LGBT sevici Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından tıp fakültesi mezunlarına dayatılan ve sözde çağdaşlık adına Hipokrat yeminine sonradan iliştirilen ‘cinsel yönelim’ ifadesinin okunduğu sapkın yemin törenleri maşeri vicdanları yaralarken, Ankara’dan gelen bir görüntü yürekleri ferahlattı. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri bu yıl da geleneksel mezuniyet törenlerini camide, dualar eşliğinde gerçekleştirdi. Şuurlu öğrencilerin kendi girişimleriyle başlattıkları ve bu sene dördüncüsü düzenlenen mezuniyet duası organizasyonu, Ahmet Hamdi Akseki Cami Sergi Salonunda büyük bir coşkuyla icra edildi.

Tıp fakültesinden mezun olan öğrenciler ile akademisyenlerin katıldığı nezih programa, “Şifa veren O’dur” şeklinde ayet mealleri damga vururken, programda Din İşleri Yüksek Kurulu Başkan Vekili Aydın tarafından bir konuşma gerçekleştirildi.

SORUMLULUĞUMUZUN BİLİNCİNDEYİZ

Hiçbir sapkın ifadenin yer almadığı ve gönülden duaların edildiği organizasyonu gerçekleştiren öğrenciler, ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin yetiştirdiği hekimler olarak mesleklerini layıkıyla yapabilmek için topluma karşı sorumluluklarının farkında olduklarını, mesleklerini en iyi şekilde yapabilmek için gayret edeceklerini, dua organizasyonunun kendilerine motivasyon sağladığını’ belirttiler. Heyecanın dualarla harmanlandığı programda öğrenciler, bilime ve toplum sağlığına emek veren, mücadele eden tüm hekimleri de yad etmeyi unutmadı. 

CAMİ İLE GÜÇLÜ BİR BAĞIMIZ VAR

Öğrenci İbrahim Yıldırım, “Bu yıl düzenlediğimiz program, dördüncüsünü gerçekleştirdiğimiz bir gelenek hâline geldi. Bu güzel hareket üç yıl önce başladı. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri olarak, Bilkent Şehir Hastanesi’nde staj ve intörn süreçlerimizi yürütüyoruz. Fakültemiz, Ahmet Hamdi Akseki Camii’nin hemen arkasında yer alıyor. Dolayısıyla cami ile güçlü bir bağımız var. Alt dönemlerimizde öğle aralarında Akseki Camii’ne gelip namaz kılardık. Yoğun ders ve hastane temposu arasında bu cami bizim için adeta bir soluklanma, sığınma mekânıydı. Camimizin altında bulunan gençlik merkezinde zaman zaman ders çalıştığımız olurdu. Böyle bir ortamda altı yıl boyunca vakit geçirince, mezuniyetimizi de yine manevi anlamı büyük olan bu mekânda yaşamak istedik. Bu, böyle bir program düzenleme niyetimizin ilk sebebiydi.

KEP ATARAK DEĞİL GÖNÜL ALARAK MEZUN OLDULAR

“İkinci olarak, bizim geleneğimizde yani medrese kültürümüzde ‘mezuniyet’ zaten olan bir şey. Bin yılı aşkın geçmişimizde, ilim yolcuları eğitimlerini tamamladıklarında icazet alarak, hocalarının duasıyla uğurlanırdı. Bu süreç, bugün bazı yerlerdeki gibi renkli cüppelerle kep atarak değil; dua ile, gönül alarak, hocaların elini öperek, ailemizin hayır duasını alarak gerçekleştirilirdi. İşte biz de bu anlayışı yaşatmak istedik. Dört yıl önce bu niyetle yola çıkan abilerimiz ve ablalarımız, "Mezuniyet Duası" adı altında bu güzel geleneği başlatmış oldu. Bugün ise bu güzel çığırı biz devam ettirmeye çalışıyoruz. Elhamdülillah, bu niyet Ankara’daki farklı fakültelere de yayıldı. Artık sadece bizim üniversitemiz değil; Ankara Tıp, Hacettepe Tıp, Gazi Tıp ve hatta Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nden bile mezun olan arkadaşlarımız bu programlarda yer alıyor. Geçen hafta Gülhane’nin mezuniyet duası programına katılmıştım, bu hafta ise kendi programımızdaydım. Bu tarz programların yaygınlaşması ve gençliğimizin ruhuna hitap eden, köklerimize dayanan değerleri yaşatması bizleri son derece mutlu ediyor. Rabbim bu niyetimizi kabul eylesin.” Gazzeli Hekimler de Unutulmadı

Öğrenciler bilime ve toplum sağlığına emek veren, mücadele eden tüm hekimleri de yad etmeyi unutmadı.