL HABER
Danıştay 2. Dairesi Üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in hayatını kaybettiği, aralarında Daire Başkanı Mustafa Birden’in de bulunduğu dört üyenin yaralandığı 17 Mayıs 2006’daki saldırının üzerinden 19 yıl geçti.
Danıştay 2. Dairesi, 8 Şubat 2006’da, okula geliş gidişlerinde, serbest hayatında, pazarda başörtüsü takan öğretmen Aytaç Kılınç’ın tesettürünü sakıncalı buldu. Kamuoyunda büyük tepkilere neden olan karar sonrası 17 Mayıs 2006’da, avukat kimliği olduğu için üzeri aranmadan Danıştay binasına gelen Ergenekon bağlantılı Alparslan Arslan, kararı veren Danıştay 2. Dairesinin heyet odasındaki üyelere silahlı saldırıda bulundu.
Saldırıda, Danıştay 2. Daire Üyesi Mustafa Yücel Özbilgin hayatını kaybederken 2. Daire Başkanı Mustafa Birden, 2. Daire üyeleri Ayfer Özdemir ve Ayla Gönenç ile 2. Daire Tetkik Hakimi Ahmet Çobanoğlu yaralandı. Saldırıdan sonra kaçmaya çalışan Arslan, Danıştay binası içinde yakalandı.
TANSEL ÇÖLAŞAN, “KATİL, ALLAHU EKBER DİYEREK KURŞUN SIKTI” İFTİRASINI ATTI
O tarihte Hürriyet gazetesinde dindar insanlara hakaret ederek her gün köşe yazısı yayınlayan, bugün Sözcü gazetesinde yoluna devam eden Emin Çölaşan’ın eşi, Danıştay Başkanvekili Tansel Çölaşan, olay mahallinde olmadığı halde, dindarları kötülemek için, “Allahu ekber diyerek kurşun sıkmış” yalanını ortaya atmış, ancak şahitler bu iftirayı yalanlamışlardı.
Yargılama süreci 14 yıl sürdü
Danıştay 2. Dairesi üyelerine yönelik silahlı saldırıyla ilgili davanın görülmesine, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde 11 Ağustos 2006’da başlandı.
Mahkeme, Alparslan Arslan’a “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, yerine yeni bir düzen getirmeye, fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek” ve Danıştay 2. Dairesi Başkanı Mustafa Yücel Özbilgin’i “tasarlayarak ve yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmek” suçlarından 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme, Arslan ile birlikte o tarihte İstanbul’dan Ankara’ya gittiği tespit edilen meyhane arkadaşları Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu ve İsmail Sağır’ı “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, yerine yeni bir düzen getirmeye, fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek” suçundan müebbet hapse mahkum etti.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Ergenekon davasıyla birleştirdi
Temyiz aşamasında Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesince verilen kararı, 16 Aralık 2008’de oy birliğiyle bozdu. Daire, “İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine açılan Ergenekon davası ile bu dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunun iddia edilmiş olması karşısında, öncelikle davaların birleştirilmesinde zorunluluk bulunduğu” yönünde karar verdi. Karar sonrası, Danıştay saldırısı davası, ülkede derin cinayetlerle darbe ortamı hazırlama amaçlı derin yapı olan Ergenekon örgütünün davasının görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Mahkeme, Ergenekon ana davasıyla birleşen dosyada kararını 5 Ağustos 2013’te açıkladı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Ergenekon ile birleşme kararını bozdu
Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, bu kez “Danıştay saldırısı davası ile Ergenekon davası arasındaki hukuki ve fiili irtibatın somut delillerle gösterilememesi”ni bozma nedeni yaparak yerel mahkeme kararını 21 Nisan 2016’da bozdu. Yargıtay’ın bozma kararına uyan İstanbul’daki mahkeme, “terör örgütü kurmak, yönetmek, üye olmak”, “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “nitelikli kasten öldürme” gibi suçlardan yargılanan tutuklu sanık Alparslan Arslan ile, Danıştay saldırısı sırasında birlikte hareket eden meyhane arkadaşları hakkındaki dosyayla ilgili görevsizlik kararı vererek dosyayı Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi.
Alparslan Arslan’a ağırlaştırılmış müebbet
Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesi, 31 Ağustos 2018’de kararını açıkladı. Mahkeme, sanık Alparslan Arslan’ı, Mustafa Yücel Özbilgin’e yönelik eylemine ilişkin “kamu görevlisini yerine getirdiği görev nedeniyle tasarlayarak öldürmek” suçundan “ağırlaştırılmış müebbet” hapis cezasına çarptırdı. Arslan’a ayrıca silahla yaraladığı Daire Başkanı Mustafa Birden, üyeler Ayla Gönenç ve Ayfer Özdemir ile tetkik hakimi Ahmet Çobanoğlu’na yönelik eylemlerine ilişkin “kamu görevlisini tasarlayarak öldürmeye teşebbüs” suçundan 72 yıl hapis cezası verildi. Hakkında her 2 suçtan takdir indirimi yapılmayan Arslan’ın, hükümle birlikte tutukluluk halinin devamı kararlaştırıldı.
Sanıklar Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu ve İsmail Sağır hakkında “kasten adam öldürmeye yardım” suçundan 14 yıl 2’şer ay, 4 kişinin “öldürülmesine teşebbüse yardım” suçundan da 25’er yıl olmak üzere toplam 39 yıl 2’şer ay hapis cezasına hükmedildi.
Sanıklardan Mahmut Güzel’e “silah ticareti yapmak” suçundan 5 yıl hapis cezası ile 375 lira adli para cezası verildi. Aynı suçtan yargılanan sanık Erkan Ayyıldız ise 4 yıl 7 ay hapis ile 375 lira adli para cezasına çarptırıldı.
Dosya üçüncü kez Yargıtay’a geldi
Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği kararın da temyiz edilmesi üzerine dosya üçüncü kez Yargıtay’a geldi. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 25 Kasım 2020’de davaya ilişkin temyiz incelemesini tamamlayarak, Alparslan Arslan’a verilen “ağırlaştırılmış müebbet” ve 72 yıl hapis cezası ile diğer sanıklarla ilgili hükümleri onadı.
Arslan cezaevinde ölü bulundu
Danıştay saldırısı davasından hükümlü olan Arslan, cezaevinde olduğu sürece gizemli konuşmaları ile sürekli ilgi odağı oldu..
Kimi zaman dindar birisi imiş gibi konuşmalar yapan Arslan, kimi zamanlar da kendisine cinayeti işletenlerin yakın zamanda tahliyesini sağlayacaklarına dair açıklamalarda bulundu.. Arslan, 16 Şubat 2023’de Maltepe Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndaki koğuşunda asılı olarak hareketsiz halde ölü bulundu. Otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna kaldırılan Arslan’ın cenazesi ertesi gün Ümraniye Ihlamurkuyu Merkez Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından Çekmeköy Yukarı Baklacı Mezarlığı’na defnedildi.