Okur Postası
Terörsüz Türkiye için Sivil Toplumun yapması gerekenler
Gazetemiz okurlarından Dr. Selahattin Semiz 'Terörsüz Türkiye için Sivil Toplumun yapması gerekenler ' başlıklı yazısını bizimle paylaştı.
Türkiye, yarım asırdır süren terör belasından kurtuluyor. Daha önce fesih kararı aldığını duyuran terör örgütü PKK, silah bırakmaya başladı. Örgütün tamamen silahsızlanma sürecinin ise eylül ayı sonuna kadar tamamlanması hedefleniyor. Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı tutumuyla destek verdiği ‘Terörsüz Türkiye’ hedefinde son aşamaya geçildi.
Ancak toplumdaki acılar, yaralar, sosyal ve siyasi fay hatları onarılmazsa bu fay hatlarının sosyal bünyenin zayıflaması ile beraber tekrardan tetiklenme ve Türkiye’nin başına problem olma ihtimali vardır. Ayrıca süreç iyi yönetilmez ve tam anlatılmaz ise aşırı milliyetçi-ulusalcı-sahte milliyetçi tepkilerin yol açacağı provokasyonlar riskini de iyi değerlendirmek gerekiyor.
Türkiye’nin sosyal fay hatları diyebileceğimiz sosyal yapısı zayıflayınca hastalık yapabilen dış tahriklere açık bazı sosyal özellikleri vardır. Bunlar ana hatlarda Kürt-Türk çatışması, Laik-Dindar gerginliği, Alevi-Sünni ayrılığı olarak özetlenebilir.
Daha önce de denenmiş çözüm süreçleri bu defa devletin kararlı tutumu, PKK’nın kendini feshi ve silah bırakmasıyla yeni bir safhaya gelmiştir. PKK’nın kendini feshi ve silah bırakması terörün bitmesi manasına geldiği için sevinçle karşılanmış toplumun her kesiminin desteğini almıştır.
Devletin ve siyasal aklın gayretleri ile terörün bitmesi çok önemli olmasına rağmen yeterli değildir. Sivil toplumun da toplumsal kucaklaşma ve barışma adına sosyal, siyasi, ekonomik ve dini açıdan yapması gereken birçok önemli görevler vardır.
Sağduyulu sivil toplum kuruluşları Kürt sorununun çözümü için bölgenin çimentosu olan İslam’ın kardeşlik, adalet ve eşitlik ilkelerini temel alarak çözüm yolları geliştirmelidir. İşte bazı öneriler:
1-Toplumda birlik ve beraberlik ruhunu geliştirmek için sosyal projeler geliştirilmeli; Sivil Toplum Kuruluşları Kürt sorununun çözümüne katkı sağlayacak eğitim, sosyal yardımlar ve kültürel faaliyetler ve projeler yaparak toplumda birlik ve beraberlik anlayışını geliştirebilir.
İslam, çatışmaların barışçıl yollarla çözülmesini teşvik eder. İslam kardeşliği temelinde Kürt ve Türk toplumları arasında diyalog ve uzlaşma mekanizmaları kurulmalıdır. İslamî bir yönetim anlayışıyla tüm Müslümanların adalet ve eşitlik içinde yaşaması sağlanabilir. Bu bağlamda, ulusalcı-Kemalist anlayış yerine İslamî değerler esas alınmalı adalet, eşit vatandaşlık ve kardeşlik temelinde bir yönetim modeli uygulanmalıdır.
2- Kardeşlik ve birlik vurgusu önemlidir. Müslümanlar arasında ulus devletin ve ırkçı anlayışın oluşturduğu etnik ayrımcılığın önüne geçmek için eşit vatandaşlık, kardeşlik, ümmet bilinci güçlendirilmelidir. İslam, tüm Müslümanları eşit kabul eder ve etnik kimlikten bağımsız olarak kardeşlik bağlarını teşvik eder. Sivil toplum vakıflar ve dernekler bölgede İslam kardeşliğinin yeniden tesisi için sosyal ve ekonomik çalışmalarını yoğunlaştırmalıdır.
İslam kardeşliği anlayışının bölgedeki en birleştirici unsur olduğuna bir örnek olarak aşiretler arasındaki ihtilafların hatta kan davalarının toplum tarafından sevilen Seyyid ve alim kanaat önderlerinin hakem olarak araya girmesi ile halledildiğine şahidim.
3-Kişisel gayretler ile toplumsal birlik pekiştirilmeli. Her Türk bir Kürt kardeşi edinmeli her Kürt de bir Türk kardeşi edinmeli ve toplumda kardeşlik hukukunu aralarında tesis edecek şekilde gayret etmelidir. İslam kardeşliği esaslarında eşit ve gerçek kardeşlik olması önemlidir yoksa ulusalcı mantıkla üvey veya küçük kardeş muamelesi değil. Kürt insanı kardeşlik vurgusundan daha önce uygulanan ulusalcı-baskıcı anlamıyla rahatsız olmaktadır.
