Gündem
CHP, dut yemiş bülbüle döndü
Her defasında PKK’nın siyasi uzantılarının yanında saf tutan ve Kandil’in militanlarına ‘cici çocuk’ muamelesi yapan sözde STK’lar ile feminist oluşumlar, yandaş sanatçılar, fondaş gazeteler ve vesayet odaklarının gözde partisi CHP, “Terörsüz Türkiye” sürecinde adeta dut yemiş bülbüle döndü. Kanlı terör örgütünün propaganda aletine dönen ve TSK’ya “kimyasal silah kullandı’ iftirası atacak kadar ileri giden TTB ile DİSK, TMMOB ve TBB gibi STK’lar ile hemen her meselede görüş beyan eden para baronlarının çatı kuruluşu TÜSİAD, PKK’nın 47 yıl sonra silah bırakmasının ardından üç maymunu oynamaya başladı. Malum zihniyet, Dukan’da silahların yakılarak imha edilmesi üzerine sessizliğe büründü.
HABER MERKEZİ
Her defasında PKK’nın siyasi uzantılarının yanında saf tutan ve Kandil’in militanlarına ‘cici çocuk’ muamelesi yapan sözde STK’lar ile feminist oluşumlar, yandaş sanatçılar, fondaş gazeteler ve vesayet odaklarının gözde partisi CHP, “Terörsüz Türkiye” sürecinde adeta dut yemiş bülbüle döndü. TTB ile DİSK, TMMOB ve TBB gibi STK’lar ile para baronlarının çatı kuruluşu TÜSİAD, PKK’nın 41 yıl sonra silah bırakmasının ardından üç maymunu oynamaya başladı. PKK orman yaktığında susan, bebek katlettiğinde kafasını kuma gömen, yerel siyasetçilerin infaz edilmesini görmezden gelen, çocuklar dağa kaçırıldığında tepki göstermeyen, esnafın tehdit edilip haraç kesilmesini meşru gören ve sürekli “barış” diyerek terörü aklamaya çalışan malum zihniyet, silahların yakılarak imha edilmesi üzerine sessizliğe büründü.
NEREDE YALANCI BARIŞ HAVARİLERİ?
Hendek olayında ve sınır ötesi operasyonlarda PKK’ya kalkan olan, silahlar bırakıldığında ise ortalıkta gözükmeyen karanlık oluşumlardan bazıları şunlar:
Üzerine vazife olmayan her meselede açıklama yapmaktan ve hükümete parmak sallamaktan çekinmeyen TÜSİAD, Kandil’in silah bırakma kararına sessiz kaldı.
TSK’ya kimyasal silah iftirası atan ve PKK’ya yönelik operasyonlara “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” açıklamasıyla karşı çıkan Türk Tabipleri Birliği (TTB), silahların yakılmasını görmezden geldi.
Dün “AİHM kararları uygulanmalıdır” şeklinde açıklama yapan Türkiye Barolar Birliği, ‘Terörsüz Türkiye’ süreci hakkında görüş beyan etme gereği duymadı.
TEK BİR SATIR DİLLENDİRMEDİLER
Karaburun Manal Koyu’nda çıkan orman yangını hakkında bile açıklama yapan feministlerin çatı kuruluşu Kadın Dernekleri Federasyonu terörün bitişiyle ilgilenmedi.
Yolsuzluğa bulaştıkları için gözaltına alınan CHP’li belediye başkanlarına destek veren TMMOB, terör belasının bitecek olması karşısında başını kuma gömdü.
Kandil’deki terör baronlarının talimatıyla kaleme alınan PKK bildirgesine imza attıkları için meslekten ihraç edilen sözde ‘barış akademisyenleri’ gelmekte olan huzur iklimi için tek kelime etmedi.
