AKİT MENÜ

Sağlık

Bir damla kanda Alzheimer şifresi

Erzurum Teknik Üniversitesinden üç akademisyen, TÜBİTAK destekli projeyle kan tahlili üzerinden Alzheimer hastalığını erken teşhis etmeye yönelik önemli bir çalışmaya imza atıyor.

AA
Güncelleme Tarihi:

Alzheimer hastalığının tedavisinde en büyük engellerden biri olan geç teşhis sorununa çözüm arayan Erzurum Teknik Üniversitesinden (ETÜ) üç akademisyen, kan örneği üzerinden erken tanı yapılabilmesini sağlayacak özel bir test kiti üzerinde çalışıyor.

ETÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Enes Arslan, Matematik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Harun Selvitopi ile Temel Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Aydemir, "Alzheimer hastalığının erken teşhisi için Agregasyon-İndüklenmiş Florasan (AIE) probların geliştirilmesi" projesiyle TÜBİTAK'a başvurdu.

Başvuruları onaylanan ve destek alarak deney çalışmalarına başlayan ekip, kan tahliliyle Alzheimer hastalığının erken teşhisini hedefliyor.

Doç. Dr. Arslan, yıllarca Alzheimer ve parkinson hastalıklarında etkili olabilecek ve hastalığı iyileştirebilecek ilaçlar üzerine çalışma yürüttüklerini söyledi.

Dünyada hastalığı iyileştirme durumunun mevcut olmadığını ifade eden Arslan, "Kullanılan ilaçlar sadece hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaya, hastaya o an daha konforlu bir yaşam sunmaya çalışıyor fakat hastalığı iyileştirmiyor. Hastalık başlıyor, hastalar belirli semptomlar gösteriyor, teşhisler yapıyorlar fakat hastanın geri dönüşü olmuyor, ilerleyişi durdurulamıyor, geri çevrilemiyor. Sadece yavaşlatılıyor fakat hastalık tedavi edilemiyor. Bunun en büyük nedeni de hastalık teşhis edildiğinde çok geç kalınmış olması. Erkenden teşhis edilememesi bu hastalık için en büyük problem." ifadelerini kullandı.

Erken teşhis mümkün olabilir

Arslan, buradan yola çıkarak semptomlar gözükmeden ve beyinde hastalık ilerlemeden teşhis edebilecekleri yöntem bulmaya yöneldiklerini anlattı.

Bunun üzerine moleküller belirlediklerini ve belirli moleküller dizayn ettiklerini dile getiren Arslan, şunları kaydetti:

"Bu moleküllerin sentezlenmesi ve karakterizasyonu sonucunda bunları artık proteinin bulunduğu bölgede, kanda ya da proteinin kendisini alıp, izole edip bunları çok düşük miktarda proteinleri tespit edip edemeyeceğimize bakmaya başladık. Şu anda çalışmamızın üzerine bir şirket kurduk. Kit yardımıyla kandan aldığımız bir örnekte 'bu kişinin Alzheimer hastalığının başlangıcı var mı, yok mu' bunu tespit etmeye yönelik analizler yapmaya çalışıyoruz. Projedeki hedefimiz, kandan aldığımız örneklerle Alzheimer hastalığını tespit edebilmekti. Beyinden görüntü almadan bir insandan bir damla kan alarak, bu kan ortamında o dediğimiz toksik hastalığa neden olan protein çok zerre miktarda var mı, yok mu bunu tespit edebilirsek eğer Alzheimer hastalığının erken teşhisini mümkün kılabiliriz ve tedavi de mümkün olabilir."

Çalışmanın şu anda ön aşamasında olduklarını ve başarıyla bu aşamayı gerçekleştirdiklerini söyleyen Arslan, ellerinde bu hastalığa neden olan proteinden mevcut olduğunu, proteinleri çok düşük miktarlarda proplarla tespit etmeye başladıklarını ifade etti.

Arslan, Alzheimer hastalığını teşhis edecek birkaç farklı yöntem olduğunu fakat bunların kesin sonuç vermediğinden bahsederek, "Bu test sayesinde birinde bir hastalık başlangıcı var diyorsak, bu yüzde 99,9 hastadır diyebileceğiz. Bunun güzel tarafı bu, yani birinin hasta olup olmadığını kesin olarak söyleyebilecek bir metot teoride. Aynı zamanda özgün olarak baktığımız zaman üretimi kolay." değerlendirmesinde bulundu.

"Deneysel çalışmalar başladı"

Matematik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Harun Selvitopi ise ilk önce yaptıkları hesaplamalarla mevcut Alzheimer proteinine bağlanabilecek molekülleri tespit ettiklerini anlatarak, "Yüksek enerjiyle bağlanan moleküller tespit ettikten sonra sentez aşamasına geçildi ve geliştirildi. Üzerine çalışmalara başladık, deneysel çalışmalar başladı ve ilk aşamadayız." dedi.

Temel Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Aydemir de geliştirmeye çalıştıkları kitin, Alzheimer hastalığının ön teşhisi amacıyla kurgulandığına işaret ederek, "Yapmaya çalıştığımız hedeflerden bir tanesi, organik molekülün doğru bir şekilde proteinle etkileşim haline girmesi. Bizim burada yola çıkışımız, aslında teorik olarak çok güçlü bir teoriye dayanıyor ancak uygulama safhaları bazen yüzde 100 teoriyle çalışmalar birebir örtüşmeyebiliyor. Biz işte o safhaları yüzde 100 mertebesine çıkartmak için deneysel çalışmalarımıza, farklı molekül dizaynları, farklı uygulama metotları, farklı optimizasyonlarla devam etmeye çalışıyoruz." diye konuştu.

Yorumlara Git

ABD’de Epstein davası savaşı Trump karşı atağa geçti

Türkiye’ye Karşı “Aşil Kalkanı”: Yunanistan, mevzilerini İsrail teknolojisiyle güçlendiriyor

Pentagon’da F-35 endişesi büyüyor: “Çin teknolojiye erişebilir” iddiası

Arınç’ın cezaevi ziyaretindeki sözler kulisleri salladı! Gözler tahliye ihtimaline çevrildi

Soçi'ye Valday'e - Novo-Ogaryovo'a Rusya ofis yaptırdı: Perde arkası ortaya çıktı! Putin'in sırrı...