ASKAP J1832-0911'in sinyalleri, Avustralya'daki ASKAP radyo teleskobu ile tespit edildi. 36 antenden oluşan bu teleskop, 44 dakikada bir gelen radyo dalgalarını yakalamayı başardı. Aynı bölgede NASA'nın Chandra X-ışını teleskobu da eşzamanlı X-ışını sinyallerini gözlemleyerek keşfi tasdikledi.

Keşfi yapan gökbilimciler, bu olayın yeni bir fizik anlayışına ya da yıldız evrimine dair yeni modellere işaret edebileceğini duyurdu. Bulgular 28 Mayıs’ta Nature dergisinde yayımlandı.

Çalışmanın baş yazarı Curtin Üniversitesi’nden gökbilimci Andy Wang’ın ifadeleri ise dikkat çekici. Andy Wang; "ASKAP J1832-0911 bir magnetar ya da yüksek manyetik alana sahip bir beyaz cüce ile eşlikçisinin oluşturduğu bir ikili sistem olabilir" dese de, mevcut teorilerin bu davranışı tam olarak açıklayamadığını ifade etti.

Bazı araştırmacılar, sinyalin tamamen yeni bir fizik kuralına işaret ediyor olabileceğini belirtiyor. Şu an için kesin bir yanıt yok ama bu gizemli nesne üzerindeki araştırmalar devam ediyor. Uzmanlar Magnetar teorisine dikkat çekiyor.

MAGNETAR TEORİSİ NEDİR?

Magnetar teorisi, ASKAP J1832-0911'in güçlü manyetik alana sahip bir nötron yıldızı, yani magnetar olduğunu tahmin ediyor. Magnetarlar, manyetik alanlarıyla X-ışınları ve radyo dalgaları yayıyor. Gizemli cismin her 44 dakikada bir sinyal göndermesi, dönüşüyle açıklanabilir; manyetik kutuplar görüş alanımıza girip çıkar. Ayrıca gizemli cisim, Samanyolu galaksisinin nötron yıldızlarının yaygın olduğu bir bölge de bulunuyor.

SİNYALLERİ UZAYLILAR GÖNDERİYOR OLABİLİR Mİ?

Bu konuda bilim dünyası ‘’hayır’’ cevabı veriyor. ASKAP J1832-0911 gelen sinyaller, zeki varlıklar tarafından gönderilseydi ve teknolojileri çok ileri olmasaydı, sinyaller muhtemelen basit, düzenli radyo dalgası şeklinde olacaktı. Ancak gelen sinyallerin düzenli olmasına karşı, herhangi bir düzenli çizelge işlenmiyor.

SİNYALLER 15.000 YIL ÖNCE GÖNDERİLDİ

ASKAP J1832-0911'in gönderdiği sinyaller ise aslında 15.000 yıl öncesine ait. Sinyallerin geldiği bölge 15.000 ışık yılı uzaklıkta olduğu için bilinçli bir yapının sinyalleri göndermesi halinde bile bunun 15.000 yıl önce başlamış olması gerekiyor.

KUR’ÂN’A GÖRE UZAYDA YAŞAYAN CANLI VAR MIDIR?

İslam’a göre melekler ve cinler; akıl, şuur ve idrâk sahibi canlı varlıklar olup semalarda bulunduklarına dair naslar mevcut olduğu için bu soruya evet uzayda yaşam vardır denilebilir.

Ancak günümüzde asıl tartışılan mesele, uzaylı diye tabir edilen insan gibi fiziksel varlığı bulunan varlıkların olup olmadığıdır.

SİNYALLERE CEVAP VERİLMEMELİ

Dünyaca ünlü Britanyalı fizikçi Stephen Hawking, 2017 yılında verdiği bir röportajda uzaylılardan mesaj alındığı takdirde cevap verilmemesi gerektiğini söylemişti.

‘Stephen Hawking’s Favourite Places’ isimli belgeselde ‘Gliese 832c’ adlı gezegende uzaylıların yaşadığını söylerken, “Bir gün bu tür bir gezegenden sinyal alabiliriz ama cevap vermememiz gerek” demişti.

Daha gelişmiş bir uygarlıkla tanışmayı Amerikan yerlilerinin Batı medeniyetiyle karşılaşması ile kıyaslayan Hawking, uzayda seyahat edecek kadar gelişmiş bir uygarlığın Dünya’ya geliş amacının ‘barışçıl’ olmayacağını belirtmişti.