Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP’nin 38’inci Olağan Kurultayı’nda usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla başlattığı soruşturmada iddianameyi tamamladı. İddianame Ankara 26. Asliye Mahkemesince kabul edilirken, aralarında sabık İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da bulunduğu 12 kişi hakkında 3 yıla kadar hapis istendi. 38’inci kurultayda şaibe iddialarına ilişkin iddianamenin kabul edilmesi CHP kulislerini hareketlendirirken, tehditler aldığını belirterek, “Bu partinin düşmanlarını, harem-i ismetinde boğmaya muktediriz” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun, kurultayın iptal edilmesi halinde partinin başına geri dönmesi bekleniyor.

BAY KEMAL KILICINI ÇEKTİ

Bu arada, İmamoğlu ve Özel yönetimine yakın belediyelerce fonlanan medyada, partililer ve dinazorlar, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun partinin başına dönmemesi için aşağılayıcı ve tehditvari yorumlara, açıklamalara yer veriliyor. Kılıçdaroğlu da, tehditler aldığını belirterek, “Bu partinin düşmanlarını, harem-i ismetinde boğmaya muktediriz” dedi. Buna tehdit gibi bir cevap veren Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ise, “Sayın İnce ile girdiğiniz yarışların arka planlarını, kimin kime imza vermek için, kimin imzasını çekmek için yaşananları anlatır geçerim! Sayın İnce’nin nasıl kaybettiğini ikimiz de biliyoruz” diye yazdı.

HUKUKÇU GÖZÜYLE

Türkiye Adalet Araştırmaları Merkezi (TÜRKAD) Başkan Yardımcısı Avukat Hadi Dündar, yaşanan gelişmeleri gazetemize şöyle değerlendirdi: “Kemal Kılıçdaroğlu taraftarları 38. Olağan kurultayın iptal edileceğine inanıyor. Yaptıkları açıklamalar bunu net gösteriyor. Kurultayda şaibe olduğunu ve delegelere para verildiğini ve hazırlanan iddianamedeki bilgilerin doğru olduğuna inanıyorlar ki sorumluluk alacaklarını belirtiyorlar. Özgür Özel ve genel merkezdekiler de hazırlanan iddianamenin içeriğinin doğru olduğuna ve kurultayın iptal edileceğine inandıkları için Kemal Kılıçdaroğlu gelmesin diye hakaret ve tehditlere başladılar. Kılıçdaroğlu itibarsızlaştırılıyor ki geri gelemesin diye. Ancak kabul edilen iddianamedeki belge ve bilgiler kurultayın iptali için yeterli bir veri olarak kabul edilirse o zaman asliye hukukta devam eden kurultay iptal edilir ve hiç yapılmamış gibi kabul edilir. İptal mi yoksa mutlak butlan mı kararı önemli olacaktır. Mutlak butlan olarak kurultay iptal edilirse hiç yapılmamış gibi olur ve ondan sonra yapılan bütün işlemler iptal edileceği gibi Kılıçdaroğlu ekibine CHP’yi teslim ederler. Öte yandan Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisine yönelik tehdit ve hakaretler için savcılıkta şikâyette bulunması gerekir” Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın Kılıçdaroğlu’na yönelik ithamlarının da şantaj içerdiğine dikkat çeken Dündar, şunları kaydetti: “Kılıçdaroğlu’nun Özcan’dan da şikâyetçi olması gerekir. Eğer şikâyetçisi olmazsa o zaman söylediklerini doğrulamış olur. İleriki zamanlarda bunu daha net bir şekilde göreceğiz.”

ÖZEL YÖNETİMİ İSTİFA ETMELİ

Avukat Tamer Mahmutoğlu da şu yorumu yaptı: “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP’nin 38’inci Olağan Kurultayı’nda usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla başlattığı soruşturmada iddianameyi tamamladı. Ülkenin yönetimine talip olan bir partinin henüz kendi kendini yönetme kabiliyetine sahip olmadığını ibretle görüyoruz. İddianamenin kabul edilmesiyle birlikte aralarında Ekrem İmamoğlu’nun da bulunduğu 12 kişi hakkında ceza yargılaması başlayacak. Kamuoyunda hep şaibe, yolsuzluk, tehdit, hakaret olaylarıyla anılan CHP’nin mevcut yönetimi şimdi koltuklarını Kılıçdaroğlu’na kaptırmamak için yeni planlar yapmaya başladı. İddianamenin kabul edilmesiyle birlikte CHP’nin 38. Kurultayında seçilen Özgür Özel ve yönetiminin durumu tartışmalı hale gelmiştir. Kamuoyunu yolsuzluk, tehdit, hakaret, teröre yardım ve destek gibi olaylarla meşgul eden CHP’nin daha fazla yıpranmaması için mevcut Genel Başkan Özgür Özel ve yönetimin bir an önce istifa etmesi gerekir. Bu, parti içi demokrasinin korunması açısından yerine getirmeleri gereken bir görevdir. Aksi halde partinin gerek kendi iç dinamikleri ve bütünlüğü için ve gerekse de ülkenin istikrarı için partiye kayyım atanması gündeme gelecektir. Parti için diğer bir kurtuluş yolu ise 38. Kurultayın iptali ile birlikte önceki Kılıçdaroğlu yönetiminin elinden hileyle alınan koltuğun tekrar hak edene, yani Kılıçdaroğlu’na geri verilmesidir.”