AKİT MENÜ

Okur Postası

Gazze'de iflas eden Batı

Kaynaklar, İslam öncesi cahiliyye müşrik insanını anlatırken şu tespiti yapar: Onlar, helvadan put yapıp bir süre tapıp, acıkınca o puttan helvalarını yediklerini aktarırlar.

Haber Merkezi

Av.Yurdal KILIÇER

Demokratlar Platformu Genel Sekreteri

Modern Batı, kendi küresel sistemini kurarken 1922 yılında Uluslararası Daimi Adalet Divanını kurdu daha sonra bu kurumun yerini Uluslararası Adalet Divanı aldı. 1949 yılında ise 2. Dünya Savaşı sonrası kabul edilen Cenevre Sözleşmesi ile uluslararası insani hukuku güçlendirmek ve sivillerin savaşlarda güvenliğinin sağlanması amacıyla kurallar koymak istediğini belirtti. 2002 yılında kurulan ve bireyleri soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve saldırı suçları dört başlık altında yargılamakla görevli Uluslararası Ceza Mahkemesi kuruldu.

Küresel Batı Sistemi, kendi kurduğu bu küresel adalet sistemini, İsrail ve yöneticileri hakkında yapılan yargılamalarda, kurdukları bu küresel adalet sisteminin iki temel direği olan Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi kararlarını uygulamayarak, tabiri caizse puttan helvalarını yediler.
Gazze’de Terör Devleti İsrail’in saldırılarının başladığı Ekim 2023’ten bu yana 400’den fazla insani yardım çalışanı ve 300’den fazla sağlık çalışanı katledildi. Uluslararası Ceza Mahkemesini kuran Roma Statüsünün 8. maddesi “İnsani yardım misyonu kapsamında yardım yapan personel, tesisler, ekipman, birimler veya araçlara kasten saldırı”ları savaş suçu saymaktadır.

Katil İsrail kasıtlı olarak hastaneleri bombalalıyor, çalışır durumda olan sağlık tesislerinin çalışmasını engellemek amacıyla su ve elektrik şebekelerini imha ediyor, yaralı insanları ve hatta çocukları anestezi olmadan ameliyat etmek, uzuv kesmek zorunda bırakan anestezi vs tüm tıbbi cihaz ve ilaçlara erişimi engelliyor.
Soykırımcı İsrail, 2 Mart 2025 tarihinden bu yana Gazze’ye herhangi bir yardımın girmesine d müsaade etmemektedir. Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne göre bu durum, “Gazze’deki sivil nüfusun bir kısmının yok olmasına yolaçacak” koşulların oluşturmaktadır.

Batı Küresel Sisteminin gittikçe anlamsızlaşan kurumlarının başında gelen Bir-leşmiş Milletlerin Genel Sekreteri 8 Nisan 2025 tarihinde Gazze Şeridi’nin bir “ölüm tarlasına” dönüşmüş olduğunu, uluslararası hukuka göre toplu cezalandırma yöntemi uygulandığını açıkladı.

Güney Afrika’nın 1948 Soykırım Suçlarının Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme kapsamında 2023 Aralık’ta açtığı ve Türkiye dahil pek çok Devletin katıldığı davada, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin aldığı kararlar ve Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısının yürüttüğü soruşturmada Soykırımcı Terör Devleti İsrail’in savaş suçu olan aç bırakmayı bir savaş yöntemi olarak kullandıklarını,Gazze’de sivil halkın hayatta kalmaları için gerekli olan gıda,su, ilaç, tıbbi malzeme, yakıt, elektrik gibi ihtiyaçlardan kaste mahrum bırakılarak insanlığa karşı suç kapsamında cinayet,zulüm ve her tür insanlık dışı eylemi kullandıklarını ortaya koymuştur.

Uluslararası Af Örgütü’nün tespitlerine göre, Bebek Katili İsrail’in düzenlediği saldırıların pek çoğu herhangi bir askeri amaç taşımamakta ve doğrudan sivilleri hedef almaktadır. Saldırılar geniş etki alanına sahip bombalarla herhangi bir ön uyarı olmaksızın yoğun sivil nüfusun yaşadığı yerlere yapılmaktadır. Ve bu saldırılarda şimdiye kadar tespit edilen yüzde 70’i kadın ve çocuk olan 50 binden fazla Müslüman katledilmiştir. Dünya Gıda Programı mayıs ayında hazırladığı raporda Gazze’de yaşayan insanların yüzde 90’ının “şiddetli gıda güvensizliği” yaşadığını ve gıda stoklarının tükendiğini açıkladı.

