İki yıldır uygulanan yüksek faiz politikası sanayiyi derinden sarsıyor. Enflasyonla mücadele uğruna sürdürülen sıkı para politikası, üretimi durma noktasına getirdi. Temmuz ayında kapasite kullanım oranı yüzde 74,1’e gerileyerek Ağustos 2020’den bu yana en düşük seviyeye indi. Bu düşüşle birlikte, sanayi üretiminde ciddi bir daralmanın yaşandığı açıkça ortaya çıktı…

İmalat PMI 16 aydır alarm veriyor

İstanbul Sanayi Odası’nın yayımladığı Türkiye İmalat PMI verisi temmuzda da geriledi. 45,9 seviyesine inen endeks, sektörde Ekim 2024’ten bu yana en belirgin yavaşlamaya işaret etti. Üstelik bu, bozulmanın aralıksız sürdüğü 16’ncı ay oldu. Sanayi sektörü, üst üste 25 aydır yeni sipariş kaybı yaşarken müşteri talebindeki durgunluk da derinleşti.

Tüm sektörlerde yeni siparişler azaldı

İSO Türkiye Sektörel PMI Temmuz 2025 raporuna göre izlenen tüm sektörlerde yeni siparişler ivme kaybetti. Bu nedenle üretim hacminde de düşüş hızlandı. Sadece elektrikli ve elektronik ürünlerde sınırlı artış kaydedildi. Gıda ürünleri sektöründe ise son yılların en sert daralması görüldü. İstihdam azalırken satın alma faaliyetleri de genel olarak düştü. Yükselen girdi maliyetleriyle birlikte, tekstil haricindeki tüm sektörlerde satış fiyatları arttı.

Bahçıvan: Sanayinin tahammülü kalmadı

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, PMI verilerinin ardından ilk kez kamuoyuna açık bir değerlendirme yaptı. Bahçıvan, “Sanayimiz için alarm zilleri çok güçlü çalıyor. Üreticiler olarak enflasyonla mücadelede büyük fedakârlık yaptık. Ancak artık bu bedel ödeme sınırlarını aştık. Geleneksel sektörler çöküyor, üretim şartları tahammül edilemez hale geldi” dedi.

Ezberler değil, yeni bir model gerekiyor

Sanayicilerin sesine kulak verilmesi gerektiğini vurgulayan Bahçıvan, çözüm için acil adım çağrısı yaptı. “Ezberlerle sorunlar çözülemez. İSO olarak sürdürülebilir bir model geliştirmek için çalışıyoruz. Tüm paydaşlarla iş birliği içinde bu yeni modeli oluşturup kamuoyuyla paylaşacağız” diye konuştu.

HABER YORUM

Faiz belasının ülkemizi getirdiği son durum pek iç açıcı değil…

İstanbul Sanayi Odası’nın yayımladığı Türkiye İmalat PMI verisi bunu açık ve net bir biçimde gözler önüne seriyor…

Sosyal hayattan ekonomik hayatımıza varana kadar her şeyimizi düzenleyen İslam, hayattan soyutlandığında ve dışlandığında olabilecek tüm olumsuzlukları yaşıyoruz şu anda…

Bir tarafta insanımız Kapitalizmin çarkları arasında eziliyor…

Diğer taraftan ise sekülarizmin dayatmaları neticesinde büyük ahlaki buhranlar yaşıyor…

Sizin anlayacağınız, 100 yıl önce temelleri atılan, baskıcı, totoliter, “biz modern olacağız” diyerek İslam’ı dışlayan bu sistem, halkımıza huzur ve mutluluk getirmedi…

Bu faiz belasından kurtulunmadığı müddetçe, sosyal hayatımız İslami frekanslara ayarlanmadığı sürece, bu sıkıntılar devam edecek, her geçen gün daha kötüye gitmeye devam edilecektir…

Ülkemizle birlikte tüm dünyanın, yeni, adil, yaşanılabilir bir düzene ihtiyacı vardır…

Akif’in dediği gibi:

“Doğrudan doğruya Kur’an’dan alarak ilhamı/ Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı”

İşte o ilham almamız gereken Kur’an’da, ümmetin başına bela olan Faiz konusunda şöyle buyruluyor:

“Faiz (riba) yiyenler, ancak şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda) kalkmazlar. Bu, onların: “Alım-satım da ancak faiz gibidir” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alış-verişi helal, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faize) bir son verirse, artık geçmişi kendisine, işi de Allah’a aittir. Kim (faize) geri dönerse, artık onlar ateşin halkıdır, orada sürekli kalacaklardır.” (Bakara 275)

Sanayi alarm verirken, faize dayalı düzenin çöküş sinyalleri artık saklanamaz hale geldi. İslami prensiplerden uzaklaşıldıkça hem ekonomi hem toplum çökmeye devam edecek. Çözüm; faizi terk edip, yeniden Kur’an merkezli adil bir düzene yönelmektedir…

MİRAT HABER