Bazı kişiler sosyal medyada kasıtlı olarak kışkırtıcı paylaşımlar yaparak kullanıcıların hakaret içeren yorumlarını provoke ediyor. Ardından bu yorumlar dava konusu yapılarak tazminat talep ediliyor. Uzmanlar, bu yöntemin etik ve hukuki sorunlar barındırdığına dikkat çekerek, sosyal medya kullanıcılarını dikkatli olmaları konusunda uyarıyor.
Sosyal medya, tartışma, bilgi ve haber paylaşımı amacıyla kullanılsa da, son dönemde dikkat çeken yeni bir provokasyon tuzağı gündemde. Bazı kullanıcılar, kasıtlı olarak kışkırtıcı paylaşımlar yapıyor ve diğer kullanıcıların bu içeriklere hakaret ya da küfürle karşılık vermesini bekliyor. Ne yazık ki birçok kişi bu tuzağa düşüyor.

Ardından devreye avukatlar giriyor. Tepki yorumları tek tek toplanarak dava dosyalarına ekleniyor. Bu yöntem, bazı kişiler için adeta bir gelir kapısına dönüşmüş durumda. Ancak bu durum hem etik açıdan tartışmalara yol açıyor hem de ciddi hukuki sonuçlar doğurabiliyor.

"Sanal Dünya Yalan Dünyadır"

Bilişim Uzmanı Prof. Dr. Ali Murat Kırık, kullanıcıları dikkatli olmaları konusunda uyarıyor:

“Bazı kişiler bunu bir meslek hâline getirmiş durumda. Şehitler, ezan, Kur’an, Atatürk ya da Peygamber Efendimiz gibi hassas konular kasıtlı olarak gündeme getiriliyor. Sanal dünya yalan dünyadır. Orada yapacağınız bir paylaşım ya da vereceğiniz bir tepki, aleyhinize delil olarak kullanılabilir. Bu nedenle sosyal medyada çok dikkatli olunmalı.”

“Yorum Başına 30 Bin Lira Talep Ediliyor”

Avukat Zafer İşeri ise konunun hukuki boyutuna dikkat çekti:

“Kışkırtıcı paylaşımlarla yorumları provoke edip ardından yargıya taşıyarak haksız kazanç elde etmeye çalışanlar var. Fevri tepkiler sonucunda tazminat ödemek zorunda kalınabilir. Uzlaşma sağlanamazsa ceza davası açılabilir. Taraf avukatları, anlaşma için 30 bin lira gibi yüksek meblağlar talep edebiliyor. Bu tür davranışlar hileli yollarla icra edildiğinde nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamına da girebilir. Hukuk, bu şekilde kötü niyetli menfaat sağlamayı korumaz.”

Uzmanlar, sosyal medya kullanıcılarının yorum yaparken sınırlarını iyi belirlemesi gerektiğini, tahrik edici içeriklere karşı ise dikkatli ve soğukkanlı davranılması gerektiğini vurguluyor.