HABER MERKEZİ

Kökünde ve özünde mukaddesat düşmanlığı yatan CHP, dindar bir neslin yetişmemesi için elinden gelen kötülüğü yapıyor. Yaz Kur’an kurslarına “Orta Çağ karanlığı” diyen, İslam’ın özünün anlatıldığı seçmeli din derslerine karşı çıkan, Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) projesi üzerinden gençlerin manevi eğitim almasını istemeyen CHP yönetimi şimdi de seçkin öğrenciler yetiştirmeyi amaçlayan Proje Okul Yönetmeliği’nin durdurulması için harekete geçti. Son olarak LGS’de şaibe iddiası üzerinden provokasyona kalkışan CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş ve beraberindeki heyet, Proje Okul Yönetmeliği’nin iptali ve yürütmenin durdurulması için Danıştay’a başvuruda bulundu.

KARIN AĞRILARI BELLİ OLDU

Proje okullarının temelinin eski Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve mevcut Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in bakanlık müsteşarı olduğu dönemde atılmasını suçmuş gibi gösteren Özçağdaş, “Avcı ‘bu proje okullar 3’ü 5’i geçmez’ demişti. Bugün 2 bin 153 proje okulu vardır. Bugün, Yusuf Tekin’in yeni icadına yönelik dava açmak üzere buradayız” şeklinde ipe sapa gelmez ifadelerle projeye saldırdı. Proje okullarının sınavda yüzde 1’lik dilime giren zeki öğrencileri kabul etmesinden ve manevi değerlerle kuşatılmasından korktuğunu açık eden CHP’li Özçağdaş, şöyle devam etti:

AĞZINDAKİ BAKLAYI ÇIKARDI

“Yine okullara kendi zihniyetlerinden akademik danışma kurulu atayacaklarmış. Yani okulları bir tür o tarikatın, o cemaatin okulu haline dönüştüreceklermiş. Peki bununla yetiniyor mu Yusuf Tekin? Yetinmez. Bu okullardaki yabancı dil hangisi ise bunun en az yüzde 30’u o yabancı dilin resmi dilde olduğu ülkelerden gelecekmiş, o kişiler tarafından ders verilecekmiş. Bu ‘proje okul yönetmeliği’ devletin bizzat Bakan Tekin ve arkadaşları tarafından ele geçirilme projesidir. Danıştay’da bu yönetmeliğin iptali için yürütmeyi durdurma ve iptal davası açıyoruz.” CHP’nin zaman ayarlı iptal başvurusunu Akit’e değerlendiren Eğitimci Yazar Adnan Kalkan ise, şunları söyledi: “Yıllardır eğitim sistemimiz bu ana kolonları yetiştiremez bir haldeydi ve böyle bir gayreti de söz konusu değildi. Birileri bu ülkenin çocuklarını kendine köle yapmak için mefkûresiz bir eğitim sistemine tabi tuttu. Hayalini, hedefini çalmakla yetinmediler, aynı zamanda bütün öğrencileri aynı okullara yerleştirip balığı ve kuşu aynı yarışa soktular. Böylece ikisinin de kendini işe yaramaz hissetmesini sağladılar. Proje okullarıyla ise bu ülkenin başarılı öğrencilerinin, bu ülkenin taşıyıcı kolonları olacak şekilde yetiştirilmesi amaçlandı.

MEFKURELİ NESİLLER

Böylece akademik anlamda başarılı olan öğrencilerin yeteneklerine uygun şekilde eğitim görmesi için olumlu bir adım atılmış oldu. Ülkenin derdiyle dertlenmeyen kesim, bu küçük adımın dahi önünü kapatmak için harekete geçmiş. Sınavlarda öğrencilerin başarı göstermesiyle ayrı saldırıyorlar, fazla sayıda başarılı öğrenci var diye ayrı saldırıyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı bu ülkenin milli ve manevi değerleri ile kopuk bu azınlığa asla boyun eğmemelidir. Sayın Yusuf Tekin ve ekibi işine odaklanmalı ve bunların eylem ve söylemlerine kulak vermemelidir. Geçmişleri belli olan bu azınlığın ülkenin hayırlı geleceğinde de olumlu bir katkısı olmayacağı aşikardır.”