Ali Rıza Demircan Mirat Haber'de yazdı: Haram olan ırkçılığa; Türk ve Kürt ırkçılığına dayalı Terör yüz bini aşkın Türk ve Kürt evladının canını aldı. Doğrudan ve dolaylı olarak da bir trilyon dolar malî kayıp var. Zarar gören insanlarımızın sayısını ise Allah bilir.

KÜRT SORUNU ŞİMDİ YOK AMA VARDI

Yaşadığımız şu dönemde bir Kürt sorunu yok ama yakın geçmişe kadar vardı. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren büyüyen bir İslam ve Kürt sorunu yaşandı.

Bilgili ve bilinçli bir çok Müslüman İstiklal Mahkemeleri ile şehid edildi.

Ana dili Kürtçe olan insanların temel hakları ve özgürlükleri kısıtlandı; dinleri, dilleri ve mûsikilerı yasaklandı. Aşağılandılar. Askeri güç de kullanıldı.

BEN DE TANIĞIM

1969-1973 yılları arasında talebesi olduğum İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nde Türkçülük yapılırken doğulu talebe kardeşlerimizin en yüreklilerinin bile Kürt kimlikleri ile ortaya çıkamadıklarına tanığım! 1972-1982 yıllarında İmam Hatip olduğum Süleymaniye Camiinde, Cuma dışındaki cemaatimizin çoğunluğunu oluşturan Malatyalı ve Adıyamanlı Kürt kardeşlerimizin ezikliğine şahit olmuşumdur.

YÖNETİCİLERİMİZ VE KOMTANLATIN HATALARI

Doğuda görev yapan yöneticilerin ve askeri ricalin çok çok büyük hataları olmuştur. Onlar, Kürt ırkçılığının oluşması ve gelişmesine ve sonuçta terörün ortaya çıkmasına sebep olmuşlardır.

PKK’yı para, silah ve istihbarat yardımlarıyla besleyip büyüten Amerika ve Batı ülkeleri oldu. Fetö kadroları da katkı verdi. Ordumuz dahil ana kurumlarımızda problemi büyütücü çıkar/kaçakçılık… ihanetleri oldu. Ama temelde istismar edilebilir bir Kürt sorunu vardı.

ŞARTLAR DEĞİŞTİ

Bir taraftan Türkiye gelişti. Büyük hatalarını tashih etti. Diğer taraftan Amerika Orta Doğuda politika değişikliğine gitti. AB eski gücünü yitirdi. Böylece şimdilik Terörsüz Türkiye atılımları revaç buldu. Yol alınmaya başladı.

Türkiye süreci büyük ölçüde kendi gücü ile mi buraya kadar taşıdı, yoksa bir yerlerde bir bedel ödeyecek miyiz, onu da göreceğiz.

Peki bu güne kadar kaybedilen yüz bin can ve bir trilyon dolara mal kayıplarının sorumluluğunu kimler üstlenecek veya kimlere yüklenecek? Siyaset ve hukuk devreye giremeyecek mi? Hatalar doğru tespit edilemezse, büyüyerek devam eder. Gerektiğinde Anıtkabir’e kadar uzanacak bir sorgulama kaçınılamaz olsa gerektir.

YA FAİZ TERÖRÜ

Terörsüz Türkiye’nin önemini kavradık, üzerinde milli mutabakat var gibi. Ya milyonları fakirliğe mahkum eden, borçlandıran Faiz terörü.

85 milyon vatan evladının oluşturduğu milli kazancın büyük kısmını kanımızı emercesine sömüren bu faiz terörü, üstelik yasal düzenin koruması altında. Polisimiz ve ordumuz onu koruyor. Faiz teröristleri de kravatlı ve de itibarlı.

PKK TERÖRÜ MÜ BANKACILIK TERÖRÜ MÜ?

Acı olan şudur; gerçekleri örten yıkıcı propagandalar sebebiyle “Borca dayalı para sistemi ve faiz düzeni”ni terör olarak algılayabilenlerimiz son derece az. Şu son dönemde Faiz terörünün rakamlarla şöyle:

6.1 trilyon borç 6 trilyon 927 milyar faiz.

Ve daha da acısı borçlarımız her sene azalmayıp artarken faizler de her yıl katlanıyor. Biz de ekonomimizin düzeleceği ve sosyal refahın artacağını ahmakça bekliyoruz. Çünkü Parlamentomuz dahil ekonomik terörden gaflet içinde yaşıyoruz.

İSLAMSIZLIĞIN KENDİSİ DE TERÖRDÜR YA!

Yüce Rabbimiz bize merhametli olduğu ve de yapacağı yıkıcı tahribatı bildiği için bize ırkçılığı ve faizi haram kıldı. Bu iki yasak da iki büyük terör doğurdu.

Bu iki harama tövbe edilmeze Âhiret hayatımızı da batırıp azaba uğratacak. Ufukta Cehennem de görünüyor.

ALİ RIZA DEMİRCAN