Gündem
Erbaş: 82 il ve ilçede ‘Alo 190 Aile Hattı’ ile aile sorunlarına çözüm üretiyoruz! Ailemiz için en güzel örnek Peygamberimiz
“Aile medeniyetin nüvesi, toplumun mihenk taşıdır” diyen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Akit’e yaptığı açıklamada, başkanlığın, Aile Yılı vesilesiyle 81 il ve ilçede, “Değerleriyle Güçlü Ailem Projesi” kapsamında düzenledikleri seminerlerle ilgili bilgi verdi.
RÖPORTAJ: RECEP ÖNCEL
- Sayın Başkanım, 2025 yılı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleri ile “Aile Yılı” ilan edildi. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, özelde Aile Yılı’nda, genelde diğer zamanlarda, İslam dininin aile kurumuna verdiği önemi topluma daha güçlü bir şekilde aktarmak ve aile değerlerini güçlendirmek adına ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz, bunları bize anlatır mısınız?
Öncelikle kadın ve erkeği aynı özden yaratan, kulluk ve hukukta müsavi kılan, farklı vasıflarla donatarak onları birbirinde tamamlayan, bizlere aile nimetini bağışlayan Allah’a sonsuz hamd-ü senâlar ediyorum. Aile olmanın en güzel örnekliğini bizlere gösteren ümmeti olmakla iftihar ettiğimiz Efendimize salât ve selam ediyorum. Değerli okurlarınızı Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi ile selamlıyorum.
Diyanet İşleri Başkanlığı öteden beri ailenin kurulması, korunması ve güçlendirilmesine yönelik yoğun çaba sarf etmekte ve insanımızı aile konusunda sahih dinî bilgi ile buluşturma konusunda büyük bir sorumluluk bilinci taşımaktadır. Bu aynı zamanda 633 Sayılı Kanun’un 7. Maddesinde aile, kadın, gençlik ve toplumun diğer kesimlerine yönelik dinî konularda aydınlatma ve rehberlik yapma şeklinde yasalarla belirlenmiş bir yetki ve sorumluluğu ifade etmektedir. Dolayısıyla aile ile ilgili gayretimiz, başkanlık olarak her anlamda varlık amacımızın bir göstergesidir. Ailenin kurulması ve korunması ile ilgili çalışmaları yürütmek maksadıyla Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde müstakil bir dairemiz bulunmaktadır. Aile ve Dini Rehberlik Daire Başkanlığımız, ülke genelinde 464 Aile ve Dini Rehberlik Bürosu ve 38 Aile ve Dini Rehberlik Merkezi olmak üzere toplam 502 hizmet mekânı ve 4.827 görevlimiz ile aileye yönelik sayısız hizmetler ve projeler gerçekleştirmektedir. Nişanlı ve yeni evli çiftlere yönelik olarak Evliliğe İlk Adım Seminerleri, bilinçli bir baba olmanın önemine dikkat çekmek amacıyla Baba Okulu Seminerleri, cinsiyetsizleştirme tehlikesine karşı halkın farkındalığını artırmaya yönelik Aile Ahlakı (Sağlıklı Kimlik Gelişimi) Seminerleri, “Biz Bir Aileyiz” projesi kapsamında 7-15 yaş grubu Çocuklara Yönelik Seminerler bu çalışmalardan sayabildiğimiz sadece birkaç tanesidir.
Ayrıca 81 ilimizde yaşlıların hayatlarını kolaylaştırmak ve gençlerle büyükler arasında köprü kurmak amacıyla Büyüklerimize Vefa Zamanı Projesi yürütüyoruz. Aile bağlarını güçlendirmek, sorun önleyici bakış açısı geliştirmek ve manevi değerleri ön plana çıkarmak amacıyla Değerleriyle Güçlü Ailem Projesi yürütüyoruz. Başkanlık personelinin kendi ailelerini aydınlatması ve güçlendirmesi amacıyla Mum Dibini Işıtır Projesi yürütüyoruz. Bunun gibi aileye dair daha pek çok projemiz var. Bununla birlikte 81 il ve ilçede bulunan ADRB/M’ler ve toplam 144 “Alo 190 Aile Hattı” aracılığıyla, vatandaşlarımızın ailevi soru ve sorunlarına çözüm üretiyoruz. Bu proje ve çalışmalar, mevcut problemler ve çözüm önerileri ekseninde gerçekleştirilen pek çok çalıştay, forum ve sempozyumların birer çıktısıdır ve toplumun her kesimine ve yediden yetmişe her yaştan insanımıza yönelik olarak titizlikle hazırlanmakta ve uygulanmaktadır.
Saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın 2025 yılını “Aile Yılı” ilan etmesi vesilesiyle, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak biz de aile kurumunun bekası ve milletimizin geleceği için el birliği ve gönül birliği yapmak suretiyle samimi niyet ve gayretlerle aileyi “en sağlam kale” olarak tutmak için hizmet üretmeye devam etmekteyiz. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, geçmişten bu yana süregelen faaliyetlerin dışında özelde Aile Yılı vesilesiyle İslam dininin aile kurumuna verdiği önemi topluma daha güçlü bir şekilde aktarmak ve aile değerlerini güçlendirmek adına bir dizi özel çalışma planladık.
Bu bağlamda ülkemiz genelinde Aile ve Dini Rehberlik Büro ve Merkezlerince aile fertlerinin birlikte kaliteli zaman geçirmelerine, birbirleriyle iletişimlerini güçlendirmeye yönelik faaliyetler gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda piknik, uçurtma şenliği, atölye çalışmaları, anne-kız, baba-oğul etkinlikleri, aile büyükleriyle bir araya gelinen etkinlikler, sinema/tiyatro, konser, yapboz, ahşap boyama, kermes, geleneksel kültür sanat atölyeleri gibi etkinliklerin yer aldığı faaliyetlerin gerçekleştirildiği aile şenlikleri bunlardan biridir. Bu kapsamda tarihi ve kültürel geziler, aile temalı kitap fuarları, aile temalı kitap yazarlarıyla söyleşiler ve imza günleri, baba-oğul, anne-kız etkinlik ve atölye çalışmaları, doğa/izcilik kampları, geleneksel sporlar ve sportif faaliyetleri bütün vatandaşlarımızın katılımına yönelik olarak planladık. Ayrıca aile yılı vesilesiyle ilgili konularda farkındalığı artırmak amacıyla öykü ve fotoğraf yarışmaları da yapacağız. Bütün bu hizmetleri daha da yaygınlaştırmak için Aile ve Dini Rehberlik Merkezlerinin sayısını artıracağız. Böylece aile yılı vesilesiyle halkımıza aile ile ilgili konularda manevi danışmanlık ve rehberlik hizmetinin etkinliğini daha da artırmış olacağız.
Diğer yandan ailenin güçlendirilmesi ile ilgili çalışmalar kapsamında basılı, süreli, görsel ve dijital yayınlar çeşitlendirilerek devam ettirilecektir. Evliliğin teşviki, nüfus artış hızının yükseltilmesi ve nüfus politikalarının önemiyle ilgili olarak etkili içerikler hazırlanarak sosyal medya platformlarında yayınlanacaktır. Başkanlığımızın aileye yönelik faaliyetlerinin tanıtımı ve tanınırlığını artırmak amacıyla Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile ortak çalışmalar yapılacaktır.
- İslam’da aile olgusunu ve aileyi nasıl anlamamız gerekiyor?
Yüce dinimiz İslam, aileyi insanlığın ilk sosyal müessesesi olarak takdim eder. İnsanlık tarihi kadar eski bir kurum olan ailenin Hz. Âdem ve Hz. Havva ile teşekkül ettiği, hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’de “Sen ve eşin cennette kalın.” (A’râf, 7/19) ifadesiyle haber verilmektedir.
İslam’da aile kurumuna büyük önem verilmiş ve insanların aile kurmaları ayet ve hadislerle teşvik edilmiştir. Yüce Rabbimiz, aynı hedefe yürüyen, aynı erdemleri yücelten, aynı ideallerle hayata bakan bir bütün olabilmek için bizlere aile olmayı emretmiş, vedûd ismi celilinden “meveddet” gibi saf bir sevgiyi, varlığının bir delili olarak aileye lütfetmiştir. “İçinizden kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda meveddet ve rahmet var etmesi O’nun varlığının delillerindendir. Bunda düşünen insanlar için dersler vardır.” (er-Rum 30/21) ayeti, bu hakikati ifade eder. Zira aile hem huzur veren bir ortam, hem neslin devamı için bir vesiledir.
