Sebahattin Ayan  İstanbul

AK Parti milletvekillerinin imzasını taşıyan Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Başkanlığına sunuldu. Kanun teklifine göre, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’ndaki değişiklikle, çeşitli nedenlerle kuvvet komutanlıklarının rütbe karşılama oranlarında eksiklik veya fazlalık oluşması halinde personel ihtiyacının karşılanabilmesi amacıyla rütbe bekleme süreleri Cumhurbaşkanı kararıyla değiştirilebilecek.

İHRAÇ KARARI VEREBİLECEK

Aynı kanundaki diğer bir düzenlemeyle, TSK’nın gücü ve güvenilirliğinin korunması amacıyla Cumhurbaşkanınca teğmen-albay rütbesinde bulunan subaylardan uygun görülenler hakkında ayırma kararının verilebilmesi amaçlanıyor. Buna göre, teğmen-albay rütbesinde bulunanlardan Cumhurbaşkanınca TSK’dan çıkarılması uygun görülen subaylar hakkında hizmet sürelerine bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanacak. 28 Şubat sürecinde dindar subayları sadece yüzük taktıkları, namaz kıldıkları veya eşleri başörtülü olduğu gerekçesiyle ordudan atan seküler zihniyet Cumhurbaşkanına verilen yetkiden rahatsız oldu. Fondaş medya Meclise sunduğu teklifi, 30 Ağustos’ta Milli Savunma Üniversitesi Kara Kuvvetleri Harp Okulu’nda Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni’nde devlete kılıç çekerek korsan yemin ettikleri için ihraç kararı alınan cuntacı teğmenlere uygulanacağı yönünde algı çalışmasına başladı. Gazetemize konuşan emekli komutanlar ise, Meclis’e sunulan teklifle aynı zamanda başkomutan olan Cumhurbaşkanının disiplinsiz subaylara karşı ihraç yetkisini sindiremeyen seküler yobazlara ve fondaş medyasına tepki gösterirken kanun teklifinin yerinde olduğunu ve TSK’da genel işleyişin hızlanacağını belirtti.

CUMHURBAŞKANI DOĞAL YETKİLİ

Konuyla ilgili gazetemize konuşan Emekli Albay Mustafa Hacımustafaoğulları, şunları söyledi: “Burada gördüğümüz kadarıyla, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde daha etkin bir yönetim yapısının oluşturulması ve suça bulaşmış ya da bulunmasında sakınca görülen kişilerin ihraç edilmesine yönelik bir düzenleme yapılmaktadır. Bu adım, silahlı kuvvetlerin daha güçlü hale gelmesi amacıyla atılmaktadır. Ancak bu düzenlemeye karşı çıkanların, 28 Şubat sürecinde hiçbir suçu olmayan yaklaşık 10 bin kişinin çeşitli yöntemlerle ordudan ihraç edildiği gerçeğini unutmaması gerekir. O dönemde, FETÖ ve bazı kendini Atatürkçü olarak tanımlayan yapıların organize yaklaşımları sonucunda birçok masum insan Türk Silahlı Kuvvetleri’nden uzaklaştırıldı. Bu da ordunun yapısal bütünlüğüne zarar verdi, omurgası zayıflatıldı. Bugün ise devlet, silahlı kuvvetlerde bulunmayı hak etmeyen kişilerin ayıklanması ve ordunun daha güçlü bir yönetim kademesine kavuşması için gerekli adımları atmaktadır. Zafiyetlerin giderilmesi, disiplinin sağlanması ve etkinliğin artırılması hedeflenmektedir. Cumhurbaşkanı’na ordudan ihraç yetkisi veriliyor şeklinde yapılan eleştirilerin kaynağına baktığımızda, bu çevrelerin geçmiş sicilleri, söylediklerine itibar edilmemesi gerektiğini açıkça göstermektedir. Neticede Cumhurbaşkanı, anayasal olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin başkomutanıdır ve bu yetki doğal bir sorumluluğun parçasıdır.”