1984 yılında terör olaylarının ilk başladığı zamanlarda ilim ve irfan ehlinin sohbetlerinde mutlaka bir Kürt -Türk kardeş edinmemiz gerektiğini dış mihrakların terör oyununu bozmanın en etkili yollarından birisinin bu olduğunu düşünüyorduk. Yeni dönemde terörsüz toplum hedefine yürürken bir bayram ve kardeşlik havasının hâkim olması çok önemlidir.
4- Adalet ve insan hakları konusunda eşit vatandaşlık hakları gözetilmeli, Kürtlerin kültürel hakları, dil özgürlüğü ve siyasi temsil gibi konular İslamî adalet anlayışı çerçevesinde ele alınmalıdır. Hz. Ömer’in yönetim anlayışı gibi, halkın haklarını koruyan bir sistem oluşturulmalıdır.
İnsan Hakları ve Hukuki Reformlar İçin Sivil toplum kuruluşları insan hakları ihlallerine karşı birlikte hareket etmeli ve hukuki düzenlemeler için hükümete öneriler sunmalıdır.
Bugün terörün sona erdirilmesi, şehit ve gazilerimizin destansı mücadelesi sayesinde mümkün olmuştur. Şehit ailelerimizin ve gazilerimizin aziz hatırasının hassasiyetle korunması son derece kıymetlidir.
5-Bölgenin dini ve tasavvufi hassasiyetler gözetilerek değerlendirilmeli; bu konuda geleneksel İslami eğitim kurumları ihya edilmeli ve günümüz hayat şartlarıyla bağdaştırılmalıdır. Doğudaki İslami geleneksel eğitim veren medreselerin imam hatiplerle ve ilahiyat fakülteleri ile bağlantısı sağlanmalı, hayatiyeti devam ettirilmelidir. Bölgedeki üniversiteler ve ilahiyat fakülteleri bölgenin geleneksel medrese eğitimi ve dergâhlarıyla işbirliği yapmalı ve birlikte eğitim çalışmaları yapmalıdır.
6- İslami ilimler temelinde sosyal ilimler üniversiteleri açılmalı; Türkiye’de kardeşliğin ve barışın çimentosu olan İslami ilimleri topluma yaymak için dünya çapında İslam Üniversiteleri Türkiye’nin merkezi şehirlerinde Van, Diyarbakır, Erzurum, Ankara ve İstanbul’da kurulmalıdır. Bediüzzaman Said Nursi’nin yüzyıl önce Van’da kurulmasını önerdiği Medresetüz Zehra projesi örnek alınabilir.
7-Dini ve kültürel önemi olan ziyaret yerleri ihya edilmeli;
Bölgedeki tarihi ve dini önemi olan alanların ihya edilmesi ve yaşanılır ziyaret edilir duruma getirilmesi önemlidir. Urfa’daki Eyüp Nebi pınarı, Diyarbakır’daki sahabe kabirleri bu açıdan önemlidir. Ayrıca Şırnak’taki Seyit Taha hazretleri kabri ve köyü ihya edilmelidir. Bölgenin manevi açıdan merkezi yerleri her yerden gelecek ziyaretçilere açılmalı manevi bağlar güçlendirilmelidir.
8- Bölgesel kalkınmaya öncelik verilmeli; Ekonomik Kalkınma ve İstihdam Projeleri ile bölgesel kalkınmayı teşvik ederek ekonomik eşitsizlikler azaltılmalı ve sosyal barış güçlendirilmelidir. Özellikle bölgenin geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılık desteklenmeli, köye dönüşler teşvik edilmelidir.
9- Ortak değerler ön plana çıkarılmalı; Sivil toplum örgütleri Kürt ve Türk toplumları arasında kültürel etkileşimi artıracak projeler geliştirilerek ortak değerler ön plana çıkarılmalıdır. Diyarbakır Anneleri ve Peygamber Sevdalıları grupları buna güzel bir örnektir.
10- Doğru haber ve iletişim kaynakları kurulmalı; Bağımsız Medya ve tarafsız, doğru bilgi akışı güçlendirilmeli, tarafsız ve objektif haber kaynakları desteklenerek, yanlış bilgilendirme ve kutuplaşmanın önüne geçilmelidir. Toplumda yanlış bilgilerin ve önyargıların giderilmesi için eğitim programları düzenlenmeli, kültürel çeşitlilik ve birlikte yaşama bilinci artırılmalıdır.
Bu öneriler, Terörsüz Türkiye için sivil toplumun Kürt-Türk sorununun çözümüne katkı sağlaması açısından önemli adımlar olabilir.
“Terörsüz Türkiye”, huzur ve refahın anahtarı olacak hem bugünümüzü hem de evlatlarımızın geleceğini teminat altına alacak önemli bir dönüm noktasıdır. “Terörsüz Türkiye” hedefine destek veren tüm siyasi partileri, devletimizin ilgili kurumlarını ve bu süreci gönülden sahiplenen sivil toplum kuruluşlarını kutluyoruz.