Milli iradeye yönelik nefretiyle bilinen marjinal sol çizgideki bazı sendikalar da sessiz kalmayı tercih ederken, acı üzerinden tiraj devşirmeye çalışan Sözcü gazetesi,tüm dünyanın merakla izlediği silah yakılması görüntülerini “47 yıllık ihanete yarım saatlik şov” manşeti ile okuyucularına aktardı.
Sürekli kaostan beklenen ve Kandil’in oylarıyla yerel seçimlerde göstermelik bir başarı elde eden malum zihniyetin, silahların yakılmasıyla kritik bir eşiği geride bırakan ‘Terörsüz Türkiye’ süreci karşındaki manidar suskunluğu soru işaretlerine sebep oldu. Akit’e konuşan uzmanlar ise ‘geçmişte PKK’ın uzantılarıyla iktidarı salladığını düşünen seküler azınlık Kandil’in desteğini kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor’ yorumunda bulundu. Demokrasi ve Birlik Derneği Başkanı Mehmet Metiner şunları söyledi:
KANDİL’İ KAYBETMENİN ACISI
“O dönem PKK işlerine yarıyordu. PKK’yı elverişli bir aparat olarak görüyorlardı. Erdoğan’ın karşısına diktikleri bir siyasal partileri vardı, işlerine yarıyordu. Terörle arasına mesafe koyan, silah kullanmayı bırakan bir PKK onların işine yaramaz. Şimdi, Terörsüz Türkiye sürecinin başarısı için artık AK Parti, MHP ve DEM birlikte hareket ediyorlar. Bu durum onların işlerine gelir mi? Gelmez tabii. Yani bunlar PKK’yı, Kürtleri sevdiklerinden dolayı değil, DEM Parti’yi Erdoğan’ın karşısına dikmeyi başardıkları için arka çıkıyorlardı. Şimdi bu oyun bozuldu. PKK artık kullanabilecekleri bir aparat olmaktan çıktı. Dolayısıyla silahların bırakılmasından memnuniyetsizlik duyuyorlar. PKK silah bırakırken bir kutlama cümlesini bile çok görmek, ihanetin öteki adıdır. Bu Türkiye’ye ihanetin de diğer adıdır.”
SİLAH SUSTU, MASKELER DÜŞÜYOR
AK Parti Milletvekili Hasan Turan ise, şunları dile getirdi: “Dağların dumanı çekildi. 47 yıl süren kan, gözyaşı, yetimlik ve acı sona erdi. PKK’nın silah bırakması, sadece bir terör örgütünün değil; terörü meşrulaştıran düzenin de çöküşüdür. Bu gelişme, kardeşliğin yeniden tesisi için bir fırsattır, bir başlangıçtır. Ama ortalık derin bir sessizliğe gömüldü. Yıllardır barış, çözüm, özgürlük naraları atanlardan ne bir açıklama geldi, ne bir umut cümlesi. Çünkü onların barış dediği; teröre alan açmak, devlete pranga vurmak, milletin direncini kırmaktı. TSK’ya yönelik en küçük bir askeri harekâtta kimyasal silah, soykırım ya da işgal gibi ağır ithamlarla ortaya çıkan bazı sözde STK’lar ve medya organlarının, PKK’nın silah bırakmasını görmezden gelmeleri; terörle aralarındaki mesafeyi yeniden sorgulatmaktadır. Zira bu çevreler, barışın terör örgütüyle değil, devletin geri adım atmasıyla sağlanabileceğine inanan hastalıklı bir düşünce biçiminin esiri hâline gelmiştir. Dağa kaçırılan çocukları kültürel hak, terör eylemlerini özgürlük hareketi diye sunanlar… Şehit analarını görmezden gelip, bebek katliamlarını amalarla meşrulaştıranlar… Bugün o kutsadıkları silahlar toprağa gömülürken susuyorlar. Bu sadece PKK’nın silah bırakmasına değil, Erdoğan liderliğindeki millet iradesine duyulan hazımsızlığın da sessizliğidir. Çünkü sustukça maskeleri düşüyor. Gerçek barış geldiğinde, maskeler düşer.”