AKİT MENÜ

Okur Postası

Terörsüz Türkiye hedefi Türk ve İslam dünyası için Türkiye barışı (PAX Türkiye) idealidir!

Türkiye, “Gerçek vatanseverlik bazen insanın bir zaman yaptığına tamamen zıt bir şeyi başka bir zamanda yapmasını gerektirir. Bu iki durumda da onu yönlendiren aynı duygudur: Doğru olanı yapmak.” sözüne nazire yaparcasına MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim’de TBMM’de DEM Parti sıralarına yürüyerek eş başkan ve milletvekillerinin elini sıkmasıyla başlayan çok önemli bir süreç yürütüyor. Bugün gelinen noktada, Sayın Bahçeli’nin Öcalan üzerinden yaptığı çağrı ve sonrasındaki gelişmeler, PKK’nın önde gelen isimlerinin bir kısmının da içinde yer aldığı ‘silah yakma’ hareketi, tedrici olarak istikrarlı bir siyasi inisiyatife, ardından siyasi bir sürece ve nihayetinde kararlı bir devlet projesine dönüştü.

Haber Merkezi

Demokratlar Platformu Genel Sekreteri Av. Yurdal Kılıçer

“Kardeşiz demek yetmez. Habil misin, Kabil mi? Onu netleştirmek lazım.” Sezai Karakoç

Soğuk Savaş sonrası Orta Doğu’da yaşanan savaşlar ve krizler, Türkiye’yi en büyük iç problemi olan terör sorununda çözüme zorluyor. Tarihsel bir dönüşüm ihtiyacı, her gün kapıyı biraz daha sert çalıyor.Ve bu durum Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerin Türkiye için üretebileceği muhtemel tehditler olduğu kadar fırsatlara da referanslar sunuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Terörsüz Türkiye projesinin başından itibaren terör örgütünün silahlarını yakması konusunda da temkinli bir dil kullandı. Süreci izlediklerini, bir adım atılırsa kendilerinin de adım atacağını, terör örgütünün çıkışı için kapıları ardına kadar açacaklarını belirtti. Bir pazarlık, müzakere, al-ver sürecinin olmadığını vurgulaması önemliydi. “Sular tersine akmaz ama akarsa gereğini yaparız” diyerek net bir uyarıda bulundu.
Devlet katında sürece ilişkin ihtiyatlı bir umut olduğu ilk bakışta göze çarpıyor. Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın yukarıda alıntılanan sözleri ve Dışişleri Bakanı Hakan Fİdan’ın, “KCK bütün bileşenleriyle ve unsurlarıyla ülkemiz, milletimiz ve coğrafyamız için tehdit olmaktan çıkana dek teyakkuzda kalmaya devam edeceğiz” açıklaması bu ihtiyatlı umut ve iyimserliği ortaya koyuyor.

Her şeye rağmen Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihindeki en önemli olaylarından biri gerçekleşiyor. Neredeyse yarım yüzyıla yakın bir zamandır binlerce insanımızın şehit olmasına, 2 Trilyon Doları aşkın ekonomik kayba yol açan PKK’nın silah bırakmasına dair ilk adım atılıyor.

Elbette, iyiniyetli ya da kötü niyetli olarak direnenler olacak, elbette karşı çıkanlar olacak. Yaklaşık 1000 yıldır bir arada yaşayan bölge Halklarının 200 yıldır bölgede toplumlar arasında nifak tohumları atarak, tüm coğrafyayı sömürge haline getiren ABD, İngiltere başta olmak üzere bir bütün olarak Batı emperyalizminin bölgede yarattığı sancıları, yol açtığı yıkımları, ödettiği bedelleri tam kavrayamayanlar olacak. Ama başlayan süreç, başarı ile tamamlanırsa, 200 yıllık sorunların kapıları da kapanmış olacak.

Terör sorununu sadece bir iç güvenlik meselesi olarak algılayan zihin yapısı sığ ve kısırdır. Hibrit savaşlar dönemini yaşadığımız bu dönemde terör örgütleri eliyle vekalet savaşları, bölgesel ve küresel rekabetin en önemli yöntemlerinden biri olmuştur.

Terör sorunu Ortadoğu coğrafyasında Batı Emperyalizminin en büyük argümanlarından, kozlarından biridir. Ve terörsüz Türkiye süreci sadece Türkiye için değil,coğrafya ölçekli büyük bir jeopolitik adımdır.

Etrafımız savaş alanı, Ukrayna-Rusya savaşı, İsrail-İran savaşı, Gazze’deki soykırım gibi. Yukarıda belirttiğimiz gibi Soğuk Savaş sonrası bölgesel ve küresel ölçekli güç hareketliliği yeni bir güç aritmetiğini, denklemini zorunlu kılmaktadır. İşte Türkiye böylesine yeni bir güç aritmetiğinin, denkleminin ilk adımlarını atmaktadır. İsrail’in haydut Devlet anlayışı ile saldırganlığı aşan, sınır tanımaz eşkıyalığı ve bu insanlık dışı saldırganlığa Batı Dünyasının onay vermesi, Türkiye-Suriye sınırında terör orduları kurma amacı taşıyan bölge dışı ülkelerin en büyük silahları ellerinden alınmış olacak. Bu süreç, içinde bulunduğumuz coğrafya için olası bir bölgesel belki de küresel fırtına öncesi Türkiye, emperyalizmin elindeki en büyük argümanı, kozu bertaraf etmeyi amaçlamaktadır.

Bu süreç, devlet aklıyla köklü bir çözüm ile, Cumhuriyetin Kuruluşunda amaçlanan ancak sürekli kriz üreten ulus-inşa projesi yerine, tüm farklılıkları ile Devlette ve Millette Bütünleşme projesidir.

Bu proje, çoğu zaman hamasi siyasi söylem sınırlarını aşmayan bin yıllık kardeşlik söylemini gerçekliğe dönüştürme ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Türk-Kürt-Arap tüm farklılıkları ile ortak kader, ortak gelecek ideali ile birleştirmeyi amaçlayan, İbn-i Haldun’un tabiri ile bir topluluğu ‘’Millet’’ yapacak asabiyet bağını kurmayı amaçlayan bir projedir.

Bu proje, 200 yıldır Batı Emperyalizmi altında açlık, yoksulluk, sömürü, kan ve gözyaşı dışında bir şey yaşamayan bölge halklarına barış ve huzur için bir gelecek umuduv erebilecek Osmanlı Barışı’nın (Pax Ottoman) modern hayattaki yansıması olacak Türkiye Barışı (Pax Türkiye) projesidir!

Yazının sonunda yazının başına dönecek olursak, 200 yıldır bölgede Kabil kardeşliği ile kan akıtanlara inat bu proje; Kabil’in kardeşliği değil, Habil’in kardeşliğini amaçlayan bir projedir.

Yorumlara Git

Ekrem’den bir darbe de yer altı madenlerine: Ülke kaybetti örgüt kazandı

Siyasette fırtına koptu! Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Özgür Öznel’e sert sözler!

Gazze Belediyesi'nden hem duygulandıran hem gururlandıran hamle

Keşmir’de sarsıcı patlama! Karakoldaki inceleme can kayıplarını getirdi!

Alman Meclisi’nde güvenlik skandalı: Şüpheli USB’li saldırı vekilleri alarma geçirdi