Gündem
Diyanet uyardı azgın azınlık kudurdu
Milletin mukaddes değerleriyle sürekli kavga etmeyi alışkanlık haline getiren malum zihniyet, sözde çağdaşlık adı altında Müslüman Türk halkına çıplaklığı ve teşhirciliği dayatmaya çalışırken, Diyanet İşleri Başkanlığı ise bu ahlaksızlık karşısında “Çıplaklık, cesaret ve özgürlük değildir” uyarısı yaptı.
HABER MERKEZİ
Milletin mukaddes değerleriyle sürekli kavga etmeyi alışkanlık haline getiren malum zihniyet, sözde çağdaşlık adı altında Müslüman Türk halkına çıplaklığı ve teşhirciliği dayatmaya çalışırken, Diyanet İşleri Başkanlığı gerek vaaz gerekse hutbelerle toplumumuzu uyarmaya devam ediyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu haftaki cuma hutbesinde, “hayâ” kavramı ve “ahlaki değerler” gündeme getirilirken okunan hutbe kamuoyunda geniş takdir topladı. Giyim sektörünün, modacılar ve bazı medya çevrelerinin “özgürlük” ve “çağdaşlık” adı altında çıplaklığı özendirdiği ve örtünmeyi değersizleştirdiği savunulduğu hutbede, “Günümüzde özgürlük ve çağdaşlık adı altında çıplaklık özendiriliyor. Kısa giysiler ve şeffaf kıyafetler, nerede ve hangi amaçla olursa olsun Allah’ın örtünme emrini ihlaldir, haramdır. Çıplaklık, cesaret ve özgürlük değildir. Çağdaşlık da değil, ilkelliktir. Ahlak ve edep ölçülerinin çiğnenmesine sessiz kalan herkes vebal altındadır” ifadelerine yer verildi.
Tesettürün ve kamusal alanda mahremiyete uygun giyinmenin önemine dikkat çeken hutbeye, çok sayıda ilahiyatçı ve vatandaş destek verdi. İlahiyatçılar, dünyanın gelişmiş ülkelerinde artık teşhirciliğin ve uygunsuz kıyafetle sokağa çıkmanın yasaklandığını, toplumun ortak değerlerine saygının ön plana çıkarıldığını vurguladı.
Konuyla ilgili gazetemize konuşan Tüm Din Hizmetlileri ve Görevlileri Derneği Genel Başkanı Metin Kaçar, “Günümüzde, dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde dahi teşhirciliğe ve uygunsuz kıyafetle kamusal alanda dolaşmaya yönelik çeşitli yasal sınırlamalar getirilmekte; toplumun huzurunu, görsel çevresini ve ahlaki yapısını korumaya yönelik tedbirler alınmaktadır. Bu durum, aslında modern dünyanın da insanın yaratılışına uygun mahremiyet ihtiyacını teslim ettiğini göstermektedir. İslam, insanın onurunu ve mahremiyetini gözeten bir din olarak, bireyin kamusal alandaki tutum ve davranışlarında da edep ve iffet sınırlarını gözetmesini öğütler. Giyim-kuşam, sadece bireysel bir tercih değil, aynı zamanda toplumla kurulan ahlaki bir sözleşmenin parçasıdır. Bu bağlamda örtünme, kadim bir değer olarak sadece dinî bir emir değil; aynı zamanda toplumun manevi dokusunu koruyan bir erdemdir. Toplumumuzun kendi örf, değer ve inançları doğrultusunda şekillenen giyim anlayışı, çağdaşlıkla çatışmak zorunda değildir. Bilakis, gerçek çağdaşlık; insanın bedenini ve ruhunu iffetle kuşanmasında, özgürlüğü sorumlulukla dengelemesinde saklıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, bu hassasiyetin hatırlatılmasını sadece dinî bir görev değil; aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Bu konularda kim rahatsız oluyorsa olsun bizler İslam’ın emir ve yasaklarını anlatacağız” ifadelerini kullandı.