Varlığında sayısız hikmetler barındıran aile; sevgi, merhamet, sadakat, adalet ve ihsan gibi temel değerler üzerine inşa edilen ve insanın sekinet bulduğu, güvende olduğu, korunaklı bir yuvadır. Dolayısıyla bir milletin kaim ve daim olmasının yolu, sorumluluk sahibi ahlaki erdemlerle bezenmiş muhkem bir aile yapısının inşa edilmesi ile mümkündür. Bu anlamda aile bir medeniyet nüvesi ve aynı zamanda toplumun mihenk taşıdır.
- Ailede sevgi, sağlıklı iletişim, istişare, çocuklara rol model olma gibi konularda İslam dininin bize gösterdiği yola ilişkin neler söylersiniz?
Dünya ve ahiret saadeti için bizlere yol gösteren yüce dinimiz İslam, ailede, fedakârlığın, sorumluluk bilincinin, istişarenin, karşılıklı yardımlaşma, saygı ve anlayışın hâkim kılınmasını; eşlerin birbirine güven duymasını ve bağlılık göstermesini; sevinç, keder, yorgunluk ve sıkıntıların paylaşılmasını; ortaya çıkan birtakım problemler karşısında sabırlı ve anlayışlı davranılmasını emretmektedir. Yüce Rabbimiz, “Evlere girdiğiniz zaman birbirinize, Allah katından mübarek ve hoş bir esenlik dileği olarak, selam verin.” ayet-i kerimesiyle, aileyi bir esenlik kaynağına dönüştürmenin bir nevi ilk adımını öğretmektedir. Her konuda insanlığa en güzel örnek olan Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) ise “Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım.” hadis-i şerifiyle bizlere ailede güzelliğin, iyi davranışın, güler yüz ve nezaketin önemini hatırlatmaktadır.
Aile içinde rol model olma hususunda Peygamber Efendimiz bizim için en güzel örnektir. Allah Resûlü’nün bu örnekliğine tanıklık eden ve o zamanlarda küçük yaşta olan Abdullah b. Âmir bir hatırasında; “Bir gün Resûlullah (sav) evimize ziyarete gelmişti. Ben henüz küçücük bir çocuktum. O otururken ben oyun oynamak için dışarı çıkmak istemiştim. Bu sırada annem, “Abdullah! Yanıma gel. Bak sana ne vereceğim!” dedi. Bunun üzerine Resûlullah (sav),”Çocuğa ne vereceksin?” diye sordu. Annem, “Ona hurma vereceğim.” deyince, Hz. Peygamber (sav)’in “Eğer çocuğa bir şey vermeseydin, bu söz (amel defterine) bir yalan olarak yazılacaktı.” buyurduğunu aktarır. Sevgili Peygamberimizin bu hadisinden de anlaşıldığı gibi, bir okul olan ailede çocukların ahlaklı bireyler olarak yetişmesi için anne babaların davranışları ve sağlıklı bir iletişim içinde olmaları son derece önemlidir.
- Dizi, film gibi yapımların, oyunların, sosyal medya paylaşımlarının vb. aileyi hedef aldığını üzülerek müşahede ediyoruz. Bu konudaki uyarılarınız, tavsiyeleriniz ne olur?
Bilindiği gibi çağın getirdiği tüm problemler kaçınılmaz olarak doğrudan ya da dolaylı bir şekilde aile kurumunu etkilemektedir. Bu minvalde ailede yaşanan her türlü olumsuzluk da zaman içinde toplumun genel problemleri haline gelmekte ve aile-toplum sarmalında hayatı kuşatmaktadır. Bugün aile kurumunun zayıflamasında ve ailevi sorunların yaygınlaşmasında maalesef medyadaki özensiz yayınların önemli bir etkisinin olduğu açıktır. Üzülerek söylüyorum ki bu olumsuzlukların pek çoğu da görsel medya, sosyal medya vb. kanallarla çoğaltılarak ve katlanarak yaygınlaştırılmaktadır. Dolayısıyla aile kurumunu ve toplumsal yapıyı tehdit eden olumsuzluklarla mücadele etmek her zamankinden daha fazla emek isteyen zor ve çetrefilli bir hale gelmektedir.