1948 yılında kabul edilen BM Soykırımı Önleme Sözleşmesinin 2. maddesine göre “ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu kısmen veya tamamen yok etmeye yönelik fiilleri” şu şekilde saymaktadır. Bir grubun üyelerinin öldürülmesi, fiziksel ve zihinsel bütünlüğüne ciddi zararlar verilmesi; grubun fiziksel olarak yok olmasına yol açacak koşullara kasten maruz bırakılması, doğumları engellemeye yönelik eylemler, çocukların zorla başka bir yere taşınması. Katil İsrail’in eylemlerinin bu kapsamda olduğunu değerlendiren Uluslararası Adalet Divanı’nın 26 Ocak 2025’te verdiği kararda, koruma altındaki bir grup olan Filistinlilerin haklarına “telafisi mümkün olmayan ciddi zararlar verebilecek gerçek ve yakın tehlike, risk” olduğunu kabul etti.

Soykırımcı İsrail, Gazze’de soykırım yapmak amacında olduğunu en yüksek konumdaki yetkililerinin açıklamaları ile Dünya’daki tüm insanlar ve Devletler ile adeta dalga geçercesine itiraf etmektedirler. Dünya tarihinde hiçbir zaman, en ilkel dönemlerde dahi soykırım kastı bu kadar açıkça dile getirilmemiştir.
“... Gazze eski haline dönmeyecek” (Yoav Galant 9 Ekim 2023)

“...Gazzelilere bu son uyarıdır. Dünyanın başka yerlerine yerleştirmeyi kabul edin. Aksi takdirde sizi mutlak yok oluş ve yıkım bekliyor” (İsrail Savunma Bakanı İsrael Katz 19 Mart 2025)
“Operasyonların genişletilmesi Gazze Halkına baskıyı artıracaktır.” (2 Nisan 2025 İsrail Savunma Bakanı İsrael Katz)

Uluslararası Ceza Mahkemesi Soykırımcı İsrail’in bebek katili Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Galant’ın “Gazze’de sivil halkı, hayatta kalmaları için gerekli olan gıda, su, ilaç tıbbi malzeme” gibi zorunlu ihtiyaçlardan kasten ve kitlesel ölüm amaçlı olarak mahrum bıraktığını vurgulamaktadır.

Uluslararası Ceza Mahkemesi , İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, eski İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

Tüm Devletlerin hem hukuki hem de insani ve vicdani olarak Soykırım Suçunu önleme yükümlülüğü olmasına rağmen başta Dünya’da demokrasi havarisi kesilen ABD olmak üzere kendisini Avrupa Birliği’nin öncüsü olarak lanse eden ve Avrupa Birliği’nin insan hakları ve hukuk gibi değerleri olduğunu savunan Almanya olmak üzere birçok kendisini Medeni ve Barış havarisi gösteren Batılı Devletler Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kararını uygulamayacaklarını açıklayarak, helvadan putlarını yiyen müşrikvari tutum sergilediler.

Dünya halklarının ekseri çoğunluğunun soykırımcı katil bir terör devleti olduğunu kabul ettiği İsrail’e karşı tüm devletlerden;

-İsrail’e silah ve mühimmat satışını durdurmak, İsrail’e ambargo uygulamak
-Avrupa Birliği ile İsrail arasındaki ortaklık anlaşmalarını feshetmek
-İsrail’e ve soykırım suçlusu yetkililerine karşı mali yaptırımlar uygulamak
-BM Güvenlik Konseyi’nin, BM Şartı’nın 7. bölümünde düzenlenen ekonomik, diplomatik, mali vs yaptırımlar uygulamasını sağlamak
-Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin verdiği tutuklama kararlarını ivedi olarak uygulamak

Batılı Devletlerin tüm Dünyanın gözü önünde gerçekleşen soykırıma, katliama karşı isteksiz ve vurdumduymaz tavırları, küresel sistemin bir yalan ve aldatmaca olduğunu, insan hakları, demokrasi, uluslararası hukuk gibi süslü lafların uygulanmasına gelince nasıl bir çifte standarta tabi olduğunu ortaya koymaktadır. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası Batı’nın dilinden düşürmediği hukukun üstünlüğü sözleri geri dönüşü olmayacak şekilde artık boşa çıkmıştır. Batı’nın Gazze’deki soykırıma verdiği açık ve/veya gizli onay Batı’nın 150-200 yıllık küresel düzeninin tabutuna çakılan son çividir.

Yorumlara Git

Helal olsun CHP’li vatandaşa Hala böyleleri de var! Sokak Röportajında İmamoğlu İddianamelerine Çarpıcı Yorum

Gökçek, Mansur’un “Şükran Anıtı”nı Yapay Zekâya Sordu: “Önce Direndi, Sonra Mansur’un İçinden Geçti!”

PKK/YPG terör örgütü Suriye'de protesto edildi! Ahmet El Şara’ya da çağrı yaptılar

İddianame boş diyenler: İki fotoğraf arasındaki 7 farkı bul! Ekrem’in bir yolsuzluğu daha belgelendi

ABD’de Epstein davası savaşı Trump karşı atağa geçti