Gündem
‘Terörsüz Türkiye’nin pusulası bin yıllık kardeşliğimizdir! Kardeşliğimizin özü ortak inancımızdır
TBMM bugün tarihi bir misyonu gerçekleştirerek, Türkiye’nin bölücü terör sorununu bertaraf etmesi için önemli bir adım atıyor. Komisyona bizzat üye olarak katkı sunacak olan HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, iç cephenin tahkim edilmesinin son derece önemli olduğunu vurgularken, atılacak adımların temelinde bin yıllık kardeşliğimizin ölçü olması gerektiğini vurguladı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, komisyona üye verecek olan partilerin temsilcileriyle dün bir ön toplantı gerçekleştirerek komisyonun ilk toplantısı için yapılan hazırlıkları gözden geçirdi. Akit’e konuşan uzmanlar, komisyonun bugün başlayacak olan tarihi misyonunun, Türkiye’nin bölücü terör sorununu bertaraf etmesi için büyük bir fırsat oluşturduğuna dikkat çektiler.
YAPICIOĞLU: HERKES 1000 YILLIK KARDEŞLİK DİYOR AMA...
Komisyona bizzat üye olarak katkı sunacak olan Hür Dava Partisi (HÜDAPAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, komisyonun tarihi önemi ve yapılacak çalışmaları Akit’e değerlendirdi. Türkiye'nin etrafında bir ateş çemberi olduğunu ve Siyonizm tehlikesinin artık iyice zıvanadan çıkarak pervasızlaştığının altını çizen Yapıcıoğlu, “Bölgenin hatta dünyanın savaşlara sürüklendiği bir dönemde iç cephenin tahkim edilmesi son derece önemli. Bu konuyla ilgili konuşan hemen herkes bin yıllık kardeşlikten bahsediyor. Fakat bu kardeşliğin asıl temelinin ne olduğu konusunda çok sefer ya suskun kalınıyor ya da etrafından dolanılıyor. Bin yıldır bizi kardeş kılan şey bizim ortak inancımızdır. Ortak vatanda, ortak inanca mensup farklı kavimlerden mensup insanlar tarafından kardeşçe birlikte bir hayat sürdük ve yüzyıllarca böyle devam etti. Bin yıl devam etti. Son yüzyıl daha belki iki yüzyıl daha Tanzimat Fermanı’ndan bu yana bu kardeşliği bozan bazı hareketler oldu. Son olarak 1980'lerin başından bu yana farklı bir döneme girdik. Bu 45-50 yıllık parantezi kapatmak şüphesiz önemli. Kanın akmadığı, şiddetin olmadığı, kardeşliğe sığmayan hareketlerin terk edildiği, yeni bir dönemin başlamasını biz de bütün samimiyetimizle temenni ediyoruz. İnşallah bu süreç, bu yeni başlayan süreç, kardeşlik süreci başarıya ulaşır ve terörsüz bir Türkiye hep birlikte uyanmış oluruz.”
“BİZİM ÇÖZÜM BEKLEYEN BİR DE KÜRT MESELEMİZ VAR”
Yapıcıoğlu şöyle devam etti: “Şüphesiz silahların bırakılmasıyla ilgili Milli İstihbarat Teşkilatı'yla İmralı ve Kandil'de bulunan yöneticileri arasında bazı görüşmeler olmuş. Silah bırakmanın kayıtsız şartsız olduğu açıklandı. İnşallah öyledir. Biz de şunu söylüyoruz; bizim ki ayrı sorunumuz var. Birisi silah, şiddet, terör veya asayiş sorunu. Her ne diyeceksek adına. Birisi bu. Ama öte yandan bundan bağımsız olarak bir de Kürt kardeşlerimizin, Kürt vatandaşların bazı talepleri var. Yani çözüm bekleyen bir Kürt meselemiz vardır. Bu Kürt meselesini silahlar bırakılsa da bırakılmasa da mutlaka çözmek gerektiğini biz öteden beri söylüyoruz. Ve yine öte tarafta çözüm adına, devlet tarafından ya da hükümet tarafından bir adım atılsa da atılmasa da mutlaka silahların bırakılması gerektiğini söylüyoruz. İkisi birbirinden ayrı konudur. Mutlaka birbirine değdiği alanlar veya kesiştiği alanlar vardır. Ama yine de iki meseleyi birbirine karıştırmamak, birini diğerinin şartı veya engeli olarak görmemek gerekir.”
“Her konuyu konuşmalıyız”
“Bu konuda da her türlü meseleyi konuşabilmeliyiz. Ama bu iki şeyi birbirine karıştırmamaya çok özel bir dikkat ve özen göstermek gerekir diye düşünüyoruz. Örneğin silah bırakanların durumu ne olacak? Kendilerini fesheden örgütle ilgili nasıl bir hukuki düzenleme yapılacak? İç cephenin tahkim edilmesiyle ilgili de öneriler mutlaka dile getirilmeli. Ya da kardeşliğin yeniden tesis edilmesi. Ama dediğim gibi iki mesele birbirine eğer karıştırılırsa, süreç sıkıntıya girebilir. Birisi diğerinin şartı gibi algılanırsa, atılması gereken adımlar gecikebilir ya da hiç atılmayabilir. İnşallah bizim beklentimiz komisyonun tarihi görevini başarıyla yerine getirmesidir. Eğer bunun aksi bir şey olursa sebep olanlar bunun vebalini üstleneceklerdir. Komisyona üye veren bütün partiler şu hususa çok dikkat etmeli. Nedir o? Herkes bir kere samimi şekilde sorunun çözümü için katkıyı sunmaya odaklanmalı. Orada partiler, bu konuyu çözmek yerine kendi propagandasını yapma ya da şov yapma kalkarsa o zaman komisyon da kendisinden beklenen görevi yerine getiremeyecektir.”