Bugün ne yazık ki mahremiyeti hiçe sayan, şiddete teşvik eden, gayri meşru ilişkileri özendiren, sadakati önemsizleştiren, sorumluluk duygusunu hiçe sayan ve olumsuzlukları sıradanlaştıran yayınlar aileyi ciddi anlamda tahrip etmektedir. Medeniyetimizden tevarüs ettiğimiz aile ahlakı ve değerlerini yozlaştıran ve yıpratan her türlü söylem ve tutum, nesillerimiz ve geleceğimiz için bir tehdit haline gelmektedir. Bu nedenle medya yöneticilerinin ve yapımcıların aile değerlerimize uygun, ailemizi korumaya ve güçlendirmeye yönelik yayınlar yapması, her şeyden önce insanî, vicdanî ve ahlakî bir sorumluluktur. Dolayısıyla hem bu alanda çalışma yapanların hem de bu çalışmaların alıcısı olan aziz milletimizin azami derecede hassasiyet göstermesini istirham ediyorum.
- Huzurlu bir aile ortamı oluşturma adına anne ve babalara, yeni evlenecek çiftlere ne gibi tavsiyeleriniz olur?
Kur’an-ı Kerim, aileyi şerefli bir kurum olarak görür ve bu kurumu koruma noktasında eşlerin aralarındaki birlikteliği ve ilişkiyi “sağlam söz” olarak ifade eder. Bu sağlam sözün ve akdin kurulmasından önceki aşama yani eşlerin doğru seçilmesi çok önemlidir. Bu sebeple Resulullah (sav), eş seçimi konusunda sağlam ölçüler getirmiştir. Peygamberimiz (s.a.s.) bu konuda “Eş dört hasleti için nikâhlanır: Malı için, nesebi (asaleti) için, güzelliği için, dini için. Sen dindar olanı seç de elin bereketlensin (huzur bul).” (Buhari, Nikâh, 15) tavsiyesi çağları aşan bir tespit içermektedir. Bununla birlikte aile içinde eşlerin birbirlerine karşı gözetmeleri gereken hak ve sorumlulukları vardır.
Kur’an’a göre mümin erkekler ve kadınlar birbirlerinin eşleri ve dostlarıdır ve birbirlerine karşı iyiyi ve güzeli tavsiye etmekle ve kötülükten sakındırmakla yükümlüdürler. Dolayısıyla ailenin huzuru açısından hakları kendine sorumlulukları başkasına bırakan bir tavırdan uzak durulmalıdır. İslam’ın bakış açısına göre eşler birbirine Allah’ın emanetidirler. Yani eşler arasında mülkiyet değil, emanet ilişkisi vardır. O halde eşler birbirlerine bu anlayışla bakmalı ve emanetin değerini bilerek hayatın zorluklarına birlikte omuz vermelidirler. Bu meyanda İslam davetinin en çetin döneminde her türlü sıkıntıyı birlikte omuzlayan Peygamber Efendimiz ve Hz. Hatice, bizim için en önemli referanstır. Sevginin, sabrın, sadakatin ve emeğin ailenin her bir ferdinin huzur ve mutluluğu için vazgeçilmez olduğunu bizzat onun hayatından öğreniyoruz. Bu bakımdan aradığımız huzur sağlam temellere dayanan ailelerle mümkündür. Daha iyi bir hayat için muhtaç olduğumuz değerler öncelikle ailede hayat bulacak, oradan topluma ve dünyaya huzur katacaktır.
- Çocukları dijital dünyanın tehlikelerinden koruma adına aileler ne gibi önlemler almalı, çocuklara nasıl davranmalı?
Önemle ifade edeyim ki dijitalleşen ve yapay zekâ vb. gelişmelerle hızla değişen dünyada çocuklarımızın bu alanlara ilgisiz ve bilgisiz kalması düşünülemez. Çocuklarımızı kendi zamanımıza göre değil onların zamanına göre yetiştirmenin gerekliliği açıktır. Ancak, bu durum onları tehlikelerden korumayacağımız anlamına da gelmez. Gerçek hayatta onları nasıl zararlı ve tehlikeli durumlardan koruyup gözetiyorsak sanal dünyanın zararlarından da korumak ebeveynler olarak bizim sorumluluğumuzdadır. Tehlikeli içeriklerden uzak durmalarını ve temiz içeriklere ulaşmalarını sağlamak gibi önlemler, onları zararlı besinlerden ve virüslerden korumaktan daha önemsiz değildir. Bizlere emanet olan yavrularımızı onların fıtratına ve yaşlarına uygun içeriklerle buluşturma noktasında Başkanlığımızın Diyanet TV ve Diyanet Çocuk TV kanallarımız ve Başkanlığımızın ürettiği dijital içerikleri özellikle tavsiye etmek isterim.
İslam’ın Aileyi Korumadaki Rolü İyi İletişim ve Sabır
Aile içi iletişim problemlerinin çözümü noktasında İslam dininin rehberliği nasıl bir rol oynamaktadır?
Bir sorunu çözmek için önce sorunun gerçek sebeplerini bulmak gerekir. Bugün Türkiye genelinde yapılan araştırmalara göre boşanmalardaki en büyük sebebin, sorumsuz ve ilgisiz davranma olduğu görülmektedir. Oysa hiçbir gerekçe ya da meşgale, aileyi ihmal etmeye, ilgisizliğe mazeret olamaz. Hiçbir sorumluluk anne ya da baba olma sorumluluğundan daha büyük değildir. Hayatın her alanında olduğu gibi ailede de zaman zaman zorluklar, kırgınlıklar, gerilimler olabilir. Önemli olan karşılaşılan sıkıntıları, haksızlığa yol açmadan, sabır, fedakârlık ve adalet duygusuyla aşmaya çalışmaktır.
Ailede herhangi bir sorun ortaya çıktığında başvurulacak ilk merci her zaman akl-ı selim olmalıdır. Bu hususta Peygamber Efendimiz (sav), eşler arasında bir ihtilaf olduğunda, münakaşa etmek yerine olumlu bir bakış açısı geliştirmeyi önermekte ve “Bir mü’min, hanımına buğzetmesin. Onun bir huyunu beğenmezse, bir başka huyunu beğenir.” (Müslim, Radâ‘, 61) buyurmaktadır. İslam’ın rehberliği, her hususta sağduyuyu, adaleti, merhameti ve vefayı esas alan bir yolu adres göstermektedir.
- Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı olarak, geçtiğimiz günlerde Ankara’da “Aile ve İyilik” temasıyla Uluslararası Aile Fuarı düzenlediğinizi biliyoruz. İcra ettiğiniz bu anlamlı fuara ilişkin neler söylersiniz?
Bizler Diyanet İşleri Başkanlığı olarak aile kurumu ile ilgili sorumluluğumuzun bilinci ile aileye dair çalışmalarımızı yurt içinde ve yurt dışında giderek artan bir ivmeyle gerçekleştiriyoruz. Toplumun temelini oluşturan aile kurumunun önemine ve mevcut sorunlarına dikkat çekmek, etkinlikler vasıtasıyla çözüm üretmek adına pek çok çalışma yürüttüğümüzü ifade etmiştim. Ailenin korunması konusu bizim ehemmiyetle ve gayretle üzerinde durduğumuz bir konudur.
Bu büyük gayretin ifadesi olarak Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfı iş birliğinde alanında bir ilki temsil eden “Aile ve İyilik” temalı Uluslararası Aile Fuarı düzenledik. Bu fuar aileyi tehdit eden güncel sorunlar karşısında nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine dair arayışın bir tezahürüdür. Aile konusunda faaliyet gösteren 40 civarında ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşunun ve alanında uzman konuşmacıların katılım sağladığı fuar boyunca çeşitli atölyeler, söyleşiler, tiyatro, konser, sanat sokağı ve oyun sokağı gibi birçok etkinlik yer almıştır. Halkımızın büyük bir teveccühüne mazhar olan bu fuar bize tekrar göstermiştir ki aile konusu hepimizin sorumluluğu olan bir konudur. Bizler, bu anlayışla aileye yönelik çalışmalarımızı artırarak devam ettireceğiz.