BM'nin desteğiyle hazırlanan raporda tarihin en şiddetli kuraklıklarına dikkat çekilirken son iki yılda yaşanan kuraklıktan dolayı Türkiye’nin ciddi kuraklık riski ile karşı karşıya olduğu belirtildi.  Akdeniz bölgesi iklim değişikliğinde en odak noktalardan biri olarak belirlenirken bunun nedeninin ise artan sıcaklıklar ve azalan yağış miktarı olduğu anlatıldı.

Kuraklığın Akdeniz'de iklimin doğal bir parçası olarak vurgulanırken, 1950'lili yıllardan bu zamana kadar hem kuraklığın sıklığı hem de etkisinin belirli olarak arttığına dikkat çekildi. 2020 yılında Akdeniz'deki ortalama sıcaklığın 2 ila 3 derece, 2100 yılında ise bu derecenin 5 dereceye kadar çıkabileceği yönünde öngörü var. Yaşanacak olan her 2 derecelik artış, bölgedeki suya erişimi de yüzde 15 azaltacak. 

Raporda yer alan bir diğer detay ise Türkiye'de çöl iklimine benzeyen bir iklimin görülme olasılığının artması. Bu da kuraklıktan etkilenme potansiyelinin en yüksek ülkeler arasında olduğunu gösteriyor. Özellikle Akdeniz havzasında yaşanan iklim değişikliği ve küresel ısınma olası riskleri incelemek için 3 ülke baz alındı. Bunlar sırayla İspanya, Fas ve Türkiye.

Çıkan sonuçlarda Türkiye'nin yarı kurak ve toprak parçalanmasına daha yatkın olduğunu gösterdi. Raporda, "Ülkenin yüzde 88'i çölleşme riskiyle karşı karşıya" ifadelerinin yer aldı.  Ve 21. yüzyılın sonunda Türkiye'de yağış oranı yüzde 30 oranında düşeceği belirtildi. Buna eş zamanlı olarak sıcaklıklarda artacak. Ve 2100 itibariyle ülkenin batısı ve güneyinde sıcaklıklar 4 ila 5 derece fazla olacak.