Buğra Kardan  İstanbul

Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan İBB çalışanlarına susmaları ve itirafçı olmamaları için milletvekilliği vaadinde bulunduğu iddia edilen CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in skandalı gündemdeki yerini korurken, yolsuzluk soruşturmasının kilit tanıklarından Ertan Yıldız’a yönelik baskı iddiası pes dedirtti. Kirli para ve rüşvet çarkının ifşa olmaması için her yolu deneyen CHP’li yöneticilerin şimdi de yaptığı itiraflar nedeniyle kendilerini zor durumda bırakan İBB eski Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gizli kasası Ertan Yıldız’ı, tehdit ve baskıyla susturmaya çalıştığı ortaya çıktı. İBB’deki yolsuzluk ve rüşvet ağıyla ilgili verdiği sayfalarca ifadenin ardından Yıldız’ın tutuklu olduğu cezaevinde İmamoğlu’nun avukatları Kemal Polat ve Mehmet Pehlivan tarafından 3 günde 37 kez ziyaret edildiği ve ‘ifadeleri baskı altında verdiğine’ dair önceden hazırlanmış bir metni imzalaması için zorlandığı ileri sürüldü. Bununla yetinmeyen CHP yönetiminin Yıldız’ın ailesini tehdit ettiği iddia edildi. CHP Kadıköy İlçe Başkan Yardımcısı Okan Karamanlı da Bakırköy Belediyesi Meclis Üyesi Ertan Yıldız’ın, CHP’den ihraç edilmesi talebiyle disiplin kuruluna sevki için dilekçe verdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise Yıldız’a yönelik tehdit iddialarına ilişkin soruşturma başlattı.

İTİRAFÇILAR KORUNMALI

Yaşanan baskı sürecini Akit’e değerlendiren eski CHP’li Savcı Sayan da, şunları söyledi: “Ertan Yıldız, çok önemli itiraflarda ve ifşaatlarda bulunuyor. Tabii onu susturmak için her yöntemi deneyenler de var. İşte Yıldız ve ailesine İmamoğlu’nun avukatları tarafından mobbing uygulandığı, tehdit yağdırıldığı ifade ediliyor. Bu vahim bir durum. Hemen önlem alınmalı. Muhakkak korunmalı. Yine Özgür Özel’in şüphelilerden bir bölümüne vekillik önerdiği iddia ediliyor. Bu da vahim bir durum. Derhâl adım atılmalı. Özel’in veya başkalarının şüphelileri makam ve para vaadi, tehditle susturmaya kalkmaları önlenmeli. Şu anda İmamoğlu’nun usulsüzlükleri bir bir ortaya dökülüyor. İBB ve iştiraklerinde dönen dolaplar ifşa ediliyor. Şüpheliler de dile geliyor. Korku içinde olan CHP ve İmamoğlu kanadı da bu şüphelileri susturmak için elinden geleni yapıyor. Yapsın, bu da para etmeyecek. Çünkü yargının elinde güçlü deliller var. Karşımızda bir grup fonlu yorumcunun, habercinin iddia ettiği gibi küçük bir vaka yok. Her şey net. Kral çıplak. İmamoğlu da bedel ödeyecek, siyasi dolandırıcı.

BUNLAR EKrEM’İ DE SUSTURUR

Ona buna makam vaat ediyor, tehditte bulunuyor ama nafile. Bir de şu aşamada yargıya da baskı yapılıyor.” İleride CHP’nin, Ekrem İmamoğlu’nu da susturmak isteyebileceğini dile getiren ve önlem alınmasını isteyen Sayan, şöyle devam etti: “Muhakkak önlem alınmalı. Yargı, tanıkları bir başına bırakmamalı. Bu, büyük bir operasyon. Anılan operasyonda görev alanlara el verilmeli, tanıklar ve itirafçılar da korunmalı. İtirafçılar, önemli şüpheliler gibi Ekrem İmamoğlu da Anadolu’da güvenli ve küçük bir yere yollanmalı. Komplocuların İmamoğlu’nu da hedef alma ihtimali olduğu akıldan çıkarılmamalı. İmamoğlu’nun Yıldız gibi itirafçı olmasından çekinenlerin eylemlerine karşı tedbirli olunmalı.”

SUSTURMAK CHP’NİN İŞİ

Cezaevinde 3 günde tam 37 kez ziyaret edilen ve “baskı altında ifade verdim” demeye zorlanan Ertan Yıldız’a yönelik ihraç girişimi CHP’de dönen geçmişte susturma girişimlerini akıllara getirdi. İşte CHP’de o ihraç girişimlerinden bazıları:

CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde; belediyeyi mevzuata aykırı işlemler yapmakla suçlayan CHP’li belediye meclis üyesi Fuat Bayazıt tasfiye edildi.

Mansur Yavaş’ın adamları tarafından “Ne verecen abi?” denilerek haraç istenen eski CHP Milletvekili Sinan Aygün, jet hızıyla disipline sevk edilmesi de, tartışmalı süreci farklı bir boyuta taşıdı

Bilecik’teki rüşvet iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında görevden uzaklaştırılan CHP’li Belediye Başkanı Semih Şahin de CHP Yüksek Disiplin Kurulu’nca partiden ihraç edildi.

CHP’yi eleştiren ve partiyi başarısızlıkla suçlayan Emine Ülker Tarhan, Süheyl Batum, Birgül Ayman Güler, Şahin Mengü, Yılmaz Ateş ve Öztürk Yılmaz da kendilerini kapının önünde buldu.