Kur’an-ı Kerîm’in istismarı üzerinden İslâm’ı içten yıkmaya kalkışan reformistlerin maskesi düşüyor. Diyanet, sahih kaynaklara dayanmayan, mezhepsiz akımların ürünü olan mealleri inceleme ve mahkeme yoluyla imha ettirme yetkisine kavuşuyor. CHP, “kâfirim” diyen müsteşriklerin meallerine sahip çıkıyor.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen kanun teklifiyle, Diyanet İşleri Başkanlığı’na sahte ve zararlı Kur’an meallerini toplatma ve imha ettirme yetkisi veriliyor. Teklif, “Kur’an-ı Kerîm meallerini Başkanlık ile diğer kamu kurumları, özel kişi ve kuruluşların talebi üzerine veya resen incelemek ya da incelettirmek” hükmünü içeriyor. Diyanet, İslâm’ın temel niteliklerine aykırı olduğu tespit edilen meallerin basım ve dağıtımını mahkeme yoluyla engelleyebilecek, yayılanları toplatıp imha ettirebilecek. Dijital mecralarda ise içerik kaldırılabilecek, erişim engellenebilecek.

Bu düzenleme, yıllardır “İslâm’ın özünü bozmak” adına ortaya atılan ve halk arasında “sapkın mealciler” olarak tanınan akımların önünü kesmeye yönelik ciddi bir adım olarak görülüyor. Mezhepsizlik, modernist tevilcilik ve reformist anlayışlarla Kur’an-ı Kerîm’in ruhunu bozan yayınlar, artık resmî yargı kararıyla ortadan kaldırılabilecek. Bu yönüyle teklif, İslâm’ı içten çürütmeye çalışan sapkın neşriyatla mücadele kapsamında bir milat niteliği taşıyor.

“Kâfirim” Diyenlerle Aynı Safta Olan CHP

Teklife en sert tepkiyi ise her zamanki gibi laik cephe verdi. CHP milletvekilleri başta olmak üzere, modernist din anlayışına sahip bazı çevreler, bu düzenlemeyi akademik özgürlük kisvesiyle hedef aldı. CHP Milletvekili Okan Konuralp, söz konusu düzenlemeyi “İhsan Eliaçık'ın meali yasaklama operasyonu” olarak nitelendirdi. Aynı konuşmada Konuralp, “kâfirim” açıklamalarıyla İslâm’dan koptuğunu itiraf etmiş Mustafa Öztürk’ün çalışmalarına da sahip çıktı. Böylelikle CHP’nin kimin safında, kime hizmet ettiğini görmek için artık daha fazla delile gerek kalmadı.

Tepkilerde adı geçen mealler arasında Eliaçık’ın yanı sıra Mustafa İslamoğlu, Mehmet Okuyan, Edip Yüksel gibi figürlerin çalışmaları yer almakta. Bu kişilerin ortak noktası, sahih Ehl-i Sünnet çizgisinin dışına çıkarak İslâm’ı seküler, protestan bir yorumla “yeniden yazmak” arzusudur. Kur’an üzerinden "İslâm’a alternatif" bir din ihdas etmeye çalışan bu anlayışlara karşı atılan her adım, ümmetin sahih inanç çizgisini muhafaza etme gayretidir.