Buğra Kardan  İstanbul

Türkiye tarihinin en büyük vurgun ağını ören sabık İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için çember daraldı. İstanbul’u yağmalayan İmamoğlu’nun temelini attığı çete dün büyük bir şokla daha karşı karşıya kaldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü yolsuzluk soruşturmasında, çetenin çöreklendiği İBB’ye bağlı iştiraklerin, dairelerin yöneticileri gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında KiPTAŞ, İSTAÇ, Yol Bakım Daire Başkanlığında yapılan incelemelerde, bazı usulsüzlüklerin tespit edilmesi üzerine harekete geçildi. İstanbul, İzmir, Trabzon, Antalya, Tunceli ve Kocaeli’nde eş zamanlı operasyon düzenlendi. KİPTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kurt, İSTAÇ Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Gökmen Togay, Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Daire Başkanı Seyfullah Demir dahil 45 şüpheli yakalandı.

İŞTİRAKLERİ AHTAPOT GİBİ SARMIŞ

Geçen gün İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ’de 20 ismin yolsuzluktan tutuklanmasının yankıları devam ededursun son operasyonla iştiraklerde, dairelerde dönen dolaplar bir defa daha ifşa oldu. Şaibeli eylemlerde bulunmakla başkanların yanı sıra İBB Özel Kalem Müdürü Kadriye Kasapoğlu, İmamoğlu’nun koruma müdürü Mustafa Akın, İBB Muhtarlık İşleri Daire Başkanı Yavuz Saltık, Yapı Merkez İnşaat sahibi Mustafa Başar Arıoğlu da gözaltına alındı. Böylece İmamoğlu ve danışmanı Murat Ongun’un yönettiği çeteyle ilgili büyük yolsuzluk soruşturması yeni bir boyut kazandı. Şaibeli ihale, rüşvet, irtikâp, nitelikli dolandırıcılık suçlamasıyla başlayan soruşturmanın nereye evrileceği merak konusu oldu. İmamoğlu’nun çetesinin skandallarının tek tek afişe edilmesi, hileli adımlar atanların bir bir yakalanması akıllardaki soru işaretlerini de giderdi.

DOSYA KABARACAK

Akit’e konuşan Avukat Ahmet Onur Zengin ise, şunları söyledi: “Anlaşılan o ki yeni deliller ve itiraflar İBB’ye yönelik soruşturmayı genişletiyor. 4. dalgayı böyle ele almalıyız. Ortada büyük bir rüşvet ağı, örgüt olduğu ifade ediliyor. Her dalgada yeni deliller elde ediliyor. Dosya genişlerken İmamoğlu için çember daralıyor. Milyonlar da her şeyi daha net görüyor. Anlaşılan o ki peş peşe raporlar kaleme alınacak. Muhtemelen yeni dalgalar da olacak. KİPTAŞ, İSTAÇ yöneticilerinin alınmasının bunun kanıtı. İştiraklerde, dairelerde rüşvet ağı ve menfaat temini olup olmadığı araştırıldığını ve bir yere varıldığını anlıyoruz. Ahtapotun kollarının yakalandığını müşahede ediyoruz. Ancak daha alınacak aşama var. Dosya kabaracak. İddianame de yeni dalgalar olursa, 12 ay ya da 6 ayda, olmazsa 3 ya da 4 ayda yazılacak.”

İMAMOĞLU İTİRAFÇI OLSUN!

Avukat Cengiz Ocakçı da şunları dile getirdi: “Dalgalar tsunami gibi. Rantın ve rüşvetin döndüğü yerleri idare edenler, yakalanmış durumda. Belli ki ahtapotun kolları bir bir ortaya çıkıyor. Ahtapotun kendisi de turpun büyüğü. Onu da yakında göreceğiz. Hukukçu olarak İmamoğlu’na tavsiyem itirafçı olmasıdır. Çünkü soruşturma genişleyecek. İmamoğlu’nun ördüğü rüşvet ağında bulunanlar kaçamayacak. Her yere girilecek. Beylikdüzü’nden yola koyulan ve İstanbul’u kuşatan illegal bir örgütle karşı karşıyayız. Özel, İmamoğlu’nun telefonunda delil olmadığını ima etti. Boşuna ‘İstanbul nimet nimet’ demedi. Demek ki o nimetten Özel de yararlandı. Bir kere Özel, İmamoğlu’nun telefonunun akıbetini nereden biliyordu? O telefonu mu arıyordu? Onunla mı taleplerini iletiyordu? Şu kati ki İmamoğlu’nun örgütüne dair soruşturma dalga dalga devam edecek. Hileler, dalavereler inkâr edilemeyecek. Yolsuzluklar, usulsüzlükler perdelenemeyecek. Toplumun tamamı veya büyük bölümü ‘Vay be’ diyecek. CHP ise susup kalacak. Büyük turp çıkınca bahane bulamayacak, lâl olacak. Ve CHP’nin KİPTAŞ, İSTAÇ gibi iştirakleri şaibeli ihale ya da rüşvet için kullanması yadırganmamalı. Çünkü o CHP, mimarı Atatürk’ün Florya’da bulunan köşkünün hemen yanını yolsuzluk üssü yaptı.”

MUHBİR Mİ VAR?

Öte yandan, soruşturma genişlerken, İBB merkezli yolsuzluk soruşturmasında haklarında gözaltı kararı olan tefeciler ve naylon faturacılar kayıplara karıştı. Şirket patronları da sırra kadem bastı. 6 firari şüpheliye operasyon haberinin kim ya da kimlerce uçurulduğu kafaları kurcalamaya başladı. Akla “Yargı ya da emniyet içinde muhbir mi var” sorusu geldi.