Masonik sözde bilimsel çevreler ve konuyla hiç alakaları olmamalarına rağmen böcek uzmanı Ali Demirsoy, tarihçi İlber Ortaylı tarzı ağızlar tarafından uzun yıllar boyunca tekrarlanan, "Türkiye'nin ciddi yer altı kaynakları ve maden zenginliği yok!" yönündeki masal artık rağbet görmüyor.

Söz konusu propagandanın etkisiyle daha zengin altın rezervlerinden bile çeyrek asır öncesine kadar haberdar olamayan Türk akademisi, altından çok daha stratejik madenler ve Nadir Toprak Elementleri konusunda ise hiçbir yönlendirmeye kulak asmadan yoğun çalışmaların içerisine girmiş durumda.

Stratejik endüstriyen minerallerden Bor ve türevlerinde rezerv anlamda dünyada birinci sırada yer alan Türkiye, Trona da ise ikinci sırada yer alıyor. Bunlardan çok daha önemlisi ise ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna'dan ısrarla istediği Nadir Toprak Elementleri (NTE).. Eskişehir'in Beylikova ilçesinde yakın zamanda tespit edilen 694 milyon tonluk NTE rezervi, Çin'in 800 milyon tonluk rezerviyle birinci sırada gelen Bayan Obo sahasının ardından ikinci büyük rezerv olarak dikkat çekiyor. Eti Maden'in Beylikova'ya kurduğu tesis, NTE potansiyelini incelemeye devam ediyor.

Yüksek teknoloji, yenilenebilir enerji ve askeri sanayinin vazgeçilmezi olan NTE konusunda akademik çalışmalarda da ciddi bir artış dikkat çekiyor.

YÖK Tez Merkezi verilerine göre NTE konusunda son 32 yılda 88 lisans ve yüksek lisans tez çalışması bulunuyor. Bunların yarısı ise son 5 yılda hazırlanmış çalışmalar..Geçmiş yıllarda yılda bir iki çalışma yapılırken sadece 2023 ve 2024 yıllarında 25 çalışma yapılmış durumda.

Türkiye geçtiğimiz yıllarda, çalışmaları henüz yetersiz de olsa Tunceli Munzur Üniversitesi'nde bir "Nadir Toprak Elementleri Uygulama ve Araştırma Merkezi" kurarak tüm taraflara konunun ciddiyetini kavradığı mesajını vermişti.

Milli İstihbarat Akademisi'nce de dün, "Nadir Toprak Elementleri ve Türkiye: Jeopolitik Satrançta Yeni Dinamikler ve Aktörler" başlıklı bir analiz yayımlandı.
Eskişehir Beylikova'daki 694 milyon tonluk rezervin "Türkiye'yi Çin'den sonra dünyanın en büyük ikinci NTE sahası" konumuna taşıdığı aktarılan analizde, "Yıllık 10 bin tonluk pilot tesisin faaliyete geçmesinin ardından Türkiye'nin hedefi, yıllık 570 bin tonluk saflaştırma kapasitesine ulaşarak bu alanda Avrupa başta olmak üzere yakın bölgenin başat aktörü haline gelmektir" tespitine yer